EgeEnis destanı!

Enis destanı!

04.02.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:

TFF 1. Lig’de 4 maçlık kötü seriye Bursaspor deplasmanında 2-1 kazanarak son veren Altınordu, 3 puanı hanesine yazdırmayı başardı. Kırmızı lacivertlileri değerlendiren usta kalemlerimiz, “İzmir ekibi özellikle maçın ikinci yarısındaki oyunla galibiyeti sonuna kadar hak etti. Şimdi sırada bu işi seriye bağlamak var” dedi

Enis destanı

Bülent Buda: Nasıl başlayalım yazıya, maçı bitirdiğimiz yerden. Enis ile destan yazdılar Bursa’da. Sevgili Hüseyin Hocam. Siz ne derseniz deyin, kafanızı bana da pek öyle takmayın. Ben bu 3-5-2’ye ısınamadım bir türlü. İlk yarının 36 dakikasında fark yapardı Bursaspor. Erhan ilk yarıda Bursa’nın farkı açmasını önledi. O nedenle çaylar benden! 43-44-45’deki girişimlerde soyunma odasına eşitlikle gitmek olasıydı. İkinci yarıdaki hamleler, oyunun yönüne göre cuk oturdu. O keyfine doyum olmaz pas oyunu, sağlı sollu ataklar, arayışlar hız kazandı. Ve de bu yıl Altınordu’nun başına gelen en güzel şey Ahmet İlhan golünü yazdı. Golden sonraki coşkusu ve de sevgili yengemize gönderdiği kalp işareti ile ritüeli tamamladı koca yürekli Ahmet. Bursaspor ile Altınordu arasında çok bakımdan benzerlikler var. Bu bağlamda belirgin fark, Altınordu dakikalar ilerledikçe açılıyor, Bursaspor ise yorgun düşüyor. Haftalardır galibiyet bizden uzak durdu. Keyfimiz kaçtı. Ne diyelim, eyvallah. Kendimize geldik.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Bu hafta TFF 1. Lig’in gündemindeki tamamen yerli, yetenekli oyunculardan kurulu Altınordu ve Bursaspor maçı herkesin dikkatini çekti. Her iki takım da müthiş performans sergilediler. İlk yarı Bursaspor çok etkiliydi. Altınordu çok top kaptırdı. Devreyi 1-0 yenik kapadı. İkinci yarı rakibine çok doğru bir biçimde yakın pozisyon aldı. Topları çok çabuk kazandı ve tehlikeli ataklar geliştirdi. Ahmet İlhan’ın golü sonrası sahanın mutlak hakimiydi. 90+5’te Enis Destan’ın golüyle Bursa’da bir destan yazdılar. Tebrikler Altınordu. 

Mehmet Demirtaş: Türk futbolunun iki öncü kulübü Bursaspor ve Altınordu güzel bir pazar akşamında karşılaştılar. 22 Türk futbolcunun İstiklal Marşı’nı söylemesi elbette ayrı bir histi. Altınordu oyuncu yetiştirmeyi temel amaç edinmiş bir camia. Bursaspor da 22,5 yaş ortalamasıyla Türk isimlerle farkını ortaya koyuyor. Altınordu için ilk yarı bir bakıma sancılı geçti. Bursaspor ise çok sayıda şans buldu. Bunun meyvesini de 35’te Burak’ın uzun topunda hareketlenen Onur’un ortaladığı pozisyonda hiçbir Altınordulu defansa takılmayan Batuhan takımını öne geçirdi. Ancak Hüseyin Eroğlu, ikinci yarıya başlarken birkaç değişiklik ile gidişata müdahale etmede gecikmedi. Önce Emre-Enis, ardından da Burak-Furkan yeşil çimlere basınca Altınordu farklı bir hava yakaladı. Eksik futbolcuları nedeniyle 19 kişi çıktıkları Bursa karşısında ikinci 45’te oyun hareketlendi. 68’de üçlü defans hattının sağında forma giyen Rahmi’nin çevirdiği topta Ahmet İlhan ile buldukları gol, maça onları ortak etti. 90+5’te de rakibini hataya zorlayıp üç puanın habercisi golü atacak taraf Altınordu’ydu. Uzun zamandır maç kaybetmeyen Bursaspor’u dış sahada yenmenin keyfini yaşadılar. Tebrikler, devamı gelsin.

Selmani’siz ilk maç!

Bülent Buda: Selmani ile Taşkın sonrası hava puslu. Göz gözü görmüyor. Yakışıklı Arnavut gidince ne denli değerli olduğu ortaya çıktı. Sırayla ilk gol. Giresun kaptanı önünde zıplıyor, David ile Batuhan da tribünde seyirciler gibi ne yapacağını seyrediyor. Öyle olunca da Eren Tozlu çakıyor. Top ağlarla buluşuyor. İlk yarı bir şey yapmayan Menemen, haliyle karşılığı da kalelerinde iki gol. Maç aslında orada bitti. Sembolik, cılız yani felsefesi olmayan bir ikinci yarı. Konuk Giresun da geliyor, atıyor. Çünkü Menemen orta alanı ile savunması yol geçen hanı. İlk yarıda Rasheed’in direkten dönen net gollük vuruşu vardı. O gol olsaydı, manzara, görünüm, sonuç değişir miydi, belki. Şimdiden bu denli kötümser olmayalım diyeceğim ama kötümserliği de iyileştirecek bir gerekçe üretemiyorum. En iyisi seyredelim, bekleyelim bakalım.

Fatih Tanfer: Menemenspor maçın başında geriden kısa paslarla oyun kuran rakibine karşı tam saha pres uygulayan takımdı. İkinci topları hep kazandılar. Lider Giresunspor’u golü yiyesiye kadar çok zorladılar. Giresunspor’un attığı birinci golün ofsayt olduğuna inanıyorum. Rasheed’in direkten dönen topu büyük şanssızlıktı. 45. dakikada yenilen gol, Menemen’in kötü yazgısının nedeniydi. 48. dakikada yenilen üçüncü gol ise elbette oyundan kopmasına neden oldu. Sonrası tempo sorunu, rakip ceza alanında etkisiz olma. Defanstaki adam ve alan paylaşımındaki hatalar ve ortaya çıkan kötü bir sonuç. Her maçı aksiyon dolu Menemenspor’un en kısa zamanda toparlanacağına inanıyorum veya inanmak istiyorum.

Mehmet Demirtaş: Selmani’nin yokluğunda çıkılan ilk maçta defans bloğu ve kale alanı epey kırılgan bir görüntü çizdi. Kolay değil. Maddi zorluklar nedeniyle takımdan ayrılan ve takıma katılan isimler oldu. Bence takıma veda edenler en az gelenler kadar değerli isimlerdi. Bu aşamada özellikle takımın sigortası Selmani’nin yokluğunun kapatılması biraz zaman alacak gibi. Rakip Giresunspor az geldi ama öz geldi. Bulduğunu atmada hünerliydi. Kaptan Eren önderliğinde kendi perspektiflerine göre doğru bir kurguları vardı. Menemen savunmasının defolarını iyi gözlemleyerek onları buradan avlamayı bildiler. Menemenspor gelen-giden uyumunu bir çerçeveye oturtursa işler rayına girecektir.

Altay sil baştan

Bülent Buda: Şaka gibi. Konuk İstanbul beş geldi, üç attı. Üçü de birbirinden temiz, usta işi final dokunuşları. Altay maçın bütününde basan taraftı. Kurgusuz, savruk, birbirini anlama sorunu yaşayan toplama bir takımın üçüncü sınıf kalitesinde bir oyun anlayışı. Siyah beyazlılar oyuna 31 yaş ortalamasıyla başladı. Hakem bitiş düdüğünü çaldığında bu ortalama 32’yi geçmiş, 33’e bir tık kalmıştı. İlk 30 dakika sayısal olarak yoğun, nitelik olarak topu üç direk içine atamayacak düzeyde bir çırpınış türü. İkinci yarı rüzgar arkanda. Şöyle 15-20’den sağlam, sert, düzgün vuruşlar. Ara ki bulasın. İki tane var. Gökteki yıldızlarla selamlaştılar. Neyse. Ara transfer biraz uzatılamaz mıydı acaba Altay hatırına? Birkaç tane daha 30 üstü hiç de fena olmazdı! İroni: Bir tiyatro terimi... bir şeyin tersini söyleyerek alay etme. Sözlük anlamı bu... o tiyatro yeşil çimler üzerinde sergileniyor siyah beyaz renklerle.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Altay yönetimi, devre arasında da takımı güçlendirip Süper Lig hedefine ulaşmak için birçok futbolcuyu kadrosuna kattı. Ama maalesef İstanbulspor karşısında üst üste üçüncü mağlubiyetlerini aldılar. Mağlubiyet sonrası Teknik Direktör Yücel İldiz ile yollar ayrıldı. İstanbulspor maçında bu kadar yeni transfer bir arada oynamalı mıydı, kadro mühendisliği daha mı doğru yapılmalıydı, hepsi artık geride kaldı. Birçok oyuncunun yetersiz performans sergilediği bir gerçek. İyimser bir gözle bakmak istiyorum. Geçen sene Eskişehir deplasmanında alınan beraberlik nedeniyle Altay, Play Off’un dışında kalmıştı. Bu hafta Eskişehir’e gidiyor. Üç puanı alır ve her şeyi yeniden başlatır. Büyük Altay olmanın getirdiği sorumluluk ile neden olmasın?

Haberin Devamı

Mehmet Demirtaş: İstanbulspor yenilgisinin ardından Teknik Direktör Yücel İldiz ile yollar ayrıldı. Öncelikle bu ayrılığın iki taraf için de hayırlı olmasını dileyelim. Altay, 90 dakika daha çok basan ekipti İstanbulspor’a oranla. Ancak İstanbulspor takımı mantıksal ve kendileri için pragmatik bir futbol sergilediler. 30’da Rroca ve 45+1’de de Ethemi ile buldukları goller, organize atakların bir göstergesiydi. Geldikleri iki olgun atakla Altay’ın kanadını kırdılar. Altay rakip kalede gol arasa da istediği kıvamı tutturamadı. İstanbulspor defans hattında yoğunluğu Marco Paixao’ya vererek onu durdurma konusunda başarıyı yakaladı. Rahat oynamasının önüne set çektiler. İkinci devre başlarken Deniz Kadah ve Regattin yedek kulübesinden arkadaşlarının yanına katıldı. Özellikle Deniz oyuna girdikten sonraki evrede üçüncü bölgeye hareketlilik kazandırdı. Yine böyle bir anda 57. dakikada rakibinin bacak arasından gönderdiği asistle Zeki’yi topla buluşturdu. Zeki de köşeyi iyi görerek farkı bire indirmeyi başardı. Oyunun gidişatını tersine çevirmek adına ekstra işler yapılmalıydı. Fakat siyah beyazlılar vasatı aşamadı. İstanbul ekibi beş hücumda üç attı, puanları kaptılar. İstanbul karşısına çıkan ilk 11’in yaş ortalaması 30 üstü. Dinamizm ve gençlik aşısı şart. Keçiörengücü-Adana Demirspor-Altınordu-Giresunspor ve Tuzlaspor gibi yoğun bir trafik var. En az kayıpla sıyrılmak ise hüner ister.

Yeni model Akhisar

Bülent Buda: Akhisarspor’un eski, Bandırmaspor’un yeni kalecisi Gökhan Değirmenci, Akhisar Spor Toto Stadı’nın çimlerine ilk ve de tek kez dakika 87’de yattı ve ayağa kalktı. Büyük yürekli kaptan Kadir’in muhteşem, fantastik solunu ağlardan çıkarma işlevini yerine getirdi. Bu maç üç 90 dakika oynansa Akhisar hücumlarının ürkek, aldıkları her topu anında rakiplerine teslim eden, öz güvenden yoksun halleriyle gol atmaları olanaksızdı. Kalede Halil oynadıkça gelişiyor, büyüyor. Genç stoper Göksu’dan bir ricam olacak. Lütfen antrenman bitimlerinde bırakmasın, devam etsin. Sol ayağını çok sıkı çalıştırsın. Keita’nın orta alanda canı çıktı. Müthiş oynadı. Kutlanmayı hak ediyor. Cihat, Keita’ya iyi eşlik ediyordu. Topla birlikteliği, teknik düzeyi, rakipten çaldığı toplarla Cihat çıkıncaya kadar göze batan isimlerdendi. Bu maçta uçlarda gözlenen temel sorun, Delarge, Nsima, Ayuk aldıkları neredeyse tüm topları rakip savunmalara savaşmadan kolay teslim ettiler. O nedenle orta alan ile savunma ve de Halil, baskı altında yoğun sorun yaşadılar. Fiziksel ve de zihinsel her an hata yapabilecek boyuta geldiler. Sonuç çok değerli üç puan. Bu kazanım takımın öz güvenini geliştirecek, bütün olarak daha iyiye evrileceklerdir.

Fatih Tanfer: Akhisarspor büyük çıkış içinde olan Bandırmaspor karşısında üç puanı alarak derin bir oh çekti. Umudu arttı. Yine Akhisarspor’a ve Akhisar şehrine heyecan geldi. Maç boyunca çok iyi yapılan pres ile merkezi daralttı. Rakibin geriden oyun kurmasını engelledi. Bandırmaspor’un etkili atakları karşısında bilhassa defansında başta kaleci Halil, Göksu ve Doğukan ile direndi. Genç Semih sağ bekte görevini yaptı. Kaptan Kadir Keleş iyi oynadı, 87’de attığı jeneriklik golle de üç puanı takımına getirdi. Keita, Cihat’ın form grafikleri artıyor. Delarge’ın da gün geçtikçe daha iyi olacağına inanıyorum. Onurcan’ın hücuma katkısı her geçen gün gelişiyor. Geçen hafta ki gollerinden sonra 90+6’daki şahane şutunun direkten dönmesi de pozitif futbolunun sonucuydu.