09.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılındaki başvurusunun ardından, bu yıl ev sahipliği yaptığı Avrupa-Akdeniz Bölgesel ve Yerel Meclisi’nin 13. Genel Kurulu, Özdere’de sürüyor. Organizasyonun, bölgelerin birbirlerine gereksinimleri ve iş birlikleri açısından önemli olduğunu belirten Başkan Tunç Soyer, “Aldığımız kararların sonuçlarından sadece biz değil, gelecek nesiller de etkileniyor. Sorumluluğumuz, kentsel uygarlığımızı mümkün kılan doğal ekosistemleri de kapsıyor. Bugünkü toplantımızdan Mısır’daki COP 27’ye (BM İklim Değişikliği Konferansı) yönelik olarak bir Döngüsel Kültür Şehirleri İttifakı (Alliance for Cities with Circular Culture) kurmak için güçlü bir çağrı yapmaya davet ediyorum” dedi.
‘Cesur olmalıyız’
Akdeniz’in kuzeyi ile güneyindeki yerel yönetimlerin işbirliğini özendirmek amacıyla kurulan Avrupa-Akdeniz Bölgesel ve Yerel Meclisi’nin (ARLEM) toplantısında 2050 yılına kadar kırsal alanda yaşayanların oranının yüzde 68’e çıkmasının beklendiğini kaydetti, şöyle devam etti: “Tek bir çıkış yolu var... Şehirlerimizi doğal ekosistemlerin bir parçası olarak geliştirmek. Şu can alıcı soruya kesin bir yanıt bulmamız gerekiyor: Döngüsel bir kent yaşamı nasıl mümkün olacak? 4 milyondan fazla nüfusa sahip bir şehrin belediye başkanı olarak bunun kolay bir soru olmadığını biliyorum. Yine de bu gezegendeki varlığımızı sürdürmek konusunda samimiysek, zor olana doğru ilerlemek için kendi kendimize meydan okumalıyız. Şehirlerimizi yaşam ağının ayrılmaz bir parçası olarak hareket eden alanlar olarak geliştirmek için yeterince cesur olmalıyız. Ben buna döngüsel şehircilik diyorum.”
Dört başlığa vurgu
Doğanın, insanlık onun merkezindeymiş gibi tanımlanamayacağını dile getiren Tunç Soyer, şunları vurguladı: “Onun sadece bir parçası olduğumuzu kabul etmeliyiz. Bugün, doğayı bir bütün olarak kucaklayan şehirler geliştirmeyi başaramadık. Buradan çağımızın çoklu krizleri doğdu: İklim krizi, biyoçeşitlilik krizi, plastik krizi ve diğerleri. Bu nedenle döngüsel kültürün ilk başlığı, doğayla uyum üzerine kuruludur. Dünyanın bu kadar çok gereksinim duyduğu dönüşümü gerçekleştirmek istiyorsak, döngüsel kültürün ikinci başlığı bir başka temel çıkış noktasını oluşturuyor: Birbirimizle uyum. Bu, hayatımızın her dakikasında herkes için eşit vatandaşlık sağlayan demokrasi anlamına gelir. Üçüncü başlık, geçmişle uyum ve son başlık değişimle uyum” dedi.
‘Sinerji sağlayabilir’
Yerel ve bölgesel yönetimlerin Akdeniz’deki temsilcileri olarak sorumluluklarının yalnızca yurttaşlara hizmetle sınırlı olmadığını dile getiren Büyükşehir Başkanı Soyer, “Döngüsel Kültür Şehirleri İttifakı, şehirlerimizi insanlar ve tüm yaşam ağı için nefes alan manzaralara dönüştürme yolundaki yerel, bölgesel ve küresel çabalarımıza büyük ölçüde ilerleme ve sinerji sağlayabilir” dedi. Soyer, hiçbir şeyin bir sabah kendi kendine düzelmeyeceğini, dünya bir gün daha iyiye doğru değişecekse, bunun kararlı bir duruşla başarılabileceğini belirtti.
‘Güç yerelde’
Genel kurul kapsamında bir de yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer, iklim kriziyle mücadelenin önemine değindi, “Gerçek çözümler yerelde yatıyor. Ortak kültürümüzü iklim krizi ile mücadelede araç ve kaldıraç olarak kullanmalıyız” dedi. Mavi kıta Akdeniz’in diğerlerinden farklı olduğunu söyleyen Soyer, “Burada yaşayan insanlar, başka kıtalarda yaşayanlara kıyasla daha fazla ortak özelliğe sahip. Plastik adaları var, Akdeniz’in sulak alanlarının yüzde 50’si geçtiğimiz 50 yıl içinde kayboldu. İnsanlar kuraklıktan mustarip. Çanlar çalıyor” diye konuştu.