14.12.2023 - 13:19 | Son Güncellenme:
İsrail'in Gazze'yi karadan işgalinde 12 Aralık tarihi bir dönüm noktası olabilir. Bütün gelişmeleri dakika dakika canlı blog sayfasına taşıyoruz.
Birleşmiş Milletler, İsrail'in Gazze'deki tünelleri tuzlu suyla doldurmasının sivillere ve çevreye ciddi zararları olabileceği konusunda uyarıda bulundu
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 69’uncu gününde devam ederken, Gazze Şeridi’ndeki telekomünikasyon hizmetleri bir kez daha kesildi. Filistin Telekomünikasyon (PALTEL) şirketi tarafından yapılan açıklamada, “Devam eden saldırı nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm telekomünikasyon hizmetlerinin kesildiğini duyurmaktan üzüntü duyuyoruz. Gazze yeniden karanlığa gömüldü” denildi.
Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısının 18 bin 878’ye, yaralı sayısının 50 bin 897'ye yükseldiğini açıkladı.
İsrail Başbakanlık Ofisi, ABD'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın İsrail'e geldiğini duyurdu. Başbakan Netanyahu ile ikili görüşmesine başlayan Sullivan, daha sonra Savunma Bakanı Yoav Gallant ile bir araya gelecek. İkili burada Hamas ve Lübnan sınırındaki Hizbullah ile mücadele konusunu masaya yatıracak.
Rusya lideri Vladimir Putin Gazze Şeridi'ndeki durumu "felaket" olarak nitelendirdi. Moskova'da basına verdiği demeçte Putin, "Ukrayna'da buna benzer bir şey yok. Herkes olanları görüyor" dedi.
Rusya savaşın başından beri Gazze'ye yönelik saldırıları kınadı ve Filistinlilerin "toplu olarak cezalandırılmasını" eleştirdi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez Avrupa Birliği ülkelerinin Gazze'deki durum konusunda anlaşmaya varmalarını umduğunu söyledi ve "Ateşkes ve iki devletli çözüm için artık kapılar açılmalı" ifadelerini kullandı.
Gazze Sağlık Bakanlığı 7 Ekim'den beri devam eden İsrail saldırılarında ölü sayısının 18 bin 787'ye çıktığını bildirdi. Bölgedeki yaralı sayısı ise 50 bini geçti. Yetkililer sadece dün 179 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 303 kişinin yaralandığını da ek olarak duyurdu.
10 Aralık tarihinden beri Cenin Mülteci Kampı'na yönelik saldırı düzenleyen İsrail ordusu burada toplamda 12 kişiyi öldürdü. Sosyal medyada gündem olan ve Al Jazeera tarafından doğrulanan bir görüntüde ise baskın düzenleyen İsrail askerlerinin ayakkabıyla girdikleri camide hoparlörden Yahudi duası okuduğu kayıtlara geçti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İsrailli vekil Ofes Cassif "Bölgeden gelen görüntüler çok açık, ordumuz fanatikler tarafından yönetiliyor" diyerek skandalı eleştirdi.
İsrail'in ordu radyosu tarafından yapılan bilgilendirmede ise askerlerin tespit edildiği ve görevden alındığı bildirildi. İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise askerlerin görevden alınmasına tepki gösterdi ve "Askerlerimize tam destek vermeliyiz, özellikle de savaş zamanında disiplin soruşturması yapmamalıyız" ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler'in Filistin Ajansı, şu anda Gazze'nin kuzeyine yardım götüremeyeceklerini bildirdi. BM, bölgede parası olanların dahi yiyecek alamadıklarını çünkü, hiçbir gıdanın kalmadığını belirtiyor.
İsrail parlamentosu ulusal bütçeye ek olarak 7 milyar dolarlık savaş bütçesine onay verdiğini duyurdu. İngiliz basınına yansıyan haberlere göre bu parayla birlikte orduya ek fonlar, yedek askerlere tazminat ve ülke içinde yerinden edilen kişiler faydalanacak.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun Cenin'de 17 yaşında bir çocuğu öldürdüğünü duyurdu. Bu ölümle beraber 12 Aralık'tan beri devam eden Cenin'deki çatışmalarda 12 kişi yaşamını yitirdi.
Yemen'in batısını kontrol eden Husilerin İsrail şirketlerine ait gemilerin yanı sıra İsrail limanlarına giden gemilere de saldırması, Kızıldeniz'i bir anda dünya gündeminin ilk sıralarına taşıdı.
Husiler hafta sonu yayınladıkları tehdidin üzerinden 48 saat geçmeden Norveç bayraklı Strinda adlı kargo gemisini vurdu. Bir gün sonra ise bu kez Marshall Adaları bayrağı taşıyan Ardmore Encounter adlı petrol tankeri hedef alındı.
Kızıldeniz ile Umman Denizi arasındaki Babülmendep Boğazı'nda devriye gezen ABD donanmasına ait USS Mason savaş gemisi, Husi saldırılarının ardından yapılan yardım çağrılarına yanıt verdi. CENTCOM, geminin Husilere ait kamikaze drone'lar düşürdüğünü açıkladı.
Hafta sonu ise bir Fransız savaş gemisi Husilerin gönderdiği kamikaze silahlı insansız hava araçlarını imha etti.
ABD, birkaç haftadır Kızıldeniz'deki gemi güvenliğini sağlayacak uluslararası bir güç oluşturulmasını gündemde tutuyor. Nitekim, Washington'ın müttefiki Avustralya'dan bir savaş gemisini bölgeye göndermesini istediği bugün ortaya çıktı.
Husilerin arkasındaki İran ise, ABD'nin çok uluslu görev gücü planına çok sert tepki verdi. İran Savunma Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani, ABD'nin söz konusu planı hayata geçirmesi halinde 'olağanüstü sorunlar'la yüzleşeceğini söyledi.
Kızıldeniz'i İran hakimiyetindeki bir bölge olarak tanımlayan Aştiyani, "Bizim hakim olduğumuz bir bölgede hiç kimse hamle yapamaz" dedi.
İran Savunma Bakanı'nın sözleri, Husilerin saldırılarının kendisiyle bağlantısı olmadığını defalarca belirten Tahran yönetiminin Kızıldeniz'e dair suskunluğunu bozduğuna işaret ediyor.
İslami Cihad'ın askeri kanadı Kudüs Tugayları, üyelerinin İsrailli işgalcilerle Gazze'de yeni çatışmalara girdiğini açıkladı.
Kudüs Tugayları'nın verdiği bilgiye göre, Gazze şehrinin doğusundaki Zeytin ve Şucaiyye mahallelerinin yanı sıra batıdaki Şeyh Rıdvan'da da çatışmalar var.
Telegram hesabından açıklama yapan grup, sınırın İsrail tarafındaki Sufa yerleşimindeki bir karakol ve çevresindeki hedeflerin füze yağmuruyla vurulduğunu kaydetti.
Bir İsrail tankı ve buldozeri ise, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde imha edildi.
Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları ise, Gazze'nin güneyinin en büyük şehri Han Yunus'a giren İsrail birlikleri ve araçlarını hedef alan saldırının görüntülerini yayınladı.
ABD merkezli Washington Post gazetesi İsrail ordusunun çıplak olarak aradığı sivillere daha sonra neler yaptığını yazdı.
Gazze'de çoğunluğu çocuk ve kadın 18 bin Filistinliyi katleden İsrail'in uluslararası desteği kaybetmeye başladığını, bizzat ABD Başkanı Joe Biden itiraf etti.
41 kilometrelik Akdeniz kıyı şeridini kan gölüne çeviren İsrail'in köşeye sıkıştığını gösteren en ciddi kanıtlardan biri, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki oylamaydı. 193 üyesi bulunan BM Genel Kurulu'ndaki ateşkes oylamasına 153 ülke 'evet' oyu verdi, yalnızca 10 ülke 'hayır' tercihinde bulundu. Bir önceki oylamada ateşkese destek verenlerin sayısı 121'di.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki kalıcı ateşkes tasarılarını İsrail'in savaşı sürdürmesi için veto eden ABD, Binyamin Netanyahu hükümetiyle derin bir görüş ayrılığı içerisinde.
Washington savaş sonrası Gazze'nin İsrail ordusunun kontrolünde olmasını ya da tampon bölge kurulmasını kabul etmeyen ABD, iki devletli çözüm istiyor. Batı Şeria ve Gazze'de kurulacak bir Filistin devletine verilen destek, dünya çapında en büyük seviyeye ulaştı. Rusya'dan Çin'e, Türkiye'den Avrupa Birliği'ne tüm küresel ve bölgesel aktörler iki devletli çözümün arkasında.
İsrail tarafı ise ana müttefiki ABD'ye rağmen iki devletli çözüme karşı çıkıyor. Netanyahu, hafta sonu yaptığı açıklamada Batı Şeria'daki Filistin yönetimiyle Hamas arasında bir fark olmadığını savundu, ABD'nin teklifini reddetti.
Netanyahu'nun iktidar ortağı Itamar Ben-Gvir'in koalisyon hükümetinden atılmasını isteyen ABD Başkanı Biden ise, İsrail yönetiminin kendi işini zorlaştırdığını vurguladı, "İki devletli bir çözüm istemiyorlar" dedi.
Uluslararası baskıya rağmen, İsrail'den bugün tüm dünyayı karşısına alacak yeni bir çıkış yaptı. Sky News televizyonuna konuşan İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, Tel Aviv yönetiminin savaş bittiğinde iki devletli çözümü kabul etmeyeceğini dünyaya ilan etti.
Filistinlilerin kendi devletlerine sahip olması hakkındaki bir soruyu yanıtlayan büyükelçi Hotovely, "Kesinlikle hayır" dedi.
İki devlet kurulmadan bölgede nasıl barış olabileceğinin sorulması üzerine İsrail büyükelçisi daha da ileri gitti, "Dünyanın artık Filistinlilerin İsrail'in yanında hiçbir zaman bir devlet kurmak istemediğini bilmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.
İsrail büyükelçisi Tzipi Hotovely'nin röportaj sırasında kendisine iki devletli çözüm sorulduğunda oldukça sinirlendiği de göze çarptı.
Bir haftalık geçici ateşkesin ardından Gazze'de yeniden saldırıya geçen İsrail'de, rehine yakınlarının hükümet üstündeki baskısı gittikçe daha fazla hissediliyor.
Halihazırda Hamas'ın elinde rehin tuttuğu İsraillilerin aileleri ve yakınları, Başbakan Binyamin Netanyahu'dan acil bir toplantı talep etti.
Rehinelerin aileleri, hükümetten derhal bir açıklama yapmasını istedi ve neden 130 kadar İsrailli'nin Gazze'den çıkarılması için hiçbir adım atılmadığını sordu.
Kudüs'ten bildiren Al Jazeera muhabiri Alan Fisher, İsrail savaş kabinesinin üçte ikisinin bir Mossad ajanını Katar'a gönderip rehinelerin bırakılması için müzakerelere başlamanın kötü olduğuna karar verdiğini aktardı. Kabinede yer alan Benny Gantz görüşmelerin yeniden başlamasını destekleyen tek isim.
Fisher'a göre, buna karşın rehine aileleri bir an önce İsrail'den birisinin müzakereler için Katar'a gittiğini görmek istiyor.
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, 12 Aralık Salı akşamı Şucaiyye'de öldürülen 10 İsrail askerine dair açıklama yaptı.
7 Ekim'den bu yana en ağır darbeyi yiyen İsrail işgal ordusu, aralarında albay Itzhak Ben Basat ve yarbay Tomer Grinberg'in de bulunduğu üst düzey askerlerini kaybetti.
Kassam Tugayları, Gazze şehrinin kıyısındaki Şucaiyye mahallesinde gerçekleşen pusuda yüksek derecede patlayıcı maddeler kullandığını duyurdu.
Grup ayrıca, Yasin 105 roketleri kullanan üyelerinin İsrailli işgalcilere ait dört Merkava tankı ve dört zırhlı aracı Şey Rıdvan mahallesinde vurduğunu da ekledi.
Filistinli yetkililer, İsrail'in Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı'na düzenlediği baskında 3 kişiyi öldürdüğünü bildirdi. İsrail salı gününden beri Cenin'de operasyon düzenliyor. Bugünkü saldırıyla birlikte toplam ölü sayısı 11'e çıktı.
İran Savunma Bakanı Emir Hatemi, Kızıldeniz'deki gemi ticaretini korumak için ABD destekli çok uluslu görev gücünün "olağanüstü sorunlarla" karşılaşacağını öne sürdü. Hatemi, "Bizim hakimiyetimizin olduğu bölgede kimse böyle bir şey yapamaz" dedi.
ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Çarşamba günü Kızıldeniz'de saldırıya uğrayan Ardmore Encounter'de yaşananlara dair detaylar paylaştı.
CENTCOM'a göre, Yemen'in batısını kontrol eden Husiler Babülmendep Boğazı'nda geçen Ardmore Encounter adlı gemiye el koymayı denedi.
İran destekli grubun gemiye çıkmayı başaramadığını belirten CENTCOM, bunun üzerine Husilerin petrol tankeri Ardmore Encounter'e iki füze ateşlediğini kaydetti.
Füzeler kargo gemisine isabet etmezken, yardım çağrısına yanıt veren ABD donanmasına ait USS Mason olay yerine geldi.
Bu sırada Husilerin gönderdiği bir kamikaze drone gökyüzündeydi, USS Mason silahlı insansız hava aracını vurarak düşürdü.
Halihazırda dünyanın en tehlikeli su yoluna dönüşen Babülmendep, Kızıldeniz ile Umman Denizi'ni birbirine bağlıyor.
Yemen'in en önemli limanı Hudeyde'yi de kontrol altında tutan Husiler, geçen hafta yalnızca İsrail gemilerini değil İsrail limanlarına giden her gemiyi hedef alacaklarını ilan etti.
Bu duyurudan sonra Norveç bayraklı Strinda ve Marshall Adaları bayraklı Ardmore Encounter'e füzeler ateşlendi.
Ardmore Encounter adlı petrol tankerinin sahibi olan Ardmore Gemicilik Şirketi, New York Borsası'nda işlem görüyor.
Filistin destekçisi bir grup, Gazze'yi işgal eden İsrail ordusunun internet sitesini hackledi.
İnternet sitesine girenler, bir süre "Gazze halkına yönelik kibir ve adaletsizlik size sadece karadan, havadan ya da elektronik olarak terör, cinayet ve savaş yoluyla zarar verecek" mesajıyla karşılaştı.
İsrail ordusu, 'İsimsiz Jo' adlı grubun siber saldırısını doğruladı.
'İsimsiz Jo' grup, Ürdün asıllı olduklarını söylüyor.
Savaşın başından bu yana İsrail'e en büyük desteği sunan ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimi, Beyaz Saray önünde çalışanları tarafından protesto edildi. Beyaz Saray önünde toplanan bir grup çalışan, 'Başkan Biden, çalışanlarınız bir ateşkes istiyor' pankartı açtı.
Ellerinde mumlar yakan protestocular arasında, ABD'nin İsrail'e sunduğu ölümcül destek nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa eden Josh Paul da vardı. Paul, gösteri sırasında bir konuşma yaptı.
Protesto öncesinde gönderilen online davetiyelerde, Biden yönetimi çalışanları gösteriye katılmaya teşvik edildi. Katılımcılardan maske takmaları, resmi kıyafet giymemeleri ve iş yerinde kullandıkları cep telefonlarını yanlarında getirmemeleri istendi.
Beyaz Saray önünde benzer bir protesto, yakın zamanda kayda geçmiş değil.
Yemen'in batısını kontrol eden Husiler, Kızıldeniz ile Aden Körfezi'ni birbirine bağlayan Babülmendep Boğazı'nda İsrail'e ait ya da İsrail'e giden ticari gemilere saldırdı.
Gazze'deki savaşın devam etmesi halinde İsrail limanlarına uğrayacak her gemiyi vuracaklarını duyuran Husiler, bu açıklamadan sonra iki gemiye füzeler ateşledi.
Babülmendep Boğazı bir anda dünyanın en tehlikeli su yolu haline gelirken, ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin savaş gemileri Kızıldeniz'de devriye gezmeye başladı. İsrail ordusu ise ilk kez Sa'ar 6 sınıfı korvet filosundan dört savaş gemisini Kızıldeniz'de devriyeye çıkardı.
Ticari gemilerin güvenliği için bir uluslararası güç oluşturmak isteyen ABD, müttefiki Avustralya'dan da yardım istedi. Avustralya hükümeti, bir savaş gemisinin Kızıldeniz'e konuşlandırılması için talepte bulunan ABD'ye verilecek yanıtı düşünüyor.
Gelişmenin zamanlaması dikkat çekici. Avustralya ilk kez Gazze'de ateşkese destek verdi ve hatta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 'evet' oyu kullandı. Bir gün sonra ise ABD'nin savaş gemisi talebi hükümet tarafından duyuruldu.
Avustralya muhalefeti ise, savaş gemisinin Kızıldeniz'e gitmesine karşı çıkıyor. Yeşiller senatörü David Shoebridge, söz konusu hamlenin Avustralya'nın Orta Doğu'daki bir sonraki Amerikan savaşına karıştırmanın ilk adımı olacağını söyledi.
Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah şehrinde, savaştan önce yalnızca 152 bin insan yaşıyordu. Mısır sınırındaki şehrin kaderi, 7 Ekim'deki savaşla birlikte tamamen değişti.
Birleşmiş Milletler, bugün itibarıyla Gazze nüfusunun neredeyse yarısının Refah'a sığındığını duyurdu. Bu, yaklaşık 1,1 milyon insan demek.
İsrail ordusu savaşın ilk haftalarında Gazze'nin kuzeyinde yaşayanlardan güneye gitmelerini istedi. Tahliye rotalarının bile bombardımana tutulduğu savaşta, bir haftalık geçici ateşkesin ardından bu kez güneyin en büyük şehri Han Yunus'a sığınanlara tahliye emri verildi.
Hiçbir yerin güvenli olmadığı 41 kilometre uzunluğundaki Gazze Şeridi'nde, artık nüfusun yarısı Refah'a kaçmış durumda. Ancak her gün Refah şehri de bombalanıyor.
Gazze'deki savaşın altmış yedinci gününde peş peşe meydana gelen patlamalar, İsrail'i can evinden vurdu. Patlamaların adresi, bir İsrailli muhabir tarafından geçen hafta Orta Doğu'nun en tehlikeli mahallelerinden biri olarak nitelenen Şucaiyye'ydi.
Gazze şehrinin hemen kıyısında yer alan Şucaiyye mülteci kampı, İsrailliler tarafından bir kasaba olarak adlandırılıyor.
İşgalci İsrail ordusu, 12 Aralık Salı akşamı Şucaiyye'nin merkezinde binaları tek tek arıyordu.
Dört askerin yer aldığı ilk grup, terk edilmiş gibi görünen ve bir avlunun etrafında konumlanmış üç binanın önündeydi. Askerlerin hedefinde bir tünelin girişini bulmak vardı, binalardan birine adım attılar.
İşgal askerleri binaya girdikleri anda Hamas'ın tuzağına düşmüş oldu. Çok şiddetli bir patlama gerçekleşti, Filistinli gruplar İsrailli işgalcilerin üzerine el bombası attı ve yanı sıra ateş açtı.
Bina dışındaki ikinci grup asker patlamanın hedefi olan askerlerle iletişim kurmayı denedi ancak timin liderine ulaşılamadı. Dışarıdaki İsrail birlikleri içeridekilerin Hamas tarafından yakalanmış olabileceğini düşünüp acil durum prosedürünü başlattı.
Kurtarma operasyonun başında Golani Tugayı'nın komutanlarından albay Itzhak Ben Basat vardı. Yarbay Tomer Grinberg'in de dahil olduğu operasyon sırasında tabur komutanları farklı yönlerden üç binaya yaklaştı.
Aralıksız silah ve patlama seslerinin duyulduğu çatışma sırasında binalarda bir dizi patlama daha gerçekleşti. İsrail askerlerinin omuzdan ateşlenen bir roketle binalardan birini vurması üzerine içerideki patlayıcılar tetiklendi, bütün bina havaya uçtu.
Hamas'ın pususuna düşen İsrail ordusu, albay Basat, yarbay Grinberg, binbaşılar Roei Meldasi, Moshe Avram Bar ve Ben Shelyy, yüzbaşı Liel Hayo ve dört askerini daha bir günde kaybetti.
Albay Itzhak Ben Basat savaşta öldürülen en yüksek rütbeli İsrail askeri oldu, işgal ordusu 7 Ekim'den bu yana en ağır darbeyi aldı.
Şucaiyye'deki pusuda ölenler İsrail'i şoka sürükledi, cenazelere ordunun üst rütbeli subayları katıldı. Yerel medya 'En iyilerin iyisi öldürüldü' başlıkları atarken, albay Basat'ın Kfar Tavor'daki bir mezarlığa gömüldüğünü yazdı.
Uluslararası haber ajansları AP ve AFP İsrail'deki cenazelerden fotoğraflar servis ederken, Jerusalem Post '7 Ekim'den bu yana İsrail'in en kanlı gününün ardından, binlerce kişi komutana saygısını sunuyor' başlığını attı. Jerusalem Post, Hamas'ın çoğu yüksek rütbeli 10 askeri öldüren pususunun İsrail'i özellikle sarstığı yorumunu yaptı.
Washington merkezli Savaş Araştırmaları Enstitüsü'nün (ISW) günlük bülteninde, Şucaiyye'deki saldırı 'karmaşık ve çok katmanlı pusu' olarak tanımlandı. ISW'ye göre, Hamas'ın kalbi olarak bilinen Şucaiyye birimi söz konusu pusuyla halen koordine içinde saldırabildiğini gösterdi.
İsrail ordusu ise, bu sabah yaptığı açıklamada Gazze'deki kara işgaline katılan bir askerin daha öldürüldüğünü, toplam kaybın 116'ya çıktığını duyurdu.
Hamas lideri İsmail Haniye, bir televizyon yayınında konuştu ve savaştan sonraki Gazze'ye dair mesajlar verdi.
"İsrail saldırganlığını sonlandırabilecek ve Filistin’i hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de güçlendirecek her türlü fikri tartışmaya açığız" diye konuşan Haniye, savaşın ardından Hamas’sız bir Gazze olacağını söyleyenlerin hayal kurduğunu belirtti.
X üzerinden bir video yayımlayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, uluslararası baskıların Hamas’a karşı verdikleri savaşı durdurmayacağını söyledi. Netanyahu “Sahadaki birliklerin komutanlarına da söyledim, sonuna kadar gideceğiz. Zafere ve Hamas’ın yok edilmesine kadar devam edeceğiz” dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen de, ülkesinin Gazze’deki savaşa 'uluslararası destek olsun ya da olmasın devam edeceğini' söyledi. Cohen, şu aşamada bir ateşkesin Hamas’a verilecek 'bir hediye' olacağını öne sürdü.
İsrail, Gazze’de insani krizin derinleşmesi ve ölen Filistinli sivillerin sayısı nedeniyle artan bir baskıyla karşı karşıya. BM Genel Kurulu Salı akşamı yaptığı oylamada acil ateşkes talebinde bulundu, Filistin'e destek veren ülkelerin sayısı 153'e çıktı. Bir önceki oylamada bu sayı 121'di.
ABD Başkanı Joe Biden da Gazze’ye yönelik ayrım gözetmeksizin yapılan bombardımanlar nedeniyle İsrail’in dünya çapında desteğini kaybetmeye başladığını söyledi. Bu Biden’ın 7 Ekim’den bu yana İsrail’e yönelik en net eleştirisiydi.