26.04.2023 - 12:00 | Son Güncellenme:
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Geçmişi hakkında çok az şey bilinen Carl Tanzler 8 Şubat 1877'de Almanya’da doğmuştu. 1926'da ABD'ye göç etti ve Florida'ya yerleşti. 1927'de ise ABD Deniz Hastanesi'nde Carl von Cosel adını kullanarak çalışmaya başladı. Her şey yolunda gibi gözükse de gece rüyalarına eşlik eden kadın bir türlü gözünün önünden gitmiyordu. Bir gün tüberküloz (verem) şikayetiyle gelen Maria Elena Milagro de Hoyos'un rüyalarındaki kız olabileceğini nereden bilebilirdi?
'DAHA ÖNCE RÜYALARIMDA BENİMLE KONUŞAN KADIN'
Maria Elena Milagro de Hoyos 31 Temmuz 1909'de doğdu. Doğduğu ilk günden beri hayatı pek de güzel ilerlemedi. Kız kardeşi tüberkülozdan ölmüştü. Ancak başına gelenler bunlarla da sınırlı değildi. Öyle ki evlendikten kısa süre sonra düşük yapması ve kocasının onu terk edip Miami'ye taşınması ömründe yaşayacaklarının yanında bir hiç kalırdı. Elena bir süre sonra tıpkı kardeşi gibi vereme yakalanmıştı. Birleşik Devletler Deniz Hastanesi'nde tedavi görmeye başladı. Hastanedeyken Carl Tanzler isimli Alman radyoloji uzmanıyla tanıştı. Onunla tanışması ise hayatını bambaşka bir evreye götürdü.
Carl Tanzler, Elena'yı ilk gördüğü andan itibaren, "Daha önce rüyalarımda benimle konuşan genç kadın işte buydu, saçları da aynı böyleydi" düşüncesinden kendini bir türlü alamıyordu. Rüyalarına eşlik eden bu gizemli kadın birden bire hastası olarak karşısına çıkmıştı. Doktor mu veya yalnızca tıp bilgisi kuvvetli olan bir uzman mı olduğu tartışmalı olan Tanzler, ilk görüşte Elena'ya aşık olmuştu.
İŞLER ÇIĞRINDAN ÇIKMAYA BAŞLADI
Carl Tanzler, Elena'ya olan aşkını ise ona kıyafetler, mücevherler ve hediyeler alarak her defasında belli ediyordu. Ancak Elena, Tanzer'in bu tutkulu aşkına hiçbir zaman karşılık vermedi. Genç kadın 1931'de Carlzer'in bütün çabalarına rağmen 22 yaşında tüberkülozdan ölmüştü. Elena'nın ölümüyle adeta çılgına dönen Carlzer, gün geçtikçe Elena'nın mezarının başından ayrılmıyor, en sevdiği şarkılarla serenatlar yapıyordu. Söylediklerine göre bir süre sonra Elena'nın ruhu ona görünüyor, mezardan sesleniyor ve içinde bulunduğu hapishaneden kendisini çıkarmasını istiyordu.
Her ne kadar duygusal ve acı verici bir tablo gibi görünse de işler bir süre sonra çığırından çıkmaya başladı. Tanzler kısa bir süre sonra genç kadının mezarına girip cesedini olduğu yerden çıkardı. Cansız bedeni bir şekilde evine götürmeyi başaran Tanzler, Elena'nın kemiklerini, askı ve tellerle birbirine bağlayıp yüzüne cam gözler yerleştirdi. Cildi çürümeye başladığında, balmumu ve alçıya batırılmış bir bezle vücut görünümünü korumaya çalıştı.
ÖLÜ BEDENİNE CANLI GİBİ DAVRANIYORDU
Ona canlı gibi davranıyor, konuşuyor, giysiler giydirip mücevherler takıyordu. Saçları için ise Elena'nın annesinin verdiği saçlardan bir peruk yapmıştı. Elena'nın öldüğünü hiçbir zaman benimseyemeyen saplantılı doktor, genç kadının cansız vücudundan yayılan kokunun önüne geçebilmek ve vücudun ayrışmasını yavaşlatmak amacıyla bol miktarda dezenfektan, parfüm ve koruyucu maddeler kullandı. Neredeyse tüm kasaba, sık sık kadın kıyafetleri ve parfümleri satın alırken görülen bu adamdan bahsediyordu. Bunun yanında bir çocuk, doktorun dev bir oyuncak bebek gibi görünen bir şeyle dans ettiğine tanık olduğunu ifade etmişti.
Saplantılı doktorun bir cesetle olan aşkı yıllarca devam etti. Ta ki Elena öldükten 9 yıl sonra diğer kız kardeşi Florinda, Elena'nın cesedinin mezarından çalındığına dair çeşitli söylentiler duyana kadar. Bu esrarengiz olayın izini süren Florinda, bir zamanlar kardeşinin doktorluğunu yapan adamın evine ulaştı ve yatağında kardeşinin cansız bedeniyle karşılaştı. O zamanlar bir ceset çalmak yasa dışı olmasa da Carl Tanzler, Elena'nın mezarına saygısızlık etmekten tutuklanıp gözaltına alındı.
MASKESİNİN OLDUĞU HEYKELLE BİR ÖMÜR GEÇİRDİ
Ayrıca Carl'ın, Elena'ya tecavüz ettiği ve nekrofili hastası olduğuna dair çeşitli şüpheler ortaya çıktı. İncelemeler bunun mümkün olduğunu gösterse de net bir sonuca varılamadı. Saplantılı doktor, psikiyatrlar tarafından muayene edildi ancak mahkemeye çıkmasına engel olacak herhangi bir rahatsızlığı olmadığı tespit edildi. Zaman aşımına uğrayan bu dava, Güney Florida gazetelerinin ilgisini çekti ve bu olay bu bölgeyle sınırlı kalmayıp dünya çapında sansasyon yarattı. Bu esnada Elena’nın cesedi, patologlar tarafından incelendi ve ardından Key West’teki Dean-Lopez Cenaze Evi’nde halka teşhir edildi.
En sonunda genç kadının cansız bedeni Key West Mezarlığı’na getirildi ve verilebilecek olası zararların önüne geçebilmek için hiç kimsenin bilmediği bir mezara tekrar gömüldü. Bu saplantılı aşktan bir türlü kurtulamayan doktor, yaşamının son yıllarını Elena'nın maskesini taşıyan bir heykelle geçirdi ve Elena ile olan anılarını anlattığı bir kitap kaleme aldı. 1952 yılında ölümünden 3 hafta sonra evinde bulunan Tanzler, 75 yaşında hayata gözlerini yumdu.