12.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ Güney Afrika Cumhuriyeti’nin “Gazze’deki Filistin halkına soykırım yaptığı” iddiasıyla İsrail aleyhinde açtığı dava, Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) dün başladı.
Güney Afrika, 29 Aralık 2023’te Gazze Şeridi’ndeki saldırıları nedeniyle İsrail’e 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle bu davayı açmıştı. Başvurusunda İsrail’in eylemleriyle “Filistinli ulusal ırk ve etnik grubun önemli bir kısmının yok edilmesini amaçladığını” belirten Güney Afrika, dünkü duruşmada ihtiyati tedbir kararı alınmasını ve İsrail’in Gazze’deki tüm saldırılarını durdurmasını talep etti. Yüksek Mahkeme öncelikli olarak bu tedbir talebini ele alacak.
Sözleşmeye atıf
Güney Afrika’nın argümanında ‘soykırım niyetini gösteren hesaplanmış davranış şekli’ ve ‘13 haftalık delil’ ifadeleri dikkat çekti. Güney Afrika hukuk ekibinden John Dugard, “Soykırım Sözleşmesini imzalayan ülkelerin sadece soykırım eylemlerinden vazgeçmekle kalmayıp aynı zamanda bunları önlemekle de yükümlü olduğunu” belirtti. Avukat Adila Hassim ise “Soykırımlar asla önceden ilan edilmez ancak bu mahkeme, soykırım eylemlerine ilişkin makul bir iddiayı haklı çıkaran bir davranış biçimini ve ilgili niyeti tartışmasız bir şekilde gösteren son 13 haftalık delillerden faydalanma imkanına sahip” dedi. Hassim, çoğunlukla kimliği belirlenemeyen cesetlerin gömüldüğü toplu mezarların fotoğraflarını gösterdi. Avukatlar ayrıca, içerisinde Başbakan Binyamin Netanyahu’nun da bulunduğu İsrailli siyasilerin 7 Ekim saldırısı sonrası yaptıkları çeşitli açıklamaları da kanıt olarak sundu. Bunlar arasında Netanyahu’nun “İsrailoğullarının İncil’deki düşmanı Amalek”ten bahsettiği konuşmanın yanısıra, aşırı sağcı İsrailli bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir’in Gazze’nin tamamen tahliye edilmesi yönündeki açıklamaları bulunuyor. Güney Afrika tarafından açılan davaya İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, Türkiye, Malezya, Ürdün, Kolombiya, Bolivya, Maldivler, Namibya, Pakistan, Kolombiya, Brezilya destek veriyor. Dün duruşmanın görüldüğü binanın dışında Filistin yanlısı ve İsrail yanlısı grupların bayraklar ve pankartlar taşıdığı da görüldü. Filistin yanlısı göstericiler arasında ortodoks (Haredi) Yahudiler de bulunuyor.
İsrail savunacak
Güney Afrika’nin davaya ilişkin sözlü savını yapması sonrası bugün de İsrail’in savunması dinlenecek. Dünkü duruşmanın ardından UAD Başkanı Joan Donoghue, mahkemenin İsrail’in sözlü savunmalarını dinlemek üzere yarın (bugün) toplanacağını duyurdu. İsrail’in talebi üzerine dün ve bugün yapılacak sözlü oturumlar, birer saat uzatılmıştı. Duruşmada İsrail’i, eski Yüksek Mahkeme başkanı Aharon Barak temsil edecek. İsrail’de muhalefet de dahil olmak üzere davaya sert tepki gösterildi. Muhalif lider Yair Lapid, “Terörist saldırıya karşı kendini savunan bir ülke soykırım suçlamasıyla karşı karşıya kalıyorsa, Soykırım Sözleşmesi terör için bir ödül haline gelmiştir” dedi.
Uluslararası Adalet Divanı, duruşmalar sonrası İsrail’in Gazze’deki saldırılarını sona erdirmesi yönündeki kararı hızlıca alabilir ancak soykırım davasına ilişkin kararı alması yıllar sürebilir. 2022 yılında mahkeme, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri eylemlerini derhal sonlandırması kararını vermiş ancak karar dikkate alınmamıştı.
‘Filistin halkıyla değil Hamas ile savaşıyoruz’
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Lahey’deki duruşma öncesinde önemli açıklamalarda bulundu. Netanyahu, İsrail’in Gazze Şeridi’ni yeniden ele geçirmesi yönünde çağrıda bulunan aşırı sağcı müttefiklerine karşı ilk kez açıkça konuştu. “İsrail, Filistin halkıyla değil, Hamas ile savaşıyor ve bunu uluslararası hukuka tamamen uygun şekilde yapıyoruz” diyen Netanyahu, ülkesinin 7 Ekim sonrasındaki adımlarını savundu ve “İsrail’in Gazze’yi kalıcı olarak işgal etmek ya da sivil nüfusu yerinden etmek gibi bir niyeti yoktur” dedi. Netanyahu, İsrail ordusunun sivil kayıpları en aza indirmek için elinden geleni yaptığını, Hamas’ın ise Filistinli sivilleri canlı kalkan olarak kullanarak bu kayıpları en üst düzeye çıkarmak için elinden geleni yaptığını de sözlerine ekledi.