EgeSağlam adımlar kayıpsız maçlar

Sağlam adımlar kayıpsız maçlar

26.08.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:

Geçen sezon TFF 2. Lig’de namağlup şampiyonluğa ulaşan ve Türkiye’de 29 yıl sonra ilki yaşayan Manisa Futbol Kulübü, kazanmaya TFF 1. Lig’de de devam ediyor. Siyah beyazlıları değerlendiren yazarlarımız, “Hedefe ulaşmak için kararlı tavırları ve savaşan bir kimlikleri var. Bu sezon rota yeniden şampiyonluk” dedi

Sağlam adımlar kayıpsız maçlar

Bülent Buda: Yeni çıktıkları lige deplasmanda başlayıp maç kazanmak öz güven destekli, güzel bir duygu. Atak oynamayı, gol atmayı seven bir karakteri var tüm takımın. Bu denli oluşturulup da final dokunuşları yetersiz bir günde üç puanın penaltı ile gelmesi de bir miktar şaşırtıcı. Yani demem o ki golcülerin final dokunuşlarını daha çok çalışarak önemsemeleri gerek. Gole ya da gollere erken ulaşma yönünde zihinsel bir rahatlık oluşturacaktır. “Daha ne olsun, iki maç altı puan” diyenler olacaktır elbette. Öyledir de merakım şu, takım nicelik ve nitelik olarak çoğu takımın önünde görünüyor. Bir şampiyonluk daha neden olmasın? Manisa’ya da çok yakışır doğrusu.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Hedefe ulaşmak için kararlılar ve asla vazgeçmeden doğru planlamaları var. Elbette bu Süper Lig. Güçlü kadro kurdular. Lige deplasmanda dört gollü galibiyet ile başladılar. Ancak ligin ne kadar zor olduğunu bu hafta Denizlispor karşısında hep beraber gördük. 79. dakikada Nizamettin’in penaltı golüyle galip gelebildiler. Denizlispor kalecisi Stachowiak harika oynadı. İyi direndi. İşte lig böylesine uzun bir maraton. Manisa maçın mutlak hakimiydi. Hücumda etkiliydi. Ancak bazı oyuncular nedense istenilen inisiyatifi alamadılar. Manisa FK, takım halinde birlikte hareket ediyor ve inancı ile kadro derinliği büyük avantajı.

Mehmet Demirtaş: Kazanma alışkanlığını edinmek, bunu hayata geçirmek ve yaşamın bir parçası yapmak ha deyince olmuyor tabi ki. Üretken olmak, çaba sarf etmek başlıca kuralları. Çok iyi oynadıkları, iyi oynadıkları, kötü ya da daha kötü oynadıklarını gördük. Genele vurduğumuz zaman çok iyi ve iyi oynadıklarını rahatça söyleyebiliriz fakat günün getirisine göre değişkenlik gösterdi haliyle. Tek bir şeyden emindik bu takım için, o da kaybetmeyecek olmaları. İstanbul maçına nazaran daha temposuz oldukları bir gerçek. 80’e kadar girişimler yaşansa da sonuçlanmamıştı atakları. Yine de ne yapıp edip buldular bir penaltı. Tek atıp üç aldılar. Bu puanların daha değerli olması için de önümüzdeki hafta seriye devam etmeliler. Bir sonraki ve de sonraki haftalarda yapmayı arzuladıkları gibi.

Haberin Devamı

DAHA YOLUN BAŞINDAYIZ!

Bülent Buda: Daha yolların başlangıcı. Yas tutulacak bir durum değil. Önemli olan gelişmeye, yarışmaya tutkuyla girişebilmek. Ahmet İlhan’ın işlerin doğru gitmediği günde takımı ateşleme çabaları, gol mevsiminin açılışı yetmedi. Takım bütünüyle şöyle rahatsız edici eylemlerle Tuzla’nın üzerine gidemedi. Abanamadı, hataya zorlayamadı. Konuk rahattı, keyifliydi. Daha yolun ilk adımları. Kaygılanmak için erken diyeceğim ama yine de demek gerekiyor. Bir gerçek önümüzde apaçık duruyor. Geçen yılın Play Off finali oynayan takımı çok eksildi. Bir söylem vardır futbolda, hiç sevmem, “Zamana ihtiyaçları var.” İçi bomboş, laf olsun torba dolsun niyetinde bir yakıştırma. Şöyle diyelim o zaman: “Daha yarışmacı, daha tatlı sert, daha yaratıcı ve bitirici olmak.” Ne de az şey istiyorum değil mi? İlk iki haftanın görünümü kırılgan, kolay teslim olan bir yapı. Çok sıkı çalışın. Yastığa başınızı koyduğunuzda bile. Dinlenirken kurgulayın, hayal kurun. Hayallerinizi gerçekleştirin. Herkesin bir işi, yükümlülükleri var. Sizinki de futbolu iyi oynamak. Oynayın o zaman.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Sezon başından beri Altınordu ile ilgili yazdıklarımız ortada. 11 oyuncusu takımdan ayrıldı ve yapılan sadece üç transfer var. TFF 1. Lig inanılmaz zor bir lig. Hele bu sene daha da zor. Geleceği doğru planlayan, Türk futbolunun gururu Altınordu gençleriyle mücadele ediyor. Ancak başarı için tecrübeli oyunculara da ihtiyaç olduğunu bu hafta Tuzla maçında gördük. Duran toplarda yapılan hatalar maalesef bu sonucu ortaya çıkardı. Elbette Hüseyin Hoca ve gençlere ben de çok inanıyorum. Başarı biraz da yetenekli oyuncularla geliyor. Transfer ayı bitmeden gerekli takviyelerin yapılmasının şart olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Mehmet Demirtaş: Geçtiğimiz yıl birkaç kez eleştirdiğimizi anımsıyorum 3’lü savunma kurgusunu. Avrupa Şampiyonası sonrası bir moda haline gelmiş durumda. Süper Lig’de ve 1. Lig’de sıkça rastlıyoruz bu dizilişe. Altınordu kağıt üzerinde 5-4-1 oynuyor. Ataklarda bu sayı defansta 3’e kadar düşüyor. Sorunun esas kaynağı 3’e düşmesi mi? Bence kesinlikle hayır. 3’e düşerken, hatların arasında rakiplere alan açılıyor. Alan açıldıkça da telaş sarıyor genç yıldız adaylarını. Bu havayı püskürtmek ve biraz güven aşılamak gerek. Geçtiğimiz sezondan kan kaybı yaşandı. Değişim sancısı yaşanıyor bir nevi. Bu kadar tecrübelinin toplandığı lig statüsünde bu yaş gruplarıyla oynamak hakikaten zor. Oyun olarak lig ölçeğine biraz uzak gibiler. Umarım bu tablo her manada olumluya döner.

Korkarak yaşarsan sadece seyredersin

Bülent Buda: Tam da atamayana atarlar durumu. 80’e kadar baskı altında Bandırma’ya geçit vermeden, disiplinli savunma oyunu. Ve de 76 ile 84 arasında üç etkili atak, gol girişimi. Bu bağlamda hele Emre’nin ki. Pozisyon net, vuruş zayıf. Yani tam hakkını veremiyor Emre. Tıngır mıngır giden top, direkten dönüyor. Ve o kaçanlardan sonra savunmada bir an boş bırakılan Bandırmalı’dan bir kafa darbesi ile yitirilen puan ya da puanlar. Futbol oyunu öyle ‘En az bir puanı hak etmiştik’ söylemleriyle özür kıvamında dillendirilecek bir yarışma değil. Atacaksın. Gerisini bırak rakibin düşünsün. Bir de öyle yoğun, koyu bir savunma uzun dakikalar. Ve nihayetinde golü de yiyorsun. Uçuyor puan ya da puanlar. Oysa rakip basacakmış. Aldırma sen. Sen de basmayı dene. İleri uçlarda üç direk arasından topu geçirecek becerili kramponlar var. Sal gitsin. Korkma. At ve dön. Rakibin düşünsün. Yani demem o ki tekrarlıyorum, korkma. Korkarak yaşarsan hayatı sadece seyredersin.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Menemenspor, Bandırmaspor deplasmanında 84. dakikada yediği golle bir puanı bıraktı. Emeklerine yazık oldu. Derin ve kademeli savunmasıyla Bandırmaspor’a hücum etkinliği vermedi. Stoperler Ömer ve Mazlum hırsları, çalışkanlıklarıyla defans merkezini iyi kapattılar. Ancak hücumda etkisiz olunca sadece bir puan için kapanırsan maalesef böylesi tesadüfi bir gol ve bu sonuç kaçınılmaz oluyor. Menemenspor’un hücumda alternatif yaratması, bence Rasheed’in gol bölgesine yakın oynaması şart. Kısacası hücumdaki problemler çözülünce takım halinde yapılan bu mücadele ve hırs karşılıksız kalmaz diye düşünüyorum.

Mehmet Demirtaş: Geçtiğimiz haftanın dinamik takımlarından birisiydi Menemenspor. Bu hafta ise o şablondan biraz uzak seyrettiler. Orta alan çabuk düşüyor gözlemlerim doğrultusunda. Burayı tedavi etmek gerekir. Takım prensipleri doğrultusunda gençliği ve enerjiyi önemsiyorlar. Bandırma karşısında puan almaları olasıyken geriye yaslanmanın kurbanı oldular. Bandırma da ligin iyi kadrolarından birisini kurmuş durumda. Büyük kayıp değildir, tedavi edilir. Ama lig sonunda böylesi maçlardaki puanları aramamak için de sahaya dönmek gerekir.

Hırsınız yeter

Bülent Buda: Dakika 68. Bir hafta önceye göre tam kıvamında olmasa da Tusha’nın ceza alanı üzerinden yaptığı etkili vuruşta top direğe takılmasa epey güzel duygular dile getirilirdi maçın bitiminde. Dört yeni transfer alanda. Katkıları ile takımı ligde tutabilirler mi? İzleyip göreceğiz. Kalesinde sevgi ile izlediğimiz Stachowiak’ın gidişine üzülmüştük. Dönüşüne sevindik. Bir oyunun bütününe yakın bölümünde baskı altında stresle oynamak ve de puan ya da puanlar çıkarmak zor iş. Bu denli baskı altında savaşçı bir direniş gözlenirken yenilginin bir penaltı golüyle gelmesi de bir miktar ironiyi içerisinde barındırıyor. Sözü hiç bükmeden söyleyeceğim. Takım ligde barınabilmek için sergilediğinin üstüne koymak, yaşama geçirmek zorunda.

Fatih Tanfer: Hafta içinde yönetimde yaşanan sıkıntılara rağmen problemlerin çözülmesi, teknik adam olarak Serhat Gülpınar’ın göreve gelmesi ve yapılan transferler takımın gücünü artırmış. Kalede Stachowiak harika oynadı. Bir şutları direkten döndü. Ve gelecek adına umut verdiler.

Mehmet Demirtaş: Denizlispor gibi bir kentten gerekli sayıda ve de geçerli nitelikte oyuncu yetişmiyor. Üstelik hep üst liglerde mücadele etmesine rağmen. Manisa FK bu ligin en güç rakiplerinden. Savaşım ise üst sınırda olacak haliyle. Stachowiak’tan başlayan bu dik duruş, maçın genelinde mevcuttu. Açıkçası ilk haftaya göre yine toparlanmış duruyorlar. Yapılacak takviyelerle durum kurtarılmaya çalışılacak. Birincil hedef tabi ki ligde kalıcı olmak. Ama inanın en az şampiyonluk kadar zor bir hedef. Bu mücadele ruhu ile başarı gelebilir. Yolları açık olsun.