10.11.2024 - 11:50 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
DIŞ HABERLER SERVİSİ - Türk bilim insanlarının Mars'ta hamilelikle ilgili araştırması bilim dünyası gündeminde ses getirdi. New Scientist'in haberine göre Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nden Abdurrahman Engin Demir ve ekibi Mars'ta kolonileşme için 2050'nin hedef gösterildiği bir zaman diliminde kritik bir keşif yaptı. Dünyanın en saygın bilim yayınlarından New Scientist, çalışmayı haber yaparken "Abdurrahman Engin Demir ve ekibinin uzay yolculuğu ile Mars'ta olası kolonileşmede hamileliğin mümkün olup olamayacağı araştırdığını, Demir'in güneş sistemi üzerinde daha fazla araştırma yapmayı planladığını" duyurdu.
UZAYDA HAMİLELİK GÜVENLİ Mİ?
Demir'in araştırmasına göre dünya hayatına alternatif olarak ilk akla gelen gezegende hamilelik mevcut koşullarla oldukça riskli bulundu. Dünyaya kıyasla Mars'ta özel uzay kıyafetleri ve kapalı uzay istasyonunda bile oldukça yüksek seviyede radyasyona maruz kalınacağı keşfedildi.
Araştırmanın sonucuna göre mevcut koruyucu stratejiler, insan genomunu kozmik radyasyonun zararlı etkilerinden korumak için yeterli değil ve Mars'ın insan kolonileşmesi sırasında uzun vadeli gezegenler arası seyahatler için iyileştirilmeleri gerekiyor.
Türk bilim insanları çalışmada uçuş süresi verileri, Dünya ile Mars arasında emilen kozmik radyasyon eşdeğerleri ve teknik belgeleri analiz etti. Abdurrahman Engin Demir, Elif Nur Sevinç ve Mustafa Ulubay imzasıyla yayınlanan akademik makalede "Uzay görevleri, havacılık endüstrisi derin uzayı ve insan vücudu üzerindeki etkilerini keşfetmede önemli ilerlemeler kaydettikçe, mikro yer çekimi, kozmik radyasyon vb. gibi bu benzersiz ortamın belirli caydırıcı faktörlerini ortaya çıkardı" denilirken şu notlar düşüldü:
"İyonlaştırıcı radyasyonun bir biçimi olan galaktik kozmik radyasyon (GCR), potansiyel sağlık etkileri olan ve sonuç olarak derin uzay görevlerinin süresini ve hatta oluşumunu sınırlayabilecek çevresel faktörlerden biri. Uzay uçuşu sırasında, özellikle keşif sınıfı görevler sırasında yüksek dozda kozmik radyasyona maruz kalmak, uçuştan kısa bir süre önce veya uçuş sırasında istenmeyen bir gebelik meydana gelirse, gelişmekte olan bir fetüs üzerinde teratojenik etkilere sahip olabilir."
NASIL ARAŞTIRILDI?
Çalışmada altı aylık bir uzay uçuşu boyunca bir gebelik simülasyonunun literatüre dayalı varsayımsal bir modeli de kümülatif emilen galaktik kozmik radyasyon (GCR) dozunu tahmin etmek için tasarlandı. Tahmini radyasyon doz oranları 90 ila 324 mSv arasında değişiyordu. Hamile bir mürettebat üyesinin bu dozaj aralığına maruz kaldığı varsayıldığında, embriyo/fetüse eşdeğer toplam teratojenik doz, Ulusal Radyasyon Koruması Konseyi'nin (NCRP) ve ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu'nun (USNRC) gebelik süresince maksimum radyasyon dozunun 5 mSv olduğunu belirten önerilerinden önemli ölçüde daha yüksek görünüyor ve bu nedenle böyle bir aşırı dozun muhtemelen teratojeneze yani doğum öncesi toksisiteye yol açabilir.
MARS'TA KOLONİLEŞME ÇALIŞMALARI
Mars'ı kolonileştirmenin gerekçeleri ve motivasyonları arasında teknolojik merak, derinlemesine gözlemsel araştırma yapma fırsatı, diğer gezegenlere yerleşmenin insan neslinin tükenme olasılığını azaltabileceği olasılığı, Dünya'dan bağımsız bir nüfus oluşturma ve kaynaklarının ekonomik olarak sömürülmesi isteği yer alıyor. Space X'in CEO'su Elon Musk başta olmak üzere pek çok teknoloji devi Mars'ta kolonileşme planlarını yapmaya başladı bile. Musk, 2026'ya kadar Mars'a mürettebatsız beş Starship roketi göndermeyi planladıklarını duyurdu. Hatta Elon Musk, hayalinin "Mars'ta bir uzay yerleşkesinde ölmek" olduğunu söyledi. Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri 2117 yılında Mars'ta kolonileşmeyi başlatma hedefi koydu.
Mars'ın nefes alınamayan ve ince bir atmosferi var, yüzey sıcaklıkları -70 ile 0 °C arasında değişiyor. Bunun yanında Mars'ta donmuş yeraltı suyu ve diğer kaynaklar bulunuyor. Bununla birlikte, Mars'ta 'kolonileşme' teriminin kullanılması politik olarak 'sömürgeleştirme' anlamına da geleceği için etik olarak hala tartışmalı bir kavram.