Son görüşmede eski koca cinneti! Ağzından dökülen ilk cümle bu oldu
27.08.2022 - 06:37 | Son Güncellenme:
2021'in son aylarında boşansalar da çocukları nedeniyle sık sık görüşmek zorunda kalıyorlardı. Her karşılaşmalarında mutlaka bir anlaşmazlık yaşıyor, evden çıkan sesler komşuları rahatsız edecek boyutlara varıyordu. Geçen salı günü bir kez daha bir araya gelen çift arasında yine büyük bir tartışma patlak verdi. Çocuklarının gözü önünde yaşanan bu büyük kavga ise dehşetin ta kendisi oldu.
Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr - 10 yıllık evlilikleri resmi olarak sona ermişti. Büyük hayallerle 2011 yılında dünyaevine giren Odegaard çifti 10 yıllık süre boyunca tam beş kez anne ve baba olma mutluluğunu yaşamışlardı. Her ikisi de 31 yaşındaydı ve hayatlarının geri kalanında yaşları birbirine çok yakın olan çocuklarıyla birlikte yaşamak istiyordu. 2021'in son aylarında boşansalar da çocukları nedeniyle sık sık görüşmek zorunda kalıyorlardı. Her karşılaşmalarında mutlaka bir anlaşmazlık yaşıyor, evden çıkan sesler komşuları rahatsız edecek boyutlara varıyordu. Geçen salı günü bir kez daha bir araya gelen çift arasında yine büyük bir tartışma patlak verdi. Çocuklarının gözü önünde yaşanan bu büyük kavga içlerinden birinin ölümüyle sonuçlanacaktı.
İŞLER DÜŞÜNDÜKLERİ GİBİ GİTMEDİ
31 yaşındaki avukat Anders Odegaard, gençlik aşkı Carissa Odegaard'la 2011'in mayıs ayında dünyaevine girdi. Odegaard çifti bir süre flört ettikten sonra birbirleri için doğru insan olduğuna ikna oldular ve hayatlarını henüz 21 yaşındayken birleştirdiler. ABD'nin Minnesota eyaletinde yaşayan çift aynı hayali kuruyordu. Geçim derdi olmadan büyük bir evde, kalabalık bir aile kurmak istiyorlardı. İlk çocukları dünyaya geldiğinde 23 yaşındaydılar.
Henüz ilk kez anne ve baba olmanın mutluluğunu yaşarken Carissa Odegaard kısa zaman içinde yine hamile olduğunu öğrendi. Çift, bir yıl sonra ikinci çocuklarını kucaklarına aldı. Anders Odegaard bir yandan avukatlık yapıyor, eşi Carissa Odegaard ise bir yandan çocuk büyütüyor, öte yandan eşine maddi açıdan destek olmak için vaktini çok almayacak işlerde çalışıyordu. Her ikisi de 20'li yaşlarının başında kurdukları hayale giderek yaklaştıklarının farkındaydı ama işler hiç de düşündükleri gibi ilerlemeyecekti.
SONUN BAŞLANGICI OLACAĞININ FARKINDA DEĞİLLERDİ
Odegaard çiftinin üzerindeki kara bulutlar üçüncü çocukla birlikte başladı. Anders Odegaard çalıştığı iş yerlerinde istikrardan uzak bir görüntü içindeydi. Sıklıkla iş yeri değiştiriyordu. Eşi Carissa Odegaard ise kısa aralıklarla anne olmanın yarattığı ve yeterince üzerine eğilmediği doğum sonrası depresyonla mücadele veriyordu. İkili arasındaki tartışmalar aşk ve nefret ekseninde giderek şiddetleniyordu. Bir yandan birbirlerini çok seviyor, diğer yandan ise birbirlerine karşı giderek daha da kırıcı olmaya başlıyorlardı.
İş hayatında istikrarsız bir şekilde ilerleyen Anders Odegaard, içindeki öfkeyle baş edemeyip eşi Carissa Odegaard'a fiziksel şiddet uygulamaya başlarken Carissa Odegaard ise pek çok kadında doğum sonrasında görülen postpartum depresyonu aşmaya yönelik herhangi bir terapi desteği almadığı için giderek daha da mutsuz bir görüntüdeydi. Beşinci ve son çocukları iki yıl önce dünyaya geldiğinde artık yavaştan önemli bir karar alma vakti gelmişti. Bu kararın sonun başlangıcı olacağının henüz farkında değillerdi.
ARALARINDAKİ GERİLİM GİDEREK ARTIYORDU
Mayıs 2011'de evlenen Odegaard çifti 16 Eylül 2021 tarihinde resmi olarak boşandı. Mahkeme, çiftin evliliklerinin geri dönülemez biçimde sarsıldığına karar vermişti. Ancak çift boşanmalarına rağmen yine birbirlerini sık sık görmek zorunda kalacaktı. Bunun nedeni ise mahkemeden çıkan ortak velayet kararıydı. Ortak velayet durumunda ebeveynler çocukları hakkında ortak karar almak mecburiyetindeler. Odegaard çifti de beş çocuklarına dair herhangi bir konuda birlikte karar almak zorundaydılar. Bu, onların sıklıkla iletişim halinde olmaları ve boşanmalarına rağmen sık sık bir araya gelmeleri anlamına geliyordu. Ortak velayet haricinde mahkeme Carissa Odegaard'a fiziksel velayet de vermişti. Çocuklar, annelerinin yanında yaşıyordu ancak ortak velayet nedeniyle annelerinin sıklıkla babalarıyla iletişim kurmaları gerekliydi. Üstelik babaları bir avukattı ve konu çocuklarıydı. Anders Odegaard, eski eşinin çocukları hakkında kendisinden habersiz herhangi bir adım atmaması yönünde eşiyle sıklıkla tartışmalara giriyor, ikili arasında evliliklerinin son dönemlerinde giderek artan gerilim her geçen gün daha da artıyordu.
SON ANLARINI YAŞAYAN ANNESİNİN KOLLARININ ARASINDAYDI
Velayet konusunda bir türlü anlaşamayan eski çift, mahkemeye başvurarak konuyu yasal zemine oturtmayı kararlaştırdı. Aralarındaki kavgalardan ötürü çocuklarının psikolojisinin negatif etkilendiğini fark eden çift, 2022'nin ağustos ayının son günlerindeki duruşma tarihini iple çekiyordu. Geçtiğimiz salı günü çocukları yüzünden her zamanki gibi yine bir araya gelen ikili arasında yine tartışma yaşandı. Konu, annenin çocuklarını kiliseye götürmek istemesi ancak babalarının bunu kabul etmemesiydi. Tartışmanın kısa zaman içinde fiziksel şiddet barındıran bir kavgaya dönüşmesi üzerine büyük bir korkuya kapılan çocukları ne yapacaklarını bilemez haldeydi. Kardeşlerden ikisi bahçedeki arabanın etrafına giderek sokaktan geçen birilerinden yardım istedi.
Bu esnada evde korkunç bir manzara vardı. Anders Odegaard üstü çıplak bir haldeydi. Yalnızca altındaki iç çamaşırıyla eski eşine ağır darbeler indiriyordu. Babanın yüzü ve saçı kan içindeydi. Anne ise aldığı başına aldığı öldürücü darbelerden ötürü kan gölüne dönmüş yerde tepkisiz bir şekilde yatıyordu. Daha da korkunç olanı ise anne, iki yaşındaki en küçük çocuğuna sımsıkı sarılmış bir haldeydi. İki yaşındaki çocuk yerde cansız yatan annesinin kollarının arasında etrafa boş gözlerle bakıyordu.
40 YIL HAPİS CEZASI ALABİLİR
İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerinin evde yaptığı incelemeler dehşet vericiydi. Anders Odegaard'ın eski eşine uyguladığı fiziksel şiddetin izleri neredeyse evin her yerindeydi. Eski çiftin çocukları ise şahit oldukları travmatik olaydan ötürü büyük bir şok içindeydi. Büyük bir vahşete sebep olan Anders Odegaard'ın ağzından dökülen ilk cümleler "Kendimi iyi hissetmiyorum" oldu. Polisin kendisine sorduğu sorulara uzun bir süre bu şekilde yanıt veren Odegaard'ın eski eşinin kafasına çeşitli mutfak aletleriyle vurduğu, kafasına aldığı öldürücü darbelerden ötürü kadının hayatını olay yerinde kaybettiği ortaya çıktı. İfadesi alınan çiftin 8 yaşındaki ikinci çocukları ekiplere "Her yerde kan vardı" dedi ve babasının annesini boğmaya çalıştığını söyledi.
Çocuklarının gözü önünde vahşice öldürülen annenin organlarının bağışlanacağı açıklandı. İkinci derece cinayetten suçlanan cani Anders Odegaard'ın yargılama süreci geçtiğimiz günlerde başladı. Odegaard suçlu bulunduğu takdirde 40 yıl hapis cezasına çarptırılabilir. Savcılar ise mağdura özellikle zalimce davranıldığını ve bu vahşete birden fazla çocuğun tanıklık ettiğini vurgulayarak daha ağır suçlamalar talep ediyor.
