04.03.2017 - 12:01 | Son Güncellenme:
AA
Kuzey İrlanda'da bölgesel parlamento seçimlerini az farkla Demokratik Birlik Partisi kazandı. Parlamentodaki 90 sandalye için 228 adayın yarıştığı seçimde, İngiltere ve birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) 28 milletvekilliği elde ederken, ayrılıkçı Sinn Fein 27 milletvekili çıkardı.
Parlamentoda, Sosyal Demokratik ve İşçi Partisi (SDLP) 12, Ulster Birlikçi Partisi (UUP) 10 ve Kuzey İrlanda Birlik Partisi (APNI) 8 koltuk kazandı. Beş milletvekilliği ise diğer partiler arasında paylaşıldı.
Koalisyon önceki ay bozulmasıyla yapılan seçimlere rekor katılım oldu. Yaklaşık yüzde 65’i bulan katılımla son 10 yıldaki en yüksek düzey yakalandı.
İngiltere ve birlik yanlısı DUP’un Genel Başkanı ve bozulan koalisyonun Başbakanı Arlene Foster, tercihli oy sisteminin kullanıldığı seçimde ilk tercihlerin sayıldığı turda seçilmeyi başaramadı. Ancak Foster, diğer tercihlerin sayıldığı turda Fermanagh ve South Tyrone bölgesinden milletvekilliğini kazandı. Foster'ın ilk turda seçilememesi, eski başbakana seçmenin darbesi olarak yorumlanıyor.
Üç hafta süre
Kuzey İrlanda Bölgesel Hükümeti Başbakan Yardımcısı Martin McGuinness, yenilenebilir enerji alanındaki hatalı uygulamaların yol açtığı yaklaşık 500 milyon sterlinlik kayıptan sorumlu tuttuğu Başbakan Arlene Foster’ın istifasını istemişti. Foster’ın istifayı reddetmesi üzerine kendisi istifayı seçerek koalisyonu bozmuş ve erken seçim sürecini başlatmıştı.
İrlanda Cumhuriyetçi Ordusunun (IRA) eski liderlerinden McGuinness, takip eden günlerde sağlık sorunlarını gerekçe göstererek siyaseti de bırakmış ve ayrılıkçı Sinn Fein liderliğini Michelle O'Neill’e devretmişti.
Seçimin ardından Foster liderliğindeki DUP ile O’Neill liderliğindeki Sinn Fein’in yeniden koalisyon kurması bekleniyor ancak Sinn Fein’in, Foster’ın içinde olacağı bir koalisyonu kabul etmesi zor görünüyor.
Seçim sonuçlarının gelmeye başlamasını takiben UUP'nin lideri Mike Nesbitt, partisinin seçimlerde yeterli başarıyı elde edememesi sebebiyle görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.
Seçimi takiben üç hafta içinde hükümet kurulamaması halinde Londra’daki merkezi hükümetin bölgeden sorumlu bakanı James Brokenshire’ın devreye girerek yeni seçim tarihi belirlemesi gerekiyor. Krizin devam etmesi durumunda Kuzey İrlanda’nın özerkliğine son verilmesi ve yönetim yetkilerinin Londra’ya aktarılması da gündeme gelebilir.
Sinn Fein, hükümetin kurulamaması halinde İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere’nin ortak yönetim kurarak Kuzey İrlanda’yı yönetmesini teklif ediyor.
Bir milyon 254 bin 709 kayıtlı seçmenin bulunduğu Kuzey İrlanda’da geçen mayıs ayında yapılan seçime katılım yüzde 54,9 olmuştu. 108 olan milletvekili sayısı geçen yıl alınan kararla 18 sandalye azaltılmıştı. 108 sandalyeli parlamentoya son seçimde DUP 38, Sinn Fein 28 milletvekili sokmuştu.
Referandum gündeme gelebilir
Sinn Fein’in seçimden güçlü çıkması durumda Avrupa Birliği (AB) üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda’nın birleşmesi için bir referandumu gündeme getirmesi de ihtimaller arasında. Bu, Birleşik Krallığı AB'den ayırmaya (Brexit) hazırlanan merkezi hükümetin Başbakanı Theresa May’i zor durumda bırakacak.
İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık’ta geçen yıl yapılan AB referandumunda ülke genelinde halkın yüzde 52’si Brexit yönünde oy kullanırken İskoçya’da halkın yüzde 62'si, Kuzey İrlanda’da ise halkın yüzde 55,8'i AB’de kalma yönünde oy vermişti.
İskoçya’da bölgesel yönetim, Birleşik Krallık’tan ayrılmak için ikinci bir referandumu Brexit kararının hemen ardından tartışmaya açmıştı.
Bu ay içinde Brexit sürecini resmen başlatmayı hedefleyen May hükümeti için İskoçya ve Kuzey İrlanda’da yapılacak iki referandum kabus senaryosu olarak değerlendiriliyor.
İngiltere ile İrlanda arasında 10 Nisan 1998'de imzalanan 'Hayırlı Cuma-Good Friday' Anlaşması ile Kuzey İrlanda için yeni bir dönem başlamıştı. Anlaşmayla Kuzey İrlanda'ya çok sayıda medeni ve kültürel hak tanınmıştı.
Hayırlı Cuma Anlaşması'nın ardından 2005 yılında silahların sustuğu Kuzey İrlanda'da, ayrılıkçı Cumhuriyetçiler ve İngiltere ile birlik yanlıları, hükümet ortakları olarak ülkeyi birlikte yönetiyor. Koalisyon hükümetinde başbakan ve başbakan yardımcısının yetkileri eşit.