25.01.2021 - 00:02 | Son Güncellenme:
Oldukça sık görülen ve kişiye ciddi acı veren makat çatlağı sorunu (anal fissür-AF) tıbbi ve cerrahi müdahaleyle çözülüyor. Ekol Hastanesi Kolon ve Rektum Hastalıkları Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cemil Çalışkan, “Ani ve kronik form olarak iki tipte görülür. Hastalarda makat derisinin yara üzerine katlanması şeklinde bir eşlik eden durum da sık görülür ve sıklıkla hasta tarafından basur hastalığı ile karıştırılır. Tanısı konunun uzmanı bir hekim tarafından gözle ve elle muayene ile kolaylıkla konabilir. Hastalık, bağırsak alışkanlıklarında düzensizlik olan kabız ya da ishali kontrol edilemeyen bireylerde izlenmektedir. Anal bölgenin en zayıf kısmının ön ve arka hat olması sebebiyle çatlak en çok buralarda görülür” diye konuştu. Cerrahi ve tıbbi tedaviler olmak üzere iki ana yöntemin olduğunu kaydeden Çalışkan, şöyle konuştu:
Botox uygulaması
“Tıbbi tedaviler arasında en popüler olanlar bölgesel etkili uyuşturucu ilaçlar, sıcak su banyosu, yüzde 0.2’lik glyceryl trinitrate (GTN) tedavisi, botox enjeksiyonu, kalsiyum blokerleridir. Bunların hepsinin kendisine has etki ve yan etkileri mevcut olup hastanın özelliklerine göre doktorunuz bunları birer birer veya kombine olarak kullanmanızı önerebilir.
Cerrahi tedavide ise temel prensibin makatın etraf iç kısım kaslarının bir kısmının, nadiren tamamının kesilerek makat bölgesindeki spazmın rahatlatılmasıdır. Bu ameliyat sırasında hasta uyutulmamakta sadece belden aşağısı ve özellikle makat bölgesi ‘Saddle Block’ yöntemi ile uyuşturulur. Özellikle çok doğum yapmış kadınlarda ve yaşlılarda ameliyatın daha bir itina ile kasların mümkün olan en az kısmının kesilerek yapılması gerekmektedir. Bu ameliyatı geçiren hastalar genellikle aynı gün veya bir gün sonra taburcu olabilmektedir. Bu ameliyat şekli onlarca yıldır çatlak tedavisinde kullanılan oldukça etkili, yaşam kalitesini artıran bir yöntemdir.”
Nadir de olsa bu minimal ameliyat şeklinin dahi istenmeyen bazı sorunlar yaratabileceğini sözlerine ekleyen Çalışkan, “Tedavi yöntemi saptanırken aklımızdaki tüm soruları doktorumuz ile tartışmalıyız. Herhangi bir hastalık için yüzde yüz başarılı olan ve hiçbir yan etki içermeyen deyim yerindeyse garantili bir tedavi yöntemi maalesef yok. Burada doğru olan bir rahatsızlığın tedavisi için her hastanın ayrı ayrı özellikleri ile değerlendirilip ‘Hastalık yoktur, hasta vardır’ ilkesi ile hareket edilmesidir. Doktor olarak bize düşen ise dışkılama esnasında ağrıdan dolayı kişiye ecel terleri döktüren bir sorunu en kısa zamanda ve bireysel çözümlerle ortadan kaldırarak kişinin ızdırabını kesmek ve hayat kalitesini yükseltmek” diye konuştu