29.01.2020 - 10:56 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dünyayı çalkalayan ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu planı beklendiği gibi yalnızca İsraillilerin bayram etmesine yol açtı. Kudüs'ü tamamen İsrail'e bırakan ve Batı Şeria'daki yerleşimlerin kalıcı işgale dönüşmesini isteyen plan, tüm dünyada manşetlerde.
DEMOKRATLARDAN TRUMP'A MEKTUP
12.00 : Aralarında Chris Van Hollen, Bernard Sanders, Elizabeth Warren gibi 12 isimin bulunduğu ABD'li demokrat senatörler, Trump'ın planı üzerine 'derin endişelerini' belirtmek için mektup kaleme aldı.
Planın uluslararası hukuku göz ardı ettiğini belirten senatörler, mektupta şu ifadeleri kullandı:
"Kudüs boyunca, Batı Şeria ve Ürdün Vadisi'ndeki tüm İsrail yerleşimleri üzerinde İsrail egemenliğinin tek taraflı desteklenmesi, Filistin'in reddini garanti ediyor ve İsrail'in Batı Şeria'nın tamamını veya kısmen ilhak etmesine yol açıyor.
Bu tarz bir gelişme, uluslararası hukuku umursamamak, müttefiklerimizden sert muhalefete yol açacak ve Kırım'ın, Doğu Ukrayna ve başka yerlerdeki tek taraflı ilhaklara karşı var olan ABD politikalarını baltalayacak. Bu ayrıca Ürdün gibi müttefiklerimizi savunulamaz bir pozisyona sokacak.
Bu teklif, Filistin'in kendi kaderini tayin etme hakkını ihlal ediyor ve bunun demokratik bir Yahudi devletinin vizyonunu baltalayan tek devletli bir çözüme ya da İsrail topraklarıyla çevrili Filistin adacıklarının parçalanmış, kopuk ve derinden eşitsiz bir sistemine doğru ilerlemesi İsrail'in uzun süreli güvenlik çıkarlarına zarar verecek. İkisi de hiçbir tarafın yasal haklarını ve isteklerini destekleyen sürdürülebilir bir çözüm değil. Bağlantısız Filistin adacıklarını 'devlet' olarak sınıflandırmak, bağımsız Filistin devleti vizyonuna ihanettir."
Bu teklifin zamanlamasının Başbakan Netanyahu'nun rüşvet suçlamalarına denk gelmesi, İsrail seçimlerine müdahale etme niyetlerinizle ilgili rahatsız edici soruları yükseltiyor. Bu sebeple, önde gelen İsrailli bir politikacının serbest bırakılması, 2 Mart'taki seçimlere kadar ertelendi.
İki partinin önceki başkanları da hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin, ABD'nin zor müzakerelerde güvenilir bir oyuncu rolüne olan saygısını başarıyla korudu. Tek taraflı eylemleriniz bunu imkansız hale getirdi.
Bu son Beyaz Saray girişiminin barışı ilerletmek için meşru bir girişim olmadığı açıktır. Bu, bölgede yenilenmiş bölünme ve çatışma yöntemi. Yönetiminizi, uygulanabilir iki devletli bir çözüme gerçek bir bağlılık göstermeye ve İsrailliler ile Filistinlilerin barış, özgürlük, güvenlik ve refah içinde birlikte yaşamalarını sağlayacak bir geleceğin temelini atmaya çağırıyoruz."
10.30 : İngiliz The Guardian gazetesi, "Trump'ın açıkladığı Ortadoğu barış planı Filistinlileri desteklemiyor" başlığını kullandı. Gazeteye göre, plan Filistinlilere bir devlet olmaları için rota çiziyor ancak İsrail'in Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşimlerini tanıyor.
Amerikan CNN Internatinoal'ın başlığı, "Trump'ın ilan ettiği Ortadoğu planı İsrail'in talebine yanıt veriyor, Filistinliler anında reddetti" oldu.
Washington Post gazetesi, "Trump, işe yarayıp yaramayacağı şüphesi devam ederken İsrail-Filistin barış paketini açıkladı" başlıklı haberinde, planın İsrail'in tüm isteklerini karşıladığını vurguladı.
"Trump, güçlü şekilde İsrail'i kayıran Orta Doğu planını açıkladı" diyen New York Times, planın uzun vadede nitelikli bir Filistin devletinin ortaya çıkmasına imkan vermeyeceğine vurgu yaptı.
Politico'da yer alan analizde ise, "Bu barış değil, bu güç" başlığıyla Trump'ın amacının bölgeye barış getirmek olmadığı kaydedildi.
İsrail gazetesi Haaretz, skandal planın adını koydu: "Gerçeğin teyidi: Trump Filistinlilere gerçekten bir devlet önermedi." Gazeteye göre, Trump'ın planının ayrıntıları açık bir şekilde bir Filistin devletine yol göstermiyor ancak Batı Şeria'nın tamamen İsrail'in kontrolü altına girmesini tercih ediyor.
Alman basını: Trump Evanjelist Hristiyanların oyuna bel bağlıyor
Alman basınından Hannoversche Allgemeine Zeitung, Trump'ın uluslararası uzlaşının dışına çıktığını belirtiyor: "Trump iki devletli çözümden bahsediyor gerçi. Ama onun tasarladığı Filistin devleti egemen değil, delik deşik bir yapı. Kudüs'ün bir bütün olarak İsrail'in başkenti olarak tanınması, işgal altındaki Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin meşrulaştırılması ve Ürdün Vadisinin ilhakının tanınması ile Washington, iki devletli çözüm yönündeki uluslararası uzlaşının dışına çıkmış oluyor.
Trump'ın İsrail politikası jeopolitikten ziyade iç politik hesaplara, seçim kampanyası taktiklerine dayanıyor. Trump, kutsal metinlere devletler hukukundan daha fazla önem veren Evanjelist Hristiyanların oyuna bel bağlıyor."
Kölnische Rundschau'ya göre ise, plan devletler hukukuna aykırı: "Trump dün dostu Netanyahu ile Beyaz Saray'da ve tabii ki Filistinliler dışarıda bırakılarak barış planı dediği şeyi sundu. İki lider de seçim kampanyasında ve mahkemeye taşınmış, utanç verici, ağır iç politik skandallar nedeniyle kendi taraftarları gözünde de acil bir imaj cilasına ihtiyaç duyuyor.
Bu evlere şenlik barış planı illüzyonunun da cilaya yardımcı olması umuluyor. Sonuçta ortaya çıkan şey, bu başrol oyuncularından bekleneceği üzere siyasi hokkabazlık. Görece güçlü iki partner, görece zayıf üçüncü tarafın sırtından kendi çıkarlarını güç politikasıyla hayata geçirmeye çalışıyor. Bağlayıcı devletler hukuku olsun, BM kararları olsun hukuk ayaklar altına alınıyor. Güçlünün hukuku uygulanıyor."
Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesinin yorumu ise şöyle: "ABD Başkanı planını 'gerçekçi' diye nitelendiriyor. Bu, statükonun korunması için bir formül. İsrail'in Batı Şeria'da neredeyse tüm Yahudi yerleşimlerini elinde tutması öngörülüyor.
Bu, neredeyse tüm İsrail hükümetlerinin uyguladığı, askeri yöntemlerle yürütülen nüfus politikasının ödüllendirilmesi anlamına geliyor. Filistinliler bunu provokasyon olarak görmeli. Her halükarda bu bir barış planı değil."
Türkiye
Trump'ın 'Yüzyılın Anlaşması' adını taktığı plana en sert tepkiyi gösteren ülkelerden biri, Türkiye oldu. Türkiye, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak önerilmesine "Kudüs kırmızı çizgimizdir" tepkisini gösterdi. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında "ABD'nin sözde (Orta Doğu) barış planı ölü doğmuştur. İsrail'in işgal ve zulmünü meşrulaştırmaya yönelik adımlara izin vermeyeceğiz" ifadeleri yer aldı.
Birleşmiş Milletler
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekrteri Antonio Guterres İsrail ile Filistin arasındaki olası bir barışı desteklediklerini belirtirken, olası bir barışın BM tasarıları, uluslararası hukuk ve karşılıklı anlaşmalarla güçlendirilmişi ve 1967 öncesi sınırlarda iki devletli bir çözüm olması gerektiğini söyledi.
Ürdün
Ürdün Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "1967 sınırları öncesine dayanan bağımsız bir Filistin devleti kampsamlı ve devamlı barışın tek yoludur" denildi.
Suudi Arabistan
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Trump'ın çabalarını takdir ettikleri açıklamasını yaptı ve taraflara diyalog çağrısında bulundu. Açıklamada, "Planla ilgili her türlü fikir ayrılığı ABD'nin himayesindeki müzakereler aracılığıyla çözülmeli" denildi.
Washington Büyükelçisi Yusuf el Uteybe: "Uluslararası toplumun da desteğiyle, Filistinlilerle İsraillilerin kalıcı bir barışı sağlayıp samimi bir şekilde bir arada yaşayabileceklerine inanıyoruz"
İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennet: "İsrail hükümetinin hiçbir koşulda Filistin devletini tanımasına izin vermeyeceğiz. "
Lübnan Hizbullahı
"Bu anlaşmadaki yerleşim planının yarattığı en büyük tehlike Filistin halkının kendi topraklarına dönebilme haklarını elinden alması. Sosyal gerilim yaratacak bu adım düşmanın (İsrail) yayılmacı emellerine hizmet edecektir"
İran
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin danışmanı Hüsameddin Aşina: "Bu Siyonist rejimle Amerika arasında bir anlaşmadır. Filistinlerle iletişim kurmak gibi bir gündemleri yok. Bu bir barış planı değil, dayatma ve yaptırım planıdır."
Katar
Dışişleri Bakanlığı: "Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarında bağımsız Filistin Devleti'ni kurma hakkı korunmadığı sürece barış kalıcı olmayacak. Uluslararası meşruiyete ve Birleşmiş Milletler'in (BM) aldığı ilgili kararlara bağlı kalındığı müddetçe ABD yönetiminin, Filistin meselesinin ve Arap-İsrail çatışmasının çözümü için sarfettiği çabaları takdir ediyoruz."
Dışişleri Bakanı Dominic Raab: "Bu açıkçası vakit ve çaba isteyen ciddi bir plan. İsrail ve Filistinlilere bu planları samimi ve adil bir gözle değerlendirmeleri ve müzakerelere dönüş yolunda ilk adımı atmanın yolunu aramaları çağrısını yapıyoruz."
Almanya
Dışişleri Bakanı Heiko Maas: ABD’nin önerisi sorulara yol açıyor. Bu soruları şimdi Avrupa Birliği'ndeki (AB) partnerlerimizle görüşeceğiz.
ABD'li Demokrat Senatör Patrick Leahy: "Yıllarca boş vaatlerde bulunurken bir yandan da ABD'nin tarafsız politikasını bir tarafın çıkarı için yok ettikten sonra diğer tarafın reddeceğini bildiğin bir şeye anlaşma demek tam bir komedi. Bu birlikte yaşama umudunu de azaltan, ülkemizin zar zor kazandığı Orta Doğu'da istikrar politikasını da zedeleyen bir plan."
10.00 : ABD lideri Donald Trump'ın açıkladığı Ortadoğu planına ilişkin tüm gelişmeleri canlı blogla aktaracağız. Planda Kudüs'ün bölünmemiş bir şekilde İsrail'in başkenti olması öngörülüyor. Filistin'e 'koşullu' bir bağımsız devlet öngörülüyor, koşulların yerine getirilmesi için dört yıllık bir süre tanınıyor.