Ege‘Kıyılarda bir tek bize yer yok’

‘Kıyılarda bir tek bize yer yok’

29.06.2024 - 00:35 | Son Güncellenme:

Sekiz sporcusuyla Paris Olimpiyatları’nda ülkemizi temsil edecek olan Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Özlem Akdurak, “Kıyı mevzuatı kulüplerimizi zora sokuyor, bu sorun çözülmeli” dedi.

‘Kıyılarda bir tek bize yer yok’

2016 yılında Türkiye Yelken Federasyonu Başkanlığı’na getirilen Özlem Akdurak, şimdilerde bu görevi ikinci kez sürdürmenin yanı sıra bir de Dünya Yelken Federasyonu Başkan Yardımcılığı’nı başarıyla sürdürüyor. 2024 Paris Olimpiyatları’na gidecek sekiz kişilik Yelken Milli Takımı’nın başında olan isim Özlem Akdurak ile ülkemizin yelken sporundaki durumunu, hedeflerini ve bu sporun geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini konuştuk.

Haberin Devamı

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

1966 yılında Ankara’da doğdum. 1984 yılında Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. Üniversite öğrenimimi ise İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Ardından İzmir’e geri dönerek finans ve bankacılık sektöründe 20 yıl çeşitli pozisyonlarda görev aldım ve bu çalışma dönemini 2007 yılında çok uluslu bir bankanın bölge müdürlüğünden emekli olarak tamamladım. Öğrenme heyecanım beni 2019 yılında ikinci bir üniversite okumaya yöneltti ve geçtiğimiz yıl Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdim.

Ankara’da doğduğunuzu biliyoruz. Deniz olmayan bir kentte mavi sulara olan sevdanız nasıl başladı?

Çok küçük yaşlarımda İzmir’e taşınmış olduğumuz için kendimi hep bir İzmirli olarak gördüm. Gençliğimde denizle iç içe büyümüş olmama karşın maalesef yakınlarımızda bir yelken kulübü yoktu ve ben bu eşsiz sporla eşimin sayesinde tanıştım.  Kayınpederim Metin Akdurak 1964 Tokyo Olimpiyatları’nda ülkemizi temsil etmiş olimpik bir sporcu, eşim Rebii Akdurak da aile geleneğini sürdürerek birden fazla sınıfta milli olmuş bir yelkenciydi. Dolayısıyla aile geleneği olan yelken sevgisini ben de eşimle birlikte tatmış oldum.

Haberin Devamı

Yelken sporuna başlangıç öykünüz ve tabii Solo Yelken Gençlik ve Spor Kulübü’nün kuruluş hikayesini dinleyebilir miyiz?

Büyük oğlum Can, 7-8 yaşlarına gelip yelken sporunu ciddi boyutta yapmaya başladığında uluslararası standartlarda amatör bir yelken kulübü kurma hayali ile yola çıktık. Daha fazla genci yelken sporu ile tanıştırmak ve uluslararası başarılara imza atmak en büyük hayalimizdi.

Tesisleşme problemleri ve Kıyı Kanunu nedeniyle yelken kulüpleri güçlenmediği sürece sporumuzda kalıcı bir başarının söz konusu olamayacağını anladım ve bu yol beni tüm amatör yelken kulüplerinin sorunlarını kalıcı olarak çözme çabasına itti. Mevzuat sorunları çözülmüş ve yelken sporunu ülke genelinde sevilen bir spor dalı haline getirmek arzusu beni 2016 yılında Yelken Federasyonu Başkanlığı’na kadar getirdi.

2021’de Türkiye Yelken Federasyonu başkanlığına yeniden seçildiniz. 2020’de ise Dünya Yelken Federasyonu Başkan Yardımcılığı görevine getirildiniz. Görev süreniz boyunca ülkemiz yelken sporunda neredeydi, hangi noktaya geldi?

Haberin Devamı

Federasyonumuzun misyonunu, “Ülkemiz çocuklarının sağlıklı gelişimlerini desteklemek, gençliğin sporla iç içe yetişmelerini sağlamak, sporcu ve denizci bir nesil yaratmak amacı ile yelken sporunu her su kenarı il ve ilçelerimize yaymak” olarak belirledik.

Önceliklerimizin başında yelken kulüplerimizi mali ve yönetimsel olarak güçlendirmek geliyor. Ancak kıyılarımızın kamu yararına kullanımını düzenleyen kıyı mevzuatı yelken kulüplerimizi zora sokuyor. Bu zorlukları ortadan kaldırmak için ciddi çaba sarf etmekteyiz.

Yelken sporu sadece bir spor dalı değil. Yelken Kulüplerimiz denizci bir ülke olma yolundaki ilk ana kucağı konumundalar. Yelken sporunun denizciliği geliştirmenin ilk adımı olarak görülmesini ve bir ülke politikası olarak ele alınmasını sağlamaya çalışıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın karşılığını ise sporcularımızın başarıları ile alıyoruz. Türk yelkenciliğinin uluslararası arenada birçok başarısı var. Çok sayıda Dünya ve Avrupa şampiyonluklarımız ve derecelerimiz mevcut. Başarılarla dolu yelken sporunu Olimpiyat madalyasıyla taçlandırmak en büyük hedeflerimizin başında geliyor.

Haberin Devamı

Üç yanımız denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz. Peki, deniz sporlarına neden bu kadar uzağız? Bir nedeni de pahalı bir spor olması mı?

Kamu kuruluşları ve yerel yönetimler nezdinde yelken sporunun yeterince tanıtılmamış, sorunlarının yeterince dile getirilmemiş olmasının yanı sıra kullanılan sportif malzemenin büyük oranda ithalata dayalı olması nedeniyle pahalı bir spor dalı olarak anılması bu spora uzak olmamızın temel nedenleri.

Yelken sporunun kişiye faydaları neler?

Yelken sporu hem doğa sporu olması hem de kazandırdığı dinamikler nedeniyle sağlıklı ve güzel nesillerin yetiştirilmesinde önemli rol oynayan bir spor dalı. Dolayısıyla yelken sporu bir çocuğun özgüveni, hızlı ve doğru karar alabilmesi, analitik yeteneğinin gelişmesi açısından çok önemli bir spor dalı.

Haberin Devamı

‘Kıyılarda bir tek bize yer yok’

‘Ailem en büyük destekçim’

Siz ayrıca bir anne ve eşsiniz… Hem ülkemiz hem de dünya genelinde görevde bulunduğunuz süreçte bir kadın olarak sizi en fazla zorlayan şey ne oldu?

Annelik benim önceliğim. Benim için bir anne olarak kısıtlı zamanlar da bile olsa çocuklarımın hayallerini dinlemekten, iç dünyalarını daha önemli bir amaç yok. Anneliğin yanı sıra yürütmekte olduğum ulusal ve uluslararası görevlerde kendime verdiğim söz ve hedeflere ulaşma kararlığımı gördükleri için eşim ve oğullarım en büyük destekçilerim oldular.

Dünya Başkan Yardımcılığına getirildiğinizde, “Türk sporu ve yelkenciliğinin geldiği noktayı uluslararası platformda yansıtmak için elimden geleni yapacağım” demiştiniz. Hedefinize ulaştınız mı? 

Dünya Yelken Federasyonu Başkan Yardımcısı olarak Türk sporu ve yelkenciliğinin uluslararası platformda tanıtılması için yoğun çalışmalar yaptım. Başkanlık sürecimde tarihte ilk kez Türk yelkencilerinin Dünya Yelken Federasyonu’nun dokuz önemli komite ve komisyonunda görev almasını sağladım. Üç kadın yelkencimizin bu komitelerde yer alması önemli bir başarı oldu. Ayrıca, Türkiye’de birçok uluslararası yelken yarışının düzenlenmesi için lobi faaliyetlerinde bulundum, bu sayede spor turizmi ve yelken tesislerinin gelişimine katkı sağladık. Örneğin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle temmuz ayında 470 Dünya Gençler Şampiyonası’nı düzenleyeceğiz, bu da sporcularımıza kendi ülkelerinde yarışma fırsatı sunarken Kocaeli ilimize önemli bir yelken tesisi kazandıracak.

‘Kıyılarda bir tek bize yer yok’

Olimpiyatlarda 5 kadın sporcu

Kadınların yelken sporuna ilgisi ne?

Denizle kadın çok güzel örtüşüyor. Kadın her konuda, her sektör ve her spor dalında başarılı. Kadınların yelken sporuna olan ilgileri de her geçen gün artıyor. Kadının doğasından gelen bir gücünün olduğuna inanıyorum. Kararlara ve iletişime, mantığı olduğu kadar duyguları ile yaklaşabiliyor olmak, detaylara önem vermek gibi avantajlı yönleri kadınlarımızın yelken sporu ile daha fazla ilgilenmelerine ve başarılı olmalarına olanak sağlıyor. 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’na gidecek kafilemizde sekiz sporcumuzdan beş tanesi kadın. Yani Uluslararası Olimpiyat Komitesinin koymuş olduğu yüzde 50 zorunlu kotayı kadınlar lehine aşmış durumdayız.

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda sporcularımızdan beklentileriniz neler, Türkiye olarak hedefimiz ne olacak?

Yelken branşında yarışmak üzere ülke kotası alan 63 ülke içerinde en fazla sporcu ile Olimpiyat Oyunları’na katılan ilk on ülke arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Artık sayılı günler kalan olimpiyat oyunlarında sporcularımızın muazzam bir çaba ile ellerinden gelen azami gayreti göstereceklerine ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceklerine gönülden inanıyorum.

Yelken sporunun önce Ege bölgesi sonra da ülkemizde daha iyi bir noktaya gelmesi için neler yapılması gerekiyor?

Türkiye Yelken Federasyonu’nun, yelken kulüplerimizi mali ve yönetimsel olarak güçlendirmesi gerekiyor. Kıyılarımızın kamu yararına kullanımını düzenleyen kıyı mevzuatı ve kullanılan sportif malzeme temininin ithalata dayalı olması yelken kulüplerimizi zora sokuyor. Bu zorlukları ortadan kaldırmak üzere yerli yelkenli tekne üretimi ve tesisleşme çalışmalarımızı da kısa sürede tamamlayabilirsek yelken sporunda bir dönüm noktası yaratmış olacağız. Bu sayede yelken kulüplerimizi güçlendirerek sporumuzu daha geniş kitlelere yayma amacındayız.

‘Kıyılarda bir tek bize yer yok’

‘Eğitimle entegre edilmeli’

 

Çocukların eğitim hayatlarıyla spor arasındaki geçişleri nasıl olmalı?

Gençlik Spor Bakanlığı’nın projeleri sayesinde milli sporcular vakıf kolejlerinde ve üniversitelerde burs alarak akademik kaygılarından bir parça kurtulmuş durumda. Yelken özelinde, Fransa’daki gibi milli eğitim müfredatına yelken derslerini zorunlu olarak dahil etmeyi hedefliyoruz. İstanbul, İzmir, Bodrum, Muğla ve Kuzey Anadolu’daki bazı illerde bu projeyi başlatmak istiyoruz. Yelken sporunun küçük yaşlarda başlaması gerektiği için, iyi yüzme bilen 6-7 yaş grubunu hedefliyoruz.

‘Kıyılarda bir tek bize yer yok’

Kıyı Kanunu nedeniyle kulüplerimiz sıkıntı yaşıyor

Kıyı Kanunu size ne gibi sorunlar yaşatıyor biraz açar mısınız?

Kıyıda herkese yer var, bize yok. Artık bunu söylemekte sakınca görmüyorum. Daha önce bunu düşük ses tonuyla ifade etmeye çalıştık ve kulüplerimizi kurtarmak için bazı aşamalar kaydettik. Ancak kıyı kanunundaki yapılaşma maddesini aşamadığımız için birçok kulübümüz sıkıntı yaşıyor. Örneğin, İzmir’de Göztepe Yelken Kulübü yakın zamanda yıkıldı. Ali Rıza Mete Urla Yelken Kulübü, Urla Belediyesi’nin yetkisi altındaydı, ancak sözleşmesi bitti ve yenilenmedi. Spor Bakanlığı çözüm için adım atsa da Çevre Bakanlığı’nın da sürece dahil olması gerekiyor. Bunun için gerekli görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

Peki, eğitim sistemi çocuğun sporda uzmanlaşmasına engel oluyor mu size göre de?

Yani şunu şunu soruyorsunuz değil mi? Çocukların akademik kaygısıyla spor arasındaki geçişlerini…

Evet…

Açıkçası orada çok bir şey değişmiyor. Fakat Gençlik Spor Bakanlığı’nın çok güzel projeleri oldu geçtiğimiz yıllarda. Şöyle ki, milli sporcular artık vakıf kolejlerinde ve üniversitelerinde otomatik olarak bakanlığın yaptığı protokol çerçevesinde burs alıyor oldular. O velinin üstünden kaygıyı bir parça kaldırdı. Ama yelken özelinde konuşmak gerekirse bizim şu anki projelerimiz için de kısmet olur da devam edersek bu yelken de ileri ülkelere baktığımızda en güzel örneği Fransa’da kıyı illerinde birçok bölgede pilot bölgelerde milli eğitimin, ortaokul ve ilkokul seviyesindeki müfredatının içinde zorunlu olarak yelken dersi var. Yani yelkeni bir eğitimin hani bir spor aktivitesi olarak değil eğitimin bir parçası olarak ana unsuru olarak göstermek. Bu kapsamda İstanbul, İzmir, Bodrum, Muğla’nın ilçeleri hatta kuzey Anadolu’da Sinop Rize’ye kadar olan Zonguldak o bölgelerde böyle bir pilot uygulamaya başlamak istiyoruz.

Çünkü en az 7 yaşında bu spora maçlarsanız ancak yelkenin dinamiklerini ve disiplinin mantığını kavrayarak ilerliyorsunuz. Denizci bir millet olmak istiyorsanız çocuklarınız 6 yaşında dümen başına geçmek zorunda. Onun için hedef kitlemiz bizim 6-7 yaşında, iyi yüzme öğrenmiş öğrenciler olacak. Ayrıca yelken sadece bir spor değil bir anlamda denizcilik sektörüne de ciddi şekilde istihdam yaratıyoruz.