26.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Takımı, kenardan Şakir Özkayımoğlu mu ya da Ekrem Dağ mı yönetiyor? Bir gün heyecandan kenarda çarpışacaklar, bir kaza çıkacak. Biraz ironiden sonra bir kere kazanmak güzel şey. Bu güzelliğin devamı beklenir. Şimdi biraz ukalalık yapacağım. Sevgili hocalarım darılmasın. ‘Yaşlı bir futbolcu eskisinin saçmalamaları’ deyip geçsinler. İleri uçlarda sağ ayaklı futbolcuyu sol kanatta kullanırsanız rakip savunmaları şaşırtırsınız. Ama savunmanızda özellikle bek konumunda bunu uygularsanız sorun yaşarsınız. İsmail sol bekte iyi iş çıkarır, sağ bekte sorun yaşar. Top açık ara Malatya’lı futbolcuların kramponlarında yolculuk yaptı. Savunma iyi direndi. Lakin en esaslı direnci gösteren üç direk önündeki Ekrem’di. Uçlarda rakip kale önlerindeki fırsatlarda duracak alanı doğru seçmekle final dokunuşunun kalitesi, dokunanın becerisi ile yaşamsal önemde. Kaptan Yasin, bu bağlamda becerili. Eğer bu beceriye yanındakiler de katılırsa Göztepe’nin düzlüğe ulaşma isteği köpüklenir.
Fatih Tanfer: Göztepe, Malatya deplasmanında futbol olarak heyecanlı, mücadele olarak üst düzeyde bir müsabaka oynadı. Ve kendisi adına dönüm noktası olan bu maçta 3 puanı alarak biraz da olsa rahatladı. Maçın başından itibaren top rakipteyken oyunu daraltıp Malatyaspor’un hızlı oyuncularına boş alan bırakmama anlayışı doğruydu. Geçtiğimiz haftalara nazaran güçlü ve tempolu bir Göztepe izledik. Mamah’ın 45+3’te üç defa topla buluşup Yasin’e yaptığı asist ve Yasin’in attığı gol ve sonucunda kazanılan 3 puan. İkinci yarıda Malatya’nın direkten dönen penaltısı ve baskısı, kaleci Ekrem’in müthiş kurtarışları. Göztepe, bu hafta evinde Denizlispor’la oynuyor. Artık çıkış yapma zamanı geldi.
Mehmet Demirtaş: Kabul etmek gerekir ki, ikramiye gibi bir galibiyetti Malatya’da kazanılan. Malatya’nın hücum silahları ile kaleci Ekrem arasında geçti neredeyse tüm maç. Çok verim alınamasa da yine denemekte ısrar edilen iki sol bekten Emre sol, İsmail sağ kulvarda görev yaptı. Mihojevic kendi mevkisinde başarılıydı. Ali’den tek bir kıpırtı yoktu. Tijanic’in oyunu Göztepe’yi ileri taşıyacak kıvamda. Tek tek oyuncuları sabahtan akşama kadar tahlil edebiliriz. Lakin mesele oyuncularda değil oyunda. Topu rakiplerine verip 1-0’ın üstüne konmak her zaman akılcı değil. İkiyi bulup tabelayı kapatamadıkları her an Malatya ekibini oyunda tuttular. Geçen sezon bu yanılgılarla bedeli ağır ödemişlerdi oysa ki. Yani tecrübeliler. Elbette kendisinden alt basamaktaki rakibini dış kulvarda mağlup etmek, bağı oradan koparmak adına adımlamak çok mühim. Ekrem, harika bir kalecilik performansı sergiledi. Net pozisyonları önlemese puanları bırakmaları muhtemeldi. Kazandılar ama hala içleri ferahlatacak bir hava yakalayamadılar.
Tek bilek tek yürek
Bülent Buda: Baskı altında bozulmayan, savrulmayan, dik duran kazanır. Futbol felsefesinin başat kuramı direnç artı bitiricilik. Direnç gençlerin, bitiricilik de abilerin ya da ustaların işi. Kaptanın meşin yuvarlağa dokunuşları, onu incitmeyen zarafeti ya da şöyle diyelim tatlı sert ve de kalecilerin ulaşamayacağı açılara yönleniyor. Ve meseleyi aşabiliyor bu çocuklar. Rakipleri onlardan sert ve de daha yoğun yükleniyorlar. İşte o sertliği ve yoğunluğu teknik ve de kas gücüyle aşıyor bu genç deneyimli karışımı. Geride bıraktığımız futbol mevsiminden günümüze Ahmet Dereli talihsizliği yaşanıyor. Ahmet tam çıkışa geçeceği süreçte bu talihsizlikleri yaşıyor. Emircan, kendini aşma yolculuğunda sağlam adımlar atıyor çimler üzerinde. Bir tür gösteri sunuyor. Yolu açık olsun.
Fatih Tanfer: Altınordu, Denizli deplasmanından 3 puanı alıp 3’te 3 yaptı ve derin bir nefes aldı. Maçın başrol oyuncusu kaptan Ahmet İlhan’dı. Boş alan ve defans arkasına yaptığı koşular ve gol vuruşlarındaki ustalığı ile harika oynuyor. Takım adına büyük bir güç. Altınordu maç boyunca taktiksel başarısı ile dikkat çekti. Koşuyor, mücadele ediyor. Enerjileri çok iyi. Kalesini disiplinli bir şekilde savundu. Doğru pozisyon aldı, alanı doğru paylaştı. Ve sonuçta 3 puanı aldı.
Mehmet Demirtaş: Ligin üç hafta önce dış sahada Tuzlaspor karşısında resmi açılışını yapan Altınordu’nun bu evrede 9 puan toplamasının 5 ana maddesi vardı. Yerleşik hücum mantığı, beklerin hücumdaki konumu, takım boyunun kısalması, kenar oyuncularının çizgiye yapışmadan verdiği katkı ve saha içi rotasyonun kusursuzluğu. Üçüncü bölgede istediğini yaptırma etkisini kendi hüviyetine eklemleyen kırmızı lacivertliler, formasyonuna uygun oyuncuları seçmede de kılçıksız bir yapıdaydı. Kurguları Ufuk Kahraman’ın zihninde net bir biçimde belirlediği aşikar. Bunu sahada koşulsuz uygulayan oyuncu grubu harika işler çıkardı. Saha görüşlerinin ve oyun vizyonlarının eşik atladığını ise herkes kabul edebilir. Rakiplerine göre akılcı davranmalarına ilave ettikleri oyun takip motivasyonları ile bize alıştırdıkları yapıya büründüler. Tebrikler!
Altay sallıyor yıkamıyor
Bülent Buda: Ozan, çok nitelikli bir kaleci olmaya aday. Yediği golde hatalıydı. Marco’nun gol atması sevindirici. Sürdürürse daha da sevindirici olur. Murat Uluç’un bu yaştan sonra özverisine şapka çıkarılır. Ancak Murat Uluç kenardan daha yararlı olur. Tolga’nın oyuna katkısı ve de Marco’ya ‘Al da at’ dercesine çizgiden çevirdiği top birinci sınıf. Efe de üst düzey bir sol ayak ile oyunu okuma zekası çok yüksek. Takım olarak sergiledikleri futbol iyi olmasına karşın 3 puana bir türlü ulaşamıyorlar. Düzlüğe çıkabilmek için o evreye ulaşmak gerek. Sonuç olarak bu zorlu süreçte Altay’ın genç yönetimine, çoğunluklu genç adama, özveri ile tavrını ortaya koyan deneyimlilere, tribünler ile büyük Altay camiasının özde katkı vermesi gerek.
Fatih Tanfer: Altay coşkusu, mücadele gücü ve agresif oyun anlayışıyla, genç oyuncularının katkısıyla inanarak oynuyor. Erzurumspor’un etkili ve çok süratli oyuncuları karşısında sahanın her yerinde topun arkasına geçip alan bırakmamaya çalıştılar. Disiplinli oynuyorlar. Maç yazımda da belirttiğim gibi artık düşme hattından uzaklaşmak için galibiyet serisinin gelmesi şart. Şu ana kadar 5 beraberlik aldı. Ve maalesef düşme hattından uzaklaşamadı. Hücumda herkes büyük golcü Marco’ya güveniyor. Yeni alternatifler de bulunup gol sorunu çözülürse Altay bu mücadelesinin ve inancının karşılığını alabilir.
Mehmet Demirtaş: Altay, zor pozisyon veren ama pozisyon bulmakta da zorlanan bir takım. Erzurum’u ağırladığı randevuda da temponun yükselmemesinin, yavan, perhiz yemeği gibi bir görselin olmasının nedeni tam da buydu. İbrahim, altın tepside rakiplerine fırsat sunmasa Erzurum’un oyuna dahil olmaya pek niyeti yoktu. Kramponlar, topu oyunda tutabildikleri ya da bir başka deyişle birbirlerine sıkça faul yapmadıkları evrelerde üç-beş pas, bir iki ver-kaç yapabildi, pozisyon yakalayabildi. Tolga’nın kılçıksız ortasında ona karşılık verip iyi yükselen Marco’nun defterine bir rakam daha yazıldı. Görsellikten öte puana ihtiyaç duyan bir takım adına hiç yoktan iyi bir puandır. Gençlerini sahaya iyi sentezleyen Altay için puanın kıymeti ligin sonuna doğru daha fazla duyumsanacaktır.
Bodrum, zirvenin ensesinde
Bülent Buda: Çok yorucu bir ilk yarı oynadılar Bandırma ile karşılıklı. Galibiyet özlemiyle yanıp tutuşan ve bunu Bodrum’da sonlandırmak isteğiyle oyuna sert giriş yapan Bandırma, ilk yarıda baya zorladı Bodrum’u. Geriye de düştüler. Dembele’nin gol vuruşu birinci sınıftı. Korakor, nalına mıhına bir ilk yarı. Geriye düştükleri süreci fazla uzatmadılar. Beş dakika sonra eşitliğe ulaştılar. İkinci yarının neredeyse bütününde oyunun egemeniydiler. Eksik olan, üç direk arasından geçirecekleri final dokunuşlarıydı. 1. Lig futbolcuların birbirleriyle yoğun dalaştığı, yeşil çimlerin üzerini yatak bellediği, izleyeni sıkan sevimsiz eylemlerin yoğun olduğu bir lig. Birileri artık kabak tadı veren soruna dur demeli. Neyse. Bodrumspor takım halinde iyi, nitelikli bir yolculuk sürdürüyor.
Fatih Tanfer: Bandırmaspor maçı birinci dakikadan itibaren bol pozisyonlu, heyecan dolu bir müsabakaydı. Geçen senenin final oynayan takımı Bandırmaspor adına da yukarı sıralar için adeta ya tamam ya devam maçıydı. Bu nedenle rakibi de çok hırslı ve enerjikti. Bodrumspor’un mağlup duruma düştükten sonra da takım halinde verdiği tepki harikaydı. Sahada ne yapması gerektiğini bilerek oynadı. Ne kadar güçlü bir takım olduğunu gördük. Bu hafta bay. Hırslı bir takım yapısında olan futbolu adına olumlu özellikleriyle Süper Lig yarışı içerisinde hep olacaktır.
Mehmet Demirtaş: Maç sonunu okumak gerekirse, ilk yarı ortada giden bir oyun. İkincisinde tek kale geçen muazzam bir futbol. Bodrumspor’un ikinci yarıdaki görüntüsü kesinlikle tabelayı yansıtmıyor. Net galibiyet alınacak bir günden puanla ayrılmak bile sizi üzüyorsa doğru yoldasınız demektir. Şunun altını çizmekte fayda görüyorum. Rakipleri Bandırmaspor, geçtiğimiz yılın Play Off finalisti. Yani Süper Lig biletinin yarısının sahibi. Ancak futbolcu kalitesi öyle bir şey ki, aksi yönde bir izlenim verdiler. Ağızlarda mentollü sakız ferahlığı bırakan tattaki futbol, peşinde üç puanı getirmese de alkışları sonuna dek hak ettiler.
Manisa FK cepten yiyor!
Bülent Buda: Deneyim, başınıza gelenler değil başınıza gelenlerle ne yaptığınızdır. Bu yargının bilincinde bir teknik adam Levent Eriş. Takımı oyundan alınıncaya kadar Nizamettin’in deneyimi ile eylemleri, Adem’in varlığının savunmacılar üzerinde oluşturduğu tedirginlik ile takıma aşılamaya çalıştığı yönlendirme. İlk yarı sağdan Taha ile soldan Çağrı sayısız bindirme yaptı. Diallo, Rize’nin solunu felç etti. İlk yarıda akışkan pas oyunuyla karşı kaleye 15 gollük girişim var. Yani ilk 45’te konuk Rize, sadece kalesini koruma kaygısına büründü. Peki ne oldu da ikinci yarı madalyon tersine döndü? Nedeni, takımın aklı başında iki deneyimlisi birtakım kaygılarla dışarı alındı ve de ondan sonra da takımın lastiği patladı.
Fatih Tanfer: Geçen hafta Altay maçında olduğu gibi Rize maçında da 2-0 öndesin. 2 gol yiyorsun. Yine 90+5’te mutlak golü kaçırıp Rize maçında da 2 puan kaybediyorsun. Evinde 2 haftada kaybedilen puan 4. Ahlarla vahlarla kayıplar her hafta artıyor. Güzel bir söz vardır. ‘Hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek hayaldir’. Manisa FK, anlamsız ve çok basit puanlar kaybediyor.
Mehmet Demirtaş: Taban tabana zıt iki perdelik bir oyundu Rizespor’a karşı oynadıkları. İlkinde sayısız orta, sınırsız kafa şutu attılar. Çağrı’nın becerili ortasında Adem ile öne geçtiklerinde, hatta Kerem’in kendi ağlarını bulduğu golden sonra bu maçın farka gideceği hissiyatı. Lakin ikinci yarıda akıllara durgunluk veren oyun. Kenar yönetimi, sarı kartlı Nizamettin konusunda endişe duydu ve yanına çağırdı. Bülent Korkmaz, Bolasie’yi 46, Emircan’ı 64’te oyuna dahil etti. İki gol katkısı aldı. Nizamettin ve Adem çıktı. 2-0’lık tabela 2-2’ye geldi. Fazla söze de gerek kalmadı.