18.09.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
GİZEM ACAR / İstanbul
Batı Trakya kökenli
Batı Trakya kökenli Cemile Yusuf, 1978’de Almanya’nın Leverkusen kentinde doğdu. Yusuf’un ailesi yaklaşık 40 yıl önce İskeçe’nin Yeni Mahalle köyünden Almanya’ya göç etti. Bonn’daki Rheinische Friedrich-Wilhelms Üniveristesi’nde siyaset bilimi eğitimi alan Yusuf, 2008’de Kuzey Ren Vestfalya eyaleti Uyum Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Yusuf ayrıca, CDU Kuzey Ren Vestfalya Alman Türk Forumu’nun başkan yardımcısı. Yusuf, 30 Haziran 2012’de gerçekleşen CDU Kuzey Ren Vestfalya Kurultayı’ndaki seçimlerde oyların yüzde 60’ından fazlasını alarak üçüncü sıradan yönetime seçilmişti.
Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in liderliğindeki Hıristiyan Birlik Partisi (CDU), ilk defa federal meclis seçimleri için Türk kökenli bir aday gösterdi. Son dönemde Türk kökenli göçmenler arasında desteğini artıran Merkel’in partisini temsil edecek o isim, genç siyasetçi Cemile Yusuf. Dört yıl önce CDU’dan siyasete giren Yusuf, kısa bir sürede partide yükselerek 22 Eylül’de gerçekleşecek seçimlerde Kuzey Ren Westfalya eyaletinden aday gösterildi. Telefonla ulaştığımız Yusuf ile adaylığını ve Alman siyasetinde Türk göçmenlerin tercihlerini konuştuk.
Çifte vatandaşlık için söz
CDU’nun federal meclis seçimlerine gösterdiği ilk Türk kökenli aday oldunuz. Yıllar sonra neden siz seçildiniz?
CDU bünyesinde Bülent Aslan tarafından kurulan Türk Alman Forumu bulunuyor. Burada hem Türk hem de Almanlar’ın uyum sorunları ele alınıyor. Ben de orada görev aldım. Ancak ben CDU’da önemli bir pozisyona gelen ilk yabancı kökenli siyasetçi değilim. İlk Türk kökenli bakan da CDU’dan (Aşağı Saksonya eyaleti Sosyal İşler Bakanı Aygül Özkan). Partide “bizim de federal mecliste yabancı kökenli adayımız olmalı” şeklinde bir görüş oluştu. Ben aday olduğumda karşıma iki rakip çıktı. Biri yaşça büyük Alman bir avukattı. CDU içindeki üyeler oyların 4’te 3’ünü bana verdi. Biz “Tük kızını destekliyoruz” dediler.
Neden CDU’da siyaset yapmayı tercih ettiniz?
Mezun olduktan sonra iş arıyordum. Bir arkadaşım Kuzey Ren Vestfalya eyaleti Uyum Bakanlığı’nda çalışıyordu, onun üzerinden staj imkanı elde ettim. Uyum Bakanı Armin Laschet ile tanıştım. İlk defa CDU’da yabancılara çok samimi bir şekilde hitap eden bir siyasetçi ile tanıştım. “Göçmenler Almanya’yı güçlendirdi, onlara teşekkür etmeliyiz” diyordu. Onu desteklemeye karar verdim. 2009’da ‘Yerel seçimlere aday olmak ister misin’ dediğinde severek katıldım.
Meclise seçilirseniz hangi konulara öncelik vereceksiniz?
İlk etapta eğitim ve aile politikasına odaklanacağım. Eğitimde yabancılar hâlâ eşit şansa sahip değil. Üniversite mezunu ebeveynlerin çocuklarının üniversiteye girme oranı yüzde 70 iken diğerlerinin yüzde 20. CDU, 2005’te doğrudan Merkel’in kaleminden desteklenen bir uyum politikası başlattı. Uzun bir dönem bu konu ciddiye alınmamıştı. Ben de bu alanda çalışmalara devam edeceğim. Bir diğer konu da çifte vatandaşlık. CDU’nun çizgisi belli, çifte vatandaşlığa destek verilmiyor. Ama ben aynı görüşte değilim. (Bir önceki hükümette) Kuzey Ren Vestfalya Uyum Bakanı olan Armin Laschet bu konuyu seçim malzemesi yapmak istemediğini belirtti, ancak seçimden sonra ele alınacağı sözü verdi. Seçimden sonra bu konunun partimizde tartışılacağından eminim.
Anketlere göre CDU, Türk kökenliler arasındaki desteğini artırdı. Türklerin geleneksel olarak oy verdiği Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) destek ise geçen seçimlere oranla azaldı...
Sarrazin olayı etkili oldu. (Deutsche Bank eski yönetim kurulu üyesi ve SPD üyesi Thilo) Sarrazin, kitabında Türkler’in ikinci sınıf insan olduğunu söylemişti. Buna rağmen partiden çıkarılmaması Türkler’in yüzüne tokat oldu. Birleşmiş Milletler bile bu sözleri ırkçılık olarak tanımladı. SPD, Sarrazin’i tutan kesimi kaybedeceğinden endişe etti. Analistlere göre, SPD işçi sınıfını temsil ettiği için göçmenler de partiye hücum etti. Ancak SPD uyum konusunda bir şey yapmadı. Büyük koalisyon döneminde (2005-2009) uyum konusunu CDU’ya bıraktı. Almanya son yıllarda ekonomik açıdan diğer Avrupa ülkelerine göre çok daha iyi durumda. Gençlerde işsizlik oranı yüzde 2, diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 50. Bu noktaları bir araya getirince CDU’ya destek arttı. Türkler artık sadece uyum politikalarına bakmıyor, ekonomi ve eğitim gibi alanlara daha fazla bakıyorlar. Dün (önceki gün), bir arkadaşım adaylığıma destek amacıyla Türk iş adamlarının katıldığı bir yemek verdi. Almanya’da 80 bin Türk kökenli iş adamı var. Bu iş adamları vergileri artıracağı için SPD’yi istemiyorlar.
Bu, Almanya’da entegrasyonun güçlenmesi olarak yorumlanabilir mi?
Kesinlikle. Almanya’da artık “İşçiler bir gün geri dönecek” diye bir düşünce bitti. Almanya bir göç ülkesi, bunu herkes onaylıyor. Artık günlük hayattaki sorulara ne cevap verildiğine bakılıyor. Almanya’nın Euro Krizi’nde büyük rol oynaması da bunda etkili oldu.