SAVAŞTA SON DAKİKA 'Kayıp' drone İsrail'in ödünü kopardı! Orta Doğu'da yepyeni bir kriz: İran medyası haritayla sundu

Lübnan'a yoğun hava saldırılarıyla 23 Eylül tarihinde başlayan ve 1 Ekim'de kara işgaline dönüşen savaşta birinci ay bugün doldu. Hizbullah ve İsrail arasındaki sınır çatışması aslında 8 Ekim 2023'ten bu yana sürüyordu ancak İsrail'in savaşı Lübnan'a taşıması, Orta Doğu'da yeni bir dönemi başlattı.

Lübnan'da geride kalan bir ayda yaklaşık 2 bin kişi yaşamını yitirdi. Başkent Beyrut neredeyse her gün İsrail jetleri tarafından bombardımana tutuluyor, ülkenin güneyinden doğudaki Bekaa Vadisi'ne kadar birçok nokta işgal ordusunun hedefinde.

İsrail başkent Beyrut için Salı günü birkaç kez tahliye emri yayınlayıp hemen ardından saldırıya geçti. Uluslararası haber ajansı AFP, Beyrut'ta Salı akşamı en az üç hava saldırısı düzenlendiğini, Leyleki semti iki kez hedef alındı.

Sabah olduğunda ise bu kez sınır köyü Hiam saldırıya uğradı.

Hizbullah ise, füzeler ve kamikaze silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırılarıyla İsrail'e yanıt veriyor. Sabah saatlerinde Yukarı Celile bölgesindeki birçok ilçe ve yerleşimde sirenler çaldı.

Hemen ardından başkent Tel Aviv ve çevresinde sirenler duyuldu, İsrail basını kuzeydeki stratejik liman şehri Hayfa'da da alarm verildiğini yazdı. İsrail ordusu, Lübnan'dan ateşlenen iki uzun menzilli füzenin hava savunma sistemleri tarafından engellendiğini duyurdu.

Hizbullah'ın Salı akşamı ateşlediği bir kamikaze drone ise, İsrail'e eşi benzeri görülmeyen bir panik yaşattı. Kamikaze SİHA, İsrail hava sahasında onlarca kilometre boyunca bir saatten fazla sürede serbestçe dolaştı. İsrail jetleri ve helikopterleri acil kalkış yaptı ancak kamikaze drone yakalanamadı. Kamikaze drone daha sonra ortadan kayboldu ve akıbetine dair de bir açıklama yapılmadı.

Drone İsrail'in kuzeyinde boydan boya bir saatten fazla sirenlerin çalmasına neden oldu, Walla yayın organı Hayfa, Kiryat, Ha'emkim ve Zikhron Ya'akov yakınında sirenlerin durmadan çaldığını bildirdi. Milyonlarca kişi büyük bir panik yaşadı, sığınaklara koştu.

İsrail ordusu, Hizbullah'ın gönderdiği SİHA'nın açık bir alana düştüğünü tahmin ettiğini söylüyor.

1 Ekim Salı akşamı İsrail'e 181 balistik füze fırlatarak tarihte ikinci kez saldırı düzenleyen İran, Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi'yi Tel Aviv yönetimine meydan okuyarak füze saldırısından üç gün sonra Lübnan'a gönderdi. Orta Doğu turunun sonraki durakları İran'ın ana müttefikleriydi, Suriye ve Irak. Ardından Suudi Arabistan'a geçen Bakan Erakçi, Körfez ülkelerini de ziyaret edip Ürdün, Mısır ve Türkiye'ye geldi.

İran Dışişleri Bakanı Türkiye'den sonra ise Bahreyn ve Kuveyt'e uçtu. Tahran'dan bildiren Al Jazeera muhabiri Resul Serdar, Orta Doğu'da öncesinde olmadığı kadar topyekun savaş ihtimali bulunduğunu vurgulayıp İran ve Abbas Erakçi'nin bunun farkında olduğunu aktardı.

İran Dışişleri Bakanı'nın yaklaşık üç haftada 10'dan fazla ülkeye gittiğini hatırlatan Serdar, bugünkü durağının ise Rusya olacağını kaydetti. Al Jazeera muhabiri, Abbas Erakçi'nin İsrail'e karşı bir bölgesel seferberlik için söz konusu seyahatleri gerçekleştirdiğini belirtiyor.

İranlı bakanın kendi ifadesiyle iki amacı var, ilki İsrail'in yalnızca Lübnan, Gazze ya da İran'ı tehdit etmediğini, bütün bölgeye bir tehdit unsuru olduğunu söylüyor.Erakçi'nin Orta Doğu turundaki ikinci hedefi ise muhtemel bir İsrail saldırısında bölge ülkelerinin hava sahalarını açması ya da Amerikan üslerini kullandırması halinde Tahran'ın misillemede bulunacağını iletmekti.

İran medyasının bugünkü manşetlerinde ise İsrail ve ABD'ye doğrudan mesajlar var. IRNA haber ajansı tarafından yayımlanan resmi gazete İran ilk sayfasından 'Her saldırıya uygun şekilde yanıt vereceğiz' derken, 'Erakçi: Bölgedeki Amerikan üslerindeki hareketleri yakın şekilde izliyoruz' başlığına yer verdi.

Rejimin İngilizce gazetesi Tehran Times 'İran'ın objektifi iki yüz gösteriyor' manşetini attı, İsrail'in 'duvardan duvara' saldırganlığının bölgede yaklaşan kıyamet hissini ortaya çıkardığı yorumunu yaptı. İsrail'in Gazze'deki savaşın yarattığı fırsatı her türlü kırmızı çizgiyi aşmak için kullanmak istediğini kaydeden gazete, Tel Aviv'in şimdi de Tahran'a doğrudan bir darbe vurma fikriyle flört ettiğini aktardı.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'yla bağlantılı Civan gazetesi ise, 'Emirliklerin karanlığı' başlığıyla çarpıcı bir haberi ilk sayfasından sundu. Basra Körfezi'ndeki üç ada için Birleşik Arap Emirlikleri'nin 30 yıldır egemenlik iddiasını yinelediğini belirten gazete, Abu Dabi yönetiminin son günlerde Avrupalı müttefiklerinin desteğiyle benzer iddiaları dile getirdiğini kaydetti.

Civan, Avrupa Birliği'nden İran'ı üç adayı işgal etmekle suçlayan bir açıklama yapıldığını hatırlatıp uluslararası mahkemeye taşınmak istenen vakada Birleşik Arap Emirlikleri'nin söz hakkı olmadığını yazdı. Gazete ayrıca, 2014'te dönemin cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen bir cümleyi de sayfasına taşıdı:

"Üç adayı İran'dan ayırmak için kan denizini geçmeliyiz!"

Basra Körfezi'ndeki Büyük Tunb, Küçük Tunb ve Ebu Musa adaları üzerinde uzun süredir devam eden bir egemenlik anlaşmazlığı bulunuyor.

1971 yılına kadar İngilizlerin kontrol ettiği adalar, söz konusu tarihte Birleşik Arap Emirlikleri'ne devredildi ancak İran adalarda hakimiyeti ele geçirdi.

BAE, adalara asker konuşlandıran İran'ı 'işgalci' olarak niteliyor. Üç adanın 1903 yılında İngilizlerin eline geçtiğini belirten İran ise, o tarihte henüz kurulmamış olan Birleşik Arap Emirlikleri'nin egemenlik iddiasını reddediyor.

Tahran ve Abu Dabi arasında 2016'da kopan diplomatik bağ, Ağustos 2022'de Körfez ülkesinin Tahran'a büyükelçi atamasıyla yeniden yeniden kuruldu.

İran Daily gazetesi ise, 'Bölge ülkeleri gerilimin düşürülmesini kabul ediyor' başlığıyla Orta Doğu'daki gelişmeleri verdi.

İran yanlısı milislerin Irak'tan ateşlediği kamikaze silahlı insansız hava aracının (SİHA) hedefinde, İsrail'in en güneyindeki Eilat vardı.

İsrail ordusu, Suriye üstünden geçen kamikaze drone'ların hava savunma sistemleri tarafından engellendiğini açıkladı.

İran yanlısı gruplar ise, Eilat'taki 'hayati bir hedef'e kamikaze drone ateşlediğini bildirdi.

Kızıldeniz kıyısındaki Eilat, hem Yemenli Husilerin hem de Irak'taki milislerin defalarca hedef aldığı bir şehir.