28.12.2017 - 01:07 | Son Güncellenme:
İzmir iş dünyası temsilcileri, 2017 yılı sona ererken geride kalan yılı ekonomik açıdan mercek altına aldı. 2017’de özellikle üçüncü çeyrekte yakalanan iki haneli büyüme rakamının sevindirici olduğuna ancak büyümenin sürdürülebilirliğinin önemine dikkat çeken iş dünyası temsilcileri, 2018’de komşu ülkelerdeki savaşların sona ermesiyle olumlu trendin yükselerek sürmesinden umutlu olduklarını belirtti.
13 projeye 4.5 milyar lira
Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak:
İstikrarlı bir çizgiyle, 2017’de de büyümemizi güçlenerek sürdürdük. Yatırımları İzmir’de yoğunlaşmış, sektöründe liderlik ve öncülük yapan bir yapı şirketi olarak kentimizin geleceğinin çok parlak olduğuna inanıyoruz. 2018 yılının da ülkemiz için iyi bir yıl olacağına inanıyorum. Sektör açısından sağlıklı, nitelikli bir arz-talep dengesinin gelişmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm projeleri inşaat sektörümüzün gelişimi açısından önemli bir alan. Biz de dönüşümde önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Şu anda İzmir’de 11 projeyi bir arada yürütüyoruz. Teslim ettiklerimiz dahil, 13 projenin bugünkü toplam yatırım değeri (1 milyar 210 milyon dolar) yani, 4 milyar 598 milyon Türk lirası. Bu durumda bugüne kadar yaptığımız tüm projelerin ve sürmekte olanların yatırım değeri 2021 yılında 6 milyar lirayı geçecek. Folkart, geçen seneye göre yüzde 35 oranında büyüme gösterdi. Şu an projelerimizde 1500 kişi çalışıyor. Bu sayı, önümüzdeki aylarda projelerin konumuna göre çok ciddi şekilde artacak.
‘Önce normalleşmeliyiz’
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt:
Ülkemiz ekonomisi açısından 2017; devam eden Suriye iç savaşı ve mülteci sorunu, Ortadoğu’daki karışıklıklar, AB ve ABD ile yaşanan gerilimler ve elbette terör nedeniyle durgun bir yıl oldu. 2018’de her şeyden önce içte ve dışta normalleşmenin sağlanması en büyük beklentim. Hükümetin, 250 milyar liralık krediye Hazine garantisi sağladığı teşvik paketi, ekonomiye can suyu oldu. Benzer uygulamaların sürmesini temenni ediyorum. Markalaşmada, ihracat artışında ve elbette işsizliğin azalmasında katma değeri yüksek üretimin önemi çok büyük. Bu yönde planlama yapılmasını ve adımların atılmasını bekliyorum. Zira kapsamlı bir ekonomik program kurgulanmadan ve siyasi normalleşme sağlanmadan, orta vadeli program hedeflerinin gerçekleşmesi kolay değil. Ülkemiz ekonomisinin en büyük problemi olan cari açıkta makasın kapanması için mutlaka önlem alınmalı. Üretimde ithalatın payı düşmeli. Özellikle hammadde ve ara malları üretiminde gelişmemiz gerekiyor. Bunun için politika üretilmesi ve teşvik sağlanması şart. Son olarak; dünya dijital devrim sürecinde. Endüstri 4.0’ın getirdiği gelişmelerden kopmamak, hatta öncüsü olmak üzere özellikle inovasyon ve teknoloji odaklı stratejiler oluşturmak da ekonomi yönetiminin en önemli gündem maddelerinden biri olmalı.
Sevindirici gelişme
Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ) Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Porsuk:
2017 yılı, Türkiye ekonomisi açısından performans artışı yaşanan bir yıldı. Yılın ilk çeyreğinde 5.1, ikinci çeyrekte 5.2 olarak açıklanan büyüme rakamlarının ardından, üçüncü çeyrekte yüzde 11.1’lik bir büyüme yakalanması sevindirici bir gelişmeydi. Tüm bu veriler göz önüne alındığında, yıl sonunda yüzde 5’in üzerinde bir büyümenin yakalanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ülkemiz için çok olumlu olan bu rakamlarda başta KGF olmak üzere, çeşitli teşvik ve desteklerin de etkili olduğunu unutmamak gerek. Bölgemizin de hedeflerini yakaladığı 2017 yılının ülkemiz sanayicileri açısından olumlu bir yıl oldu, 2018 yılıda da sanayiye yönelik desteklerin artarak sürmesini umuyoruz.
Yatırımdan vazgeçilmedi
Bağyurdu Organize Sanayi Bölgesi (BAYOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Telseren:
2017 yılı pek çok sektörün hedeflerine ulaştığı, genel anlamda olumlu trendin ağırlığını hissettirdiği bir yıl oldu. Özellikle büyüme rakamları hepimizi sevindirdi. Sanayicilerimiz zaman zaman kur baskısını üzerlerinde hissetseler de, yatırımdan vazgeçmedi. Bölgemiz de yıl boyunca yoğun ilgi ile karşılaştı ve yeni yatırımlar hayata geçirildi. Biz de bölge yönetimi olarak yıl boyunca sanayicilerimizi özellikle yüksek teknoloji ağırlıklı yatırımlara yönlendirmek adına çalışmalar yürüttük. 2018 yılında tüm bu çalışmaların meyvesini vereceğine inanıyoruz.
Dolar, sıkıntı yarattı
Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Ege Şubesi Başkanı Can Yavaş:
2017 yılı, özellikle 2016 ile kıyaslandığında ekonomik açıdan başarılı bir yıl oldu. İhracat rakamlarında hedeflerin aşılmasıyla gelen yüksek büyüme, tüm iş dünyasına rahat nefes aldırmış olsa da, doların yukarı yönlü seyri zaman zaman sıkıntı yarattı. Yine de tüm artıları ve eksileri teraziye koyduğumuzda, artıların ağır bastığını, bu yönden olumlu bir yılı geride bıraktığımızı söyleyebiliriz. 2018 yılından beklentimiz, eksilerin daha da azaldığı bir yıl olması. Başta Suriye olmak üzere, özellikle ülkemizin güney sınırında yer alan ülkelerde yaşanan savaşların sonlanması, yeni yılda en büyük ümidimiz.
Verimli bir yıldı
Tire Organize Sanayi Bölgesi (TOSBİ) Yönetim Kurulu Başkanı Kosat Gürler:
Ekonomik gündemi etkileyen hem yerel hem de küresel birçok gelişmenin yaşandığı bir yılı geride bırakıyoruz. 2017 yılında istikrar sorunları ve krizlerin hakim olduğu dünya ekonomisine rağmen, ülkemiz beklentilerin üzerinde büyüme rakamlarını gerçekleştirerek yoluna devam etti. Özellikle 2017’nin 3. çeyreğinde yüzde 11,1 gibi yüksek bir büyüme rakamına ulaşılması, Türkiye’nin ekonomik açıdan olumlu bir yıl geçirdiğinin açık bir göstergesi oldu. Yaptığımız çalışmalar ve bu olumlu gelişmelerin ışığında, ülkemiz gibi biz de Tire Organize Sanayi Bölgesi olarak verimli bir yılı geride bıraktık. 2018 yılında bu yöndeki çalışmalarımız ve yatırımlarımızla bölge ve ülke ekonomisine sağlayacağımız katkıların artarak devam edecek.
Su ürünleri, ihracat lideri
Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kılıç:
2017 yılında ülkemizin ekonomik hedeflerine ulaşması, tüm iş dünyası temsilcilerini sevindirdi. Özellikle yakalanan büyüme oranı, ekonomimiz adına olumlu sinyaller verdi. İhracat rakamlarının etkili olduğu bu büyümeye, su ürünleri sektörünün ihracat lideri olarak katkı vermiş olmak, bizler için de büyük gurur oldu. 2018 yılının da hem ülkemiz hem de sektörümüz adına olumlu gelişmelere sahne olacağı inancındayım. Özellikle eski planların yenilenmesi yoluyla açık denizlerimizde yer alan üretime uygun alanların sektörümüze kazandırılmasıyla, 2023 hedefleri doğrultusunda ülke ekonomisine katkımız çok daha fazla artabilir.
Hedef, 11. ayda geride kaldı
Ege Otomotiv Derneği (EGOD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akkalay:
Sektörümüz adına 2017 yılının başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Türkiye ihracatında liderliği yine kimseye bırakmayan otomotiv sektörü, 2017’nin başında 24 milyar dolar olarak belirlenen senelik ihracat hedefini, daha 11. ayda geride bıraktı. 2018 yılında da sektörümüz adına olumlu trendin sürmesini bekliyoruz. Yine de kur dalgalanmalarına yönelik endişelerimiz mevcut. 2018 yılında sektörü bu dalgalanmalardan koruyacak tedbirlerin hayata geçirilmesi büyük önem arz ediyor. Yerli otomobil çalışmalarının başlamasıyla büyük bir heyecan yaşayan sektörümüz, ilk yerli otomobil yollarda yerini alana dek olumsuz etkenlerden korunursa, yerli otomobilimizin de ihracatının başlamasıyla ülke ekonomisi içerisindeki payını ciddi bir şekilde yükseltecektir.
Meyvelerini topladık
Ege Giyim Sanayicileri (EGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Atınç Abay:
2017, ülkemizde tüm sektörler açısından olumlu yıl oldu. Giyim sanayicileri olarak biz de bu olumlu havayı yakalamayı ve sektör olarak büyümeyi başardık. Yıllardır çalışmalarını yürüttüğümüz pek çok projenin de meyvelerini topladık. Özellikle dernek olarak organizasyonunu üstlendiğimiz IF Weddding Gelinlik, Damatlık ve Abiye Fuarı ve İzmir Fashion Week etkinlikleri, 2017’ye damgasını vurdu. 2018 yılında bu etkinliklerimizi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 4 yıldır gerçekleştirmekte olduğumuz “tedarikçiler buluşması” etkinliğimizi, 2018 yılında fuara dönüştürerek sektörümüze bir fuar daha kazandıracak olmanın mutluluğu içindeyiz. İzmir’i tasarım konusunda bir marka haline getirerek, sektörümüzün ve kentimizin gelişimine katkı sağlama hedefimiz doğrultusunda, 2018 yılında çok ciddi yol katedeceğimizden şüphem yok.
Adımlar sağlam olmalı
İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter:
İzmirli iş kadınları olarak 2017 yılında ülke ekonomisindeki olumlu trendden memnununuz. Beklentileri aşan büyüme rakamları, hepimiz için umut verici olsa da, yeni yıldan itibaren adımlarımızı daha sağlam atmamız gerekecek. Yakalanan bu yüksek rakamların olumsuz baz etkisi yaratmaması ve önümüzdeki yıl da ülkemizin en az yüzde 5 seviyesinde büyüyebilmesi için çok daha fazla çalışmamız gerekiyor. Bu bağlamda işletmelere yönelik devlet teşviklerinin artarak sürmesini, özellikle kadın girişimcilerin bu teşviklerde öncelikli olmasını çok önemli görüyoruz. 2018 yılının başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyaya huzur getirmesini diliyorum.
Büyüme trendi
Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilhan Antitoros:
2017 yılında ülkemiz adına pek çok kritik gelişme yaşandı. Özellikle 16 Nisan 2017’de gerçekleştirilen anayasa referandumu bu kritik gelişmelerin başında geliyordu. İş dünyası bu süreci yakından takip etti ve özellikle dış kaynaklı yatırımlar referandum sonucuna göre şekil aldı. 2017’de yakalanan büyüme trendi de önemliydi. Ülkemizin bulunduğu coğrafyada, komşu ülkelerde süren siyasi belirsizliklere rağmen yakalanan bu büyüme trendi, iş dünyasına umut verdi. Dileğimiz, 2018 yılında da büyümenin sürmesi. Bunun sağlanması için de en önemli koşul hiç şüphesiz ki hukukun üstünlüğünün her alanda sağlanması ve yatırımcılara bu yolla güven aşılanmasıdır.
Dış ilişkilere dikkat!
EBSO geçmiş dönem Meclis Başkanı Kemal Çolakoğlu:
Türkiye ekonomisi 2017’de her şeye rağmen beklentilerin üstünde gelişti. Nitekim üçüncü çeyrekte yüzde 10’ların üzerinde büyüme hızı, bunu gösterdi. Terör olaylarının giderek kontrol altına alınması 2018 yılı için umut verici. 2018 yılında yatırımların daha iyi gelişebileceği konusunda ümidimizi koruyoruz. Devletin vermiş olduğu teşviklerin yatırımları geliştireceğini görüyoruz. Bununla birlikte istihdamda da önemli gelişme olacak. Türkiye büyüme hızını artırmak zorunda. Türkiye’de her yüzde 1’lik büyümenin 100 bin kişiye iş bulduğu bilinen bir formüldür. Türkiye’de yüzde 10 ile büyürsek her sene işsize çıkan 700 bin kişinin yanısıra 300 bin kişiyi de işsiz ordusundan eksiltiriz. 2018’de yatırımların çoğalması için öncelikle yabancı yatırımcıyı caydıran şartlara dikkat edilmesi ve Avrupa Birliği ile Almanya başta olmak üzere, ihracat için ilişkilerin geliştirilmesi, dış ilişkilerin daha yumuşak hale getirilmesi ve Ortadoğu’da hassas bir politika izlenmesi gerekmektedir.
Zor bir yıl geride kaldı
Ege Yönetim Danışmanları Derneği (EGEYDD) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Vural:
Türkiye olarak başta dış siyaset ve ekonomi olmak üzere zor bir yılı geride bıraktık. Özellikle Suriye ve Irak’taki gelişmeler, sınırlarımızın hemen ötesinde meydana gelen sıcak çatışmalar, dünya siyasetindeki gerginliklerin Türkiye’ye yansımaları da hayli sıkıntılı oldu. Bunca soruna rağmen 2017 yılında Türkiye’nin büyüme rakamlarının yukarı yönlü hareketi 2018 için ülkemiz adına umut verici oldu. Dünya para piyasalarındaki daralmaya bağlı olarak dövizin Türk Lirası karşısındaki değer kazanmasının önüne geçilememesi, özellikle ihracat-ithalatla uğraşan iş dünyasını en çok tedirgin eden konuların başında geldi. 2018 yılında büyüme trendini koruyan, büyüme rakamları içinde özellikle sanayinin payını artıran, dövizin yukarı yönlü hareketini dizginleyen bir Türkiye ekonomisi yaratmamız gerekli.
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri:
Ülkemiz 2017 yılında, özellikle üçüncü çeyrekte gerçekleşen çift haneli büyüme ile dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri oldu. Ancak, büyüme oranlarından çok büyümenin niteliği önem arz ediyor. Bu anlamda büyümede yatırımların katkısının, son çeyrekte 2.4 düzeyinden 3.6 düzeyine yükselmesi umut verici. Uzun dönemli ve istikrarlı büyüme için üretime dayalı yapıyı sağlamlaştırmalıyız. Sadece tüketim, inşaat ve kamu harcaması ile bunu sağlamak mümkün görünmüyor. Bu doğrultuda, dış talepten de faydalanabilmeliyiz. ABD, AB ve diğer gelişmiş ülkelerdeki büyüme oranlarının yüzde 2-3 bandına çıkması, ihracatımıza ve dolayısıyla büyümemize pozitif katkı verecek bir fırsat olarak değerlendirmelidir. Üretimi artırmalı, girdi ithalatının üretimdeki payını düşürmeliyiz.