Savaşta son dakika... İsrailli generalden Hamas itirafı! 'Karmaşık bir operasyon' dedi, tarih verdi

İspanya, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'e karşı "soykırım" suçlamasıyla açtığı davaya müdahil olma talebini resmileştirdi.

Hem UAD'den hem de İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamalarda, ​İspanya'nın, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı başlattığı "Gazze Şeridi'ndeki Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin Uygulanması" konulu davaya müdahil olmak için gerekli resmi talebi, UAD'ye bugün sunduğu bildirildi.

Bakanlık açıklamasında, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi uyarınca ve mahkeme tüzüğünün 63. maddesi kullanılarak davaya müdahil olunduğu belirtildi.

Ürdün, Lübnan'ın sınırlarına, egemenliğine ve güvenliğine saygı temelinde Lübnan-İsrail sınırındaki gerilimi azaltmak için acil uluslararası eylem çağrısında bulundu.

İsrail ordusunun, 2 gündür karadan saldırılarını sürdürdüğü Gazze kentinin doğusundaki Eş-Şucaiyye Mahallesinde ölen ve yaralananlar olduğu ancak sivil savunma ekiplerinin, saldırılar nedeniyle bu kişilere ulaşamadığı belirtildi.

Pentagon, olumsuz hava koşullarını gerekçe göstererek Gazze'ye kurulan geçici limanı bir kez daha söktüğünü, karaya indirilen yardım malzemelerinin Gazze halkına ulaştırılamadığı için depolama alanının da dolma noktasına geldiğini bildirdi.

Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Singh, Akdeniz'deki olumsuz hava koşulları nedeniyle geçici yüzer limanın zarar görmemesi için sökülerek İsrail'in Aşdod Limanı'na alındığını belirtti.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) bugüne kadar Gazze tarafında 4 bin 500 ton insani yardım malzemesi indirdiğini dile getiren Singh, yardımların Gazzelilere ulaştırılamadığı için depolama alanının dolma noktasına geldiğini söyledi.

Bir gazetecinin "Yardımların indirildiği alan neredeyse doldu dediniz. Bu durumda iskele yeniden kurulsa bile bir işe yaramayacak gibi görünüyor" değerlendirmesine yanıt veren Pentagon Sözcü Yardımcısı Singh, yardımların Gazzelilere ulaştırılması için Birleşmiş Milletler çatısı altındaki Dünya Gıda Programı (WFP) ile ABD Uluslararası Kalkınma Ajansının (USAID) iletişim halinde olduğunu ve yardımların yeniden Filistinlilere ulaşmaya başlamasının öncelik olduğunu söylemekle yetindi.

İsrail ordusu, Lübnan'dan kuzey sınırındaki bazı bölgelere 3 insansız hava aracı gönderildiğini ve 25 roket atıldığını duyurdu.

Ordudan yapılan açıklamaya göre, Hizbullah ile çatışmaların sürdüğü kuzey sınırında yer alan Batı Celile ve Kiryat Shmona bölgeleri saldırıların hedefi oldu.

Lübnan'dan fırlatıldığı öne sürülen patlayıcı yüklü 3 İHA'nın akşam erken saatlerde Batı Celile'deki bölgeleri hedef aldığı belirtildi.

Önleyici füzelerin İHA'ları düşürmeyi başaramadığı kaydedildi.

Ayrıca, Lübnan'dan Batı Celile ve Kiryat Shmona bölgelerine 25 kadar roket atıldı. Batı Celile'deki bir binanın zarar gördüğü belirtilen roketler kuzey bölgelerinde yangınlara yol açtı.

İHA ve roket saldırılarında ölen veya yaralanan olmazken, ordunun top atışlarıyla karşılık verdiği kaydedildi.

İsrail ile Lübnan Hizbullahı arasındaki çatışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Ülkeler ise herhangi bir savaş ihtimaline karşı vatandaşlarını Lübnan'ı terk etme konusunda uyarıyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant İsrail'in kuzeyindeki çatışmalara değinerek Hizbullah'a gözdağı verdi. Gallant, Lübnan için 2 önemli alternatif geliştirdiklerini belirtti. Askeri gücü hazırladıklarını belirten Gallant, “Öte yandan siyasi alternatif de hazırlanıyor. Bu her zaman daha iyidir” dedi.

İsrail'in savaş aramadığını söyleyen Gallant, “Ama buna hazırız. Eğer Hizbullah savaşa girmeyi seçerse ne yapacağımızı biliriz. Eğer anlaşmaya gitmeyi seçerse, biz de buna karşılık vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Filistinli direniş grupları, Gazze kentindeki Şucaiyye Mahallesinde çıkan şiddetli çatışmalarda çok sayıda İsrail askerinin öldüğü ve yaralandığını, İsrail ordusunun karadan saldırı düzenlediği Gazze kentinin doğusu ile Refah kentinde İsrail ordusuna ait askeri araçların hedef alındığını duyurdu.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ile İslami Cihad'ın silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri'nden yapılan açıklamalarda, Gazze'de İsrail askerleri ile yaşanan çatışmalara ilişkin bilgi verildi.

Kassam Tugayları'ndan yapılan açıklamada, Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye Mahallesine giren İsrail askerleriyle Kassam direnişçileri arasında yakın mesafeden çatışmaların yaşandığı belirtildi.

Kassam mensuplarının hedef aldığı İsrail askerleri arasında ölen ve yaralananların olduğu, İsrail ordusuna ait bir helikopterin tahliye amacıyla bölgeye indiği kaydedildi.

Açıklamada, "Şucaiyye'de Yasin-105 roketleriyle Merkava IV tankını hedef aldık." ifadesi kullanıldı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesinin, jeneratörleri çalıştıracak yakıt olmaması sebebiyle birkaç saat içinde hizmet dışı kalacağı bildirildi.

Hastane Müdürü Hüsam Ebu Safiye, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Birkaç saat içinde eğer yakıt gelmezse Gazze'nin kuzeyindeki tek hastanenin hizmet dışı kalacağını ilan edeceğiz. Bu, kuvözde bebeklerin ve hastaların ölmesi anlamına geliyor." dedi.

Ebu Safiye, Kuzey Gazze ve Gazze kentlerindeki sağlık sisteminin, ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle minimum kapasiteyle çalıştığını söyledi.

Kuzey Gazze ve Gazze kentlerinde un dışında yiyecek bulunmadığına ve geçen günlerde yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye çok sayıda çocuğun getirildiğine işaret eden Ebu Safiye, açlık nedeniyle başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere bölgede ciddi bir felaket yaşanabileceği uyarısı yaptı.

Hüsam Ebu Safiye, uluslararası kuruluşlara ve Birleşmiş Milletler'e (BM) en kısa sürede hastaneye yakıt, ilaç ve tıbbi malzeme tedarik etme çağrısı yaptı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 6 Haziran'da yaptığı açıklamada, Gazze'de 10 çocuktan 9'unun ciddi gıda kıtlığıyla mücadele ettiğini, yetersiz beslenmenin hayati tehlike riskini artırdığını bildirmişti.

Gazze'deki hükümetin medya ofisinden dün yapılan açıklamada ise şu ana kadar 33 Filistinlinin açlıktan öldüğü dile getirilmişti.

İsrail'in yoğun saldırılar düzenlediği Gazze Şeridi'nde insanlık dramı yaşanıyor. Sivil yerleşim yerlerini vurarak Filistinlileri göçe zorlayan İsrail ordusu, bölgede taş taş üstünde bırakmıyor. Birleşmiş Milletler Sözcüsü Louise Wateridge Gazze Şeridi'nden yaptığı video bağlantısında Filistinlilerin bombalanmış binalarda yaşamaya ve çöp yığınlarının yanında kamp kurmaya zorlandığını söyledi. Kuşatma altında olan bölgedeki şartları “dayanılmaz” olarak ifade eden Wateridge, İsrail'i kınadı. Bölge dışında geçirdiği 4 haftanın ardından Gazze Şeridi'ne döndüğünü belirten Wateridge, bu süre içinde bile durumun “önemli ölçüde kötüleştiğini” belirtti. Wateridge, “Bugün, şimdiye kadarki en kötü gün olmalı. Yarının da hiç olmadığı kadar kötü olacağından şüphem yok” ifadelerini kullandı.

"HER ŞEY MOLOZ YIĞINI"

İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim tarihinden bu yana Gazze Şeridi'nin yerle bir olduğunu vurgulayan Wateridge, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentine döndüğünde şoke olduğunu söyleyerek, “Binalar iskeletten ibaret. Her şey moloz yığını. Ama yine de insanlar orada yaşamaya devam ediyor. Orada su yok, temizlik yok, yiyecek yok. İnsanlar, patlayan duvarların bıraktığı boşlukları örten çarşaflarla bu binalarda yaşıyorlar. Tuvalet olmadığı için insanlar bulabildikleri her yerde tuvalet ihtiyacını gideriyor” dedi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu Mevasi bölgesine uzun saatler boyunca topçu ateşiyle saldırı düzenledi. Bölgede yaşayan yerinden edilen Filistinlilerden ölen ve yaralananlar oldu. Saldırılar sürerken İsrail askeri araçları da Eş-Şakuş bölgesi ve Bölge Parkı'nın güneyinde ilerlemeye devam etti.

Bölgedeki Filistinliler, askeri araçları görünce çadırlarını terk edip Han Yunus'a doğru kaçmaya başladı. Han Yunus ile Refah kentlerine uzanan El-Mevasi bölgesi, İsrail ordusunun daha önce göçe zorladığı Filistinlilerin gitmesini istediği "güvenli bölgeler" arasında yer alıyordu.

İtalya'da, eski Milletvekili Alessandro Di Battista'nın öncülüğünde başlatılan İtalya'nın Filistin'i devlet olarak tanımasına yönelik kampanyada toplanan imzalar, parlamentonun üst kanadı Senato'ya teslim edildi.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın, güvenlik kabinesinde Hizbullah'ın, güçlerinin tamamını Lübnan sınırından çektiği bir anlaşmanın "kabul edilebilir" olduğunu söylemesi tartışmalara neden oldu.

Haaretz gazetesine konuşan kaynaklara göre, Gallant dün yapılan güvenlik kabinesi toplantısında Hizbullah ile muhtemel savaş senaryolarını ve anlaşma ihtimalini ele aldı.

Hizbullah ile tansiyonun düşürülmesi konusunda bir anlaşmanın şartlarını değerlendiren Gallant, Hizbullah güçlerinin sınırdan çekilmesini ihtiva edecek bir anlaşmanın "kabul edilebilir" olduğunu ifade etti.

Ancak Gallant'ın açıklamaları kabine üyeleri arasında bağrışmaları beraberinde getirdi.

Kaynaklara göre, aşırı sağcı görüşleriyle bilinen Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gallant'a savaştan nasıl kaçınılabileceğini sorusunu yönelterek, Hizbullah ile bir anlaşmaya taraf olmadığı mesajı verdi.

Ben-Gvir'in çıkışına yanıt veren Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, "Savaşı kazansak dahi yine de anlaşma imzalamak zorundayız." dedi. Dermer'e cevap olarak Ben-Gvir, "Hizbullah'la bir anlaşma başka bir 7 Ekim'e yol açacak. Nazilerle anlaşma yapamazsınız. Kazandığımızda anlaşma yapacak kimse olmayacak ve bu iyi bir şey." ifadelerini kullandı.

Tartışmaya müdahale eden Başbakan Binyamin Netanyahu, "Kuzeydeki sakinlerimizin evlerine dönmesine olanak sağlayan bir anlaşmaya varılabilir." şeklinde konuştu.

Genelkurmay Başkanı, aşırı sağcı Bakana bağırdı

The Times of Israel'in haberine göre, toplantının ilerleyen saatlerinde aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, önceki toplantıda bakanların 7 Ekim saldırıları konusunda sorumluluk almaları gerektiği ifadelerini kullanan Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’ye yüklendi.

Halevi, Smotrich'in “Bize sorumluluk dersi vermeyin. 6 Ekim'de uyuyanlar biz değildik.” ifadesi üzerine “Sözünü geri al.” diye bağırdı.

Gallant, bakanların, ordu komutanlarına yönelik bu tür "benzeri görülmemiş saldırılarını" kabul etmeyeceğini söyledi.

Smotrich ile Halevi arasındaki kavgaya taraf olmayı reddeden Netanyahu ise iki tarafın da açıklamalarının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

Mavi Hat'ta gerginlik

Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'den bu yana saldırılarını sürdüren İsrail, kuzey sınırında da Lübnan Hizbullah'ı ile çatışıyor.

İsrail ile Lübnan arasında "Mavi Hat" olarak tabir edilen sınır hattında son haftalarda gerginlik tırmanıyor.

İsrail ordusu, 18 Haziran'da Lübnan'a yönelik olası bir saldırıya ilişkin "operasyonel planı" onayladığını duyurmuştu.

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz da 21 Haziran'da yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın İsrail topraklarına ve vatandaşlarına yönelik saldırılarına izin verilemeyeceğini ve gerekli kararları yakında alacaklarını ifade etmişti.

İsrail ordusunun 8 Ekim'den bu yana Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılarda şu ana kadar 351 Hizbullah mensubu öldü.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) Gazze'deki Kıdemli İletişim Görevlisi Louise Wateridge, Gazze halkının her yere yayılan yıkım, zorunlu göç ve korku sebebiyle çaresiz durumda olduğunu belirtti.

İsrail'in "Maariv" gazetesinin haberinde, Gazze Şeridi'nde zarar gören İsrail ordusuna ait çok sayıda zırhlı aracın hizmet dışı kaldığı veya ordunun kullanımından çıkarıldığı kaydedildi.

İsrail ordusunun, Filistinli direnişçilerin saldırılarında zarar gören askeri araçları tamir etmek için Gazze Şeridi'nde iki lojistik merkezi kurduğu aktarıldı.

Hasarlı araçları getiren İsrail askerlerinin yakın mesafeden verdikleri kayıplar nedeniyle "bedensel ve psikolojik olarak yorgun olduğu" belirtildi.

Haberde İsrail askerlerine ilişkin, "Birçok kez yakın mesafeden kayıplar yaşadılar ve savaşın bedelini anlayacak kadar olgunlaştılar. Geçmişteki tüm askerlerden daha tecrübeliler ancak bedenleri ve zihinleri yorgun." ifadeleri kullanıldı.

İsrail-Lübnan sınırındaki duruma işaret edilerek, "Eğer onları Lübnan'ın güneyini işgal etmek için çağırırsak, orada olurlar ancak en iyi hallerinde olmayacaklar." değerlendirilmesinde bulunuldu.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrail ordusundan bir tuğgeneralin, Hamas'ın 'yönetme kabiliyetini ortadan kaldırmanın zaman alacağını' ancak 'örgütlenmenin ise devam edeceğini' söylediğini yazdı. Tuğgeneral, Hamas'ın tünellerini yok etmenin altı ay sürecek karmaşık bir operasyon olduğunu ve Mısır'ın sınırın kendi tarafından denetlediği bir tampon bölge olan Philadelphi Koridoru'nda varlık gösterilmesini gerektirdiğini de sözlerine ekledi.

Netanyahu ve aşırı sağcı koalisyon ortakları durmadan Hamas yok edilinceye kadar savaşın süreceğini söylüyor ancak İsrail ordusu farklı düşünüyor.

Buna göre, İsrail merkezli Haaretz gazetesi, daha önce yayınladığı bir analizde, İsrail ordusunun Gazze'deki çatışmaları bitirip kuzeyde büyüyen savaşa odaklanmaya hazırlandığını, Bibi lakaplı Netanyahu'nun ise kapana kısıldığı küçük paranoyak ağında orduya, protestoculara, Joe Biden'a ve yoluna çıkan herkese ateş açtığını yazmıştı.

Hükümet ve ordunun 7 Ekim tarihinden bu yana içine düştüğü derin stratejik tuzaktan halen kurtulmayı başaramadığını belirten Haaretz, ne rehinelerin geri dönüşü, ne Hamas'ın çöküşü ne de kuzeydeki on binlerce İsrailli'nin evlerine dönüşü gibi konularda ufukta hiçbir tarih görünmediğini de vurgulamıştı. Analiz, Hamas'ın çöküşünü neredeyse ulaşılması imkansız bir hedef olarak da niteleyerek, Netanyahu'nun İsrail ordusunun görüşlerini bildiğini ancak bu değerlendirmelere katılmak gibi bir eğilimi olmadığını kaydetmişti.

Haaretz yanı sıra, Netanyahu'nun en büyük hedefinin iktidarını korumak ve Kasım ayında Donald Trump'ın ABD seçimlerini kazanmasını beklemek olduğunu dile getirerek, mevcut tabloda ordunun İsrail'in stratejisinde acil bir değişiklik ihtiyacının farkında olduğunu yazdı.

Al Jazeera, İsrail ordusu ile Hizbullah arasındaki sınır çatışmasının bir haritasını çıkardı.

8 Ekim tarihinden 21 Haziran'a kadar olan dönemi kapsayan haritaya göre, İsrail-Lübnan sınırında 7 bin 400'den fazla saldırı gerçekleşti.

Bu saldırıların yüzde 83'ü, yani 6 bin 100'den fazlası İsrail'e ait. Çoğunlukla savaş uçaklarının ve silahlı insansız hava araçlarının devreye sokulduğu bombardımanlar, Lübnan'da en az 543 kişinin ölümüne yol açtı. Lübnan'ın en önemli askeri gücü Hizbullah, dokuzuncu ayı dolmak üzere olan çatışmalarda 400'e yakın üyesini kaybetti.

Lübnan'ın güneyinden İsrail tarafına ise 1258 saldırı gerçekleşti, 15'i asker 21 İsrailli öldü.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), Gazze Şeridi'nde 625 bin çocuğun sekiz aydır okula gidemediğini açıkladı.

BM'ye göre, savaş nedeniyle eğitimden mahrum kalan çocukların 300 bini UNRWA öğrencisi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ni kan gölüne çevirdiği katliamda 38 bine yakın Filistinli yaşamını yitirdi. Kurbanların 15 binden fazlası çocuklar.

266 gününe girilen savaşta İsrail'e Gazze'de katliam için en büyük desteği veren ana müttefiki ABD, Tel Aviv yönetimini gelecek ay gerçekleşecek NATO zirvesine davet etti.

Financial Times, İsrail ve birçok Arap ülkesinin dışişleri bakanlarının Washington'da düzenlenecek zirveye çağrıldığını yazdı.

75'incisi düzenlenecek geleneksel NATO zirvesi için davet giden ülkeler arasında Mısır, Ürdün, Katar, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn var.

Financial Times, ABD'nin İsrail'e gönderdiği davete gelebilecek tepkileri hafifletmek için Japonya, Avustralya ve Güney Kore'nin de listede olduğu 30'dan fazla ülkeye davetiye yolladığını da ekledi.

Yaklaşık bir aydır tansiyonun aralıksız şekilde yükseldiği İsrail-Lübnan sınırında çatışmalar dinmiyor. Hizbullah'ın Perşembe günü İsrail'in kuzeyini hedef alan füze yağmuruna misilleme, gece saatlerinde hava saldırılarıyla geldi.

İsrail işgal ordusu, savaş uçaklarının Lübnan'ın güneyindeki Hiam ve El Edaysat'taki birçok binayı bombardımana tuttuğunu duyurdu.

Lübnan'ın en ciddi askeri gücü Hizbullah, füze sağanağında bir askeri üssü vurduğunu söylüyor. Yanı sıra Hizbullah dört milisinin sınır çatışmalarında öldüğünü açıkladı.

Tarafların artık açık şekilde topyekun savaştan söz ediyor ve dünyada bölgesel bir çatışma korkusu giderek büyüyor. İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tomer Bar, bağımsızlık savaşından bu yana gerçekleşen en uzun savaşın henüz ortasında olduklarını söyledi, "Artık kuzeyde Hizbullah'la yüzleşmeye hazırız" dedi.

İsrail'in ana müttefiki ABD, Lübnan'a seyahat edecek Amerikalıların kesinlikle yeniden düşünmesi gerektiğini duyurdu. Washington, vatandaşlarından özellikle Lübnan'ın güneyinden, Suriye-Lübnan sınırından ve mülteci kamplarından uzak durmalarını istedi.

Kuveyt, Kuzey Makedonya ve Kanada arka arkaya vatandaşlarından Lübnan'ı terk etmelerini talep eden ülkeler oldu.

Amerikan ABC yayın organı ise, ABD donanmasının amfibi taarruz gemisi USS Wasp ve askerleri Doğu Akdeniz'e gönderdiğini bildirdi. USS Wasp'ın ABD ordusuna farklı seçenekler sunabileceğini kaydeden televizyon, söz konusu adımın bir tahliye operasyonu için değil caydırıcılık amacıyla atıldığını vurguladı.

Haberini üç ABD'li yetkiliye dayandıran ABC, Cebelitarık Boğazı'ndan geçen USS Wasp'ın halihazırda Doğu Akdeniz'de olan diğer savaş gemisi USS Oak Hill'e katılacağını, USS New York adlı geminin de yakında bölgeye gideceğini yazdı.

Amfibi taarruz grubunda 2 bin 200 ABD deniz piyadesi bulunuyor ve bu askerler Amerikan vatandaşlarının çatışma bölgelerinden tahliyesi için eğitiliyor.

Amerikalı yetkililer, AV-8 Harrier uçakları ve birçok helikoptere ev sahipliği yapan USS Wasp savaş gemisi ve diğerlerinin Doğu Akdeniz'e yollanmasına rağmen herhangi bir tahliye kararı alınmadığını savundu.

8 Ekim'den bu yana devam eden sınır çatışmasında Hizbullah 320'den fazla üyesini kaybetti, İsrail saldırılarında aralarında çocuklar, kadınlar ve gazetecilerin de olduğu onlarca sivil yaşamını yitirdi.

İsrail tarafında ise aralarında bir generalin de olduğu 15 asker Hizbullah saldırılarında öldü.

Sınırın Lübnan tarafında 90 bin, İsrail tarafında ise 60 bin kişi zorunlu olarak tahliye edildi.

İsrail ve Hizbullah 2006 yılında 34 günlük bir savaşa girdi. Yüzlerce can kaybının kayıtlara geçtiği savaşta İsrail Hizbullah'ı yok etmeyi başaramadı.

İsrail işgal ordusu, bir askerinin Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda öldürüldüğünü duyurdu. Böylece, savaşın onuncu ayına girilirken Gazze'de öldürülen İsrailli asker sayısı 316'ya yükseldi.

İsrail 7 Ekim'den sonra ilan ettiği hiçbir hedefe ulaşabilmiş değil. Rehineler kurtarılamadı, Hamas yok edilemedi ve Gazze'de kaybedilen asker sayısı sürekli artıyor.