07.11.2022 - 00:05 | Son Güncellenme:
“Elimizde olan şeyleri çok seyrek düşünürüz. Eksik olanlarıysa her zaman”
Schopenhauer
Zımparayı andıran kömür tozlu toprak zemini ile yıllara adeta meydan okudu, üzerinde cumartesi-pazar koşuşan kramponlara. Sonra Akdeniz Oyunları nedeniyle Atatürk Olimpiyat eklendi, büyük ve devasa bir spor anıtı oldu. Alsancak’ın sıcaklığından uzak, kocaman tribünlerden uzağa çekilmiş bir spor alanı. Yıllar birbirine eklemlendi. Bozuk para gibi tüketildi. O futbol günlerinin en yarışmacı iki takımı oldu hep Altay ile Göztepe. Hikaye uzun. Sıkmak istemem. Yıllardan sonra önce Göztepe Gürsel Aksel yenilendi. Ardından Alsancak Stadı. Halıyı andıran yeşil çimler, görkemli, pırıl pırıl tribünler. Göztepe ile 5 sezon, Altay ile sadece 1 sezon özlem giderdik Süper Lig’de o yenilenmiş futbol anıtlarında. Şu günlerde ikisi de bir alt ligde. Tutunma yarışı içindeler. Ve diğerleri Altınordu farklı bir yörüngede. Kutlanmayı hak ediyor. Ya ötekileri?! “Şampiyon Sözleri” isimli harika kitabın yazarı sevgili Mümin Sekman, şöyle diyor: “Başarının başarısı nereden gelir? Yıllar önce bir çocuk kitabı yazarken fark ettim. Başarı, ‘Baş’ ve ‘Arı’ kelimelerinden oluşuyor. Düşündüm : Bundan nasıl bir anlam çıkarabiliriz? Baş+Arı : “Baş” olmak için “Arı” gibi çalışmak gerek!”
Sizler de bir düşünün bakalım. Bu gidişle ne olacak bizim bu halimiz?
***
Tutkunun maddi bedeli
“Tutkun varsa ve yeterli kazancın yoksa bir şekilde hayatını kazanmanın bir yolunu bulmak durumundasın. “Real Artists Have Day Jobs” kitabında anlatıldığına göre birçok sanatçı ünlü olmadan önce 09.00-17.00 çalışmış. Ünlü ressam Jackson Pollock, bebek bakıcılığı yapmış. Ünlü müzisyen Philip Glass, bir yandan avenge garde operalar yazarken taksi şoförlüğü ve tesisatçılıkla geçimini sağlamış. Bilim kurgu yazarı Kurt Vonnegut, bir yandan yazarken bir yandan da otomobil bayiliği yapmış. Ünlü yazar David Sedaris, yazarlık hayatının başında evlere temizliğe gidiyormuş. NBA basketbol oyuncusu Dennis Rodman, havaalanında temizlik işçiliğinden araba yıkamaya çeşitli işlerde çalışmış”.
Dünyaya katkıda bulunanlar, tutkularını keşfedenler değil keşfettikten sonra çabayla ve sebatla inşa edenlerdir. Bir dahi olmadığını, sadece tutkuyla çalıştığını söyleyen Einstein’ın bir konuşmasında geçen şu sözü çok severim:
“Posta pulları; gideceği yere varıncaya kadar mektuba yapışıp kalırlar. Onun için çok değerli oldukları söylenir. Posta pulu gibi olun; başladığınız işi bitirin.”
(Alıntı)-Bahar Eriş-Korkmasaydın ne yapardın?
Bir kenara yazın bulunsun
Hayat, yalnızca geriye dönük anlaşılır. Ancak ileri doğru yaşanır. (Kierkegaard)
Aşk, hevesin bitene kadar; sevda, nefesin bitene kadar devam eder. (Şenol Güneş)
İnsan yalnız başkalarına zarar vermekten korkmalı. Bunun dışında korkuya yer olmamalı. (Dante)
Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer. İçsen de tükenir içmesen de. Bu yüzden hayattan tat almaya bak. Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da. (Neyzen Tevfik)
Sevinsin
Aldık nasibimizi hüzünden
İşte geldik gidiyoruz sevinsin
Halbuki ne güzel başlamıştı hikâye
Şerbet gibi bir gök üstümüzde.
Ve bütün lezzetleriyle toprak
Gözümüzde nur, dizimizde takat
On parmağında on hüner vardı
Biz onun sevgili kulları.
Dünyasını âbad eyledik
Bir can verdi bize bin alır
Gideriz gözümüz arkada kalır
Sevinsin.
Açın kapıları açın
Gidin haber verin meleklere
Can çekişip durmasın beyhude yere
Elbet bir tutam ot biter üstümüzde
Mezarına göre ayağını uzatır ölülerimiz.
(Bedri Rahmi Eyüboğlu)