24.08.2022 - 09:36 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Kuzey Yarımküre, 2022 yazını rekorları alt üst eden aşırı sıcaklar ve tarihi kuraklıklarla yüzleşerek geçiriyor. Haftalardır aralıksız süren sıcak hava dalgaları ve kuraklık, sadece ölümlere ve tahliyelere neden olmadı. Nehirlerin ve göllerin kuruması gemi taşımacılığını aksattı, canlıların yaşamını tehdit etti ve tüm bunların yanında, suya gömülmüş bazı 'batık hazinelerin' su yüzüne çıkmasını sağladı.
Ama yeniden görünür hale gelen bu hazinelerden bazıları, iyi haberci değil. Açlık kayaları gibi... Bu kayalar, nehirlerde su seviyesinin tehlikeli düzeye düştüğünün habercisi ve bu taşlarda gelecek kuşaklara 'uyarı' olarak taşların üzerine kazınmış yazılar bulunuyor.
Çekya ve Almanya arasında akan Elbe Nehri'nde çok sayıda böyle kaya ortaya çıktı. Bu kayalardan birinin tarihi 15. yüzyıla kadar gidiyor. 16. yüzyılda yeniden su yüzüne çıkan bu kayaya "Beni görüyorsan ağla" yazısı kazınmış.
Sırbistan'da Tuna Nehri'nin su seviyesinin düşmesiye de 2. Dünya Savaşı'ndan kalma ve içinde hâlâ patlayıcılar bulunan batık gemiler ortaya çıktı.
Prahovo kenti yakınlarında ortaya çıkan gemiler, 1944'te batan Nazi filosuna ait. Sular çekildikçe daha çok geminin su yüzüne çıkacağı tahmin ediliyor.
İtalya'daki Po Nehri'nde ise Temmuz ayında patlamamış mühimmat ortaya çıktı. Yakınlardaki Mantua kasabasında yaşayan yaklaşık 3 bin kişi tahliye edilmek zorunda kaldı. Uzmanlar 2. Dünya Savaşı'ndan kalan patlamamış bombayı güvenli bir yere naklederek kontrollü şekilde patlattı.
Yine Po Nehri'nde Almanlara ait olan ve 1943'te batan bir mavna (gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne) da su yüzüne çıkanlar arasında.
İlk kez birkaç ay önce kedini au altından belli eden Zibello mavnası, sular çekildikçe daha belirgin hale geliyor.
Roma'daki Tiber Nehri'nde suların çekilmesi ise tarihi bir köprünün kalıntılarını ortaya çıkardı. Köprünün M.S. 50'li yıllarda İmparator Nero tarafından inşa ettirilmiş olduğu tahmin ediliyor.
Geçmişte de köprünün bazı bölümlerini su altında görmek mümkündü ancak yapı şu an açık şekilde görülebiliyor. Tarihi köprü, Vittorio Emanuele II Köprüsü'nün altında bulunuyor.
İspanya'da ise Valdecanas havzasında M.Ö. 5000'li yıllardan kalma dikili taşlar, kuraklık sonucu daha da görünür oldu. Guadalperal Dolmenleri (taş gömüt) çember şeklinde yerleştirilmiş taşlardan oluşuyor.
Taşlar 1926 yılında keşfedilmişti ancak burası bir bölgesel kalkınma projesi ile 1963 yılında su altında kalmıştı. O günden bu yana taşlar sadece 4 kez su üstüne çıktı.
İspanya'nın Galicia bölgesinde, Portekiz sınırında da birkaç ay önce bir havzanın sularının çekilmesiyle ortaya bir 'hayalet köy' çıkmıştı. Aceredo kasabası 1992 yılında, baraj için su altında bırakılmıştı. Buranın bazı eski sakinleri, bölgeye giderek eski evlerini yeniden gördü.
İngiltere'de de Derbyshire bölgesindeki Derwent'te eski bir kiliseye ait olduğu düşünülen kalıntılar ortaya çıktı. Burası da 1940'larda Ladybower barajının yapımında su altında bırakılmıştı.
İngiltere'nin güneybatısındaki Cornwall'da da Colliford Gölü havzasında eski ağaç kalıntıları görülür hale geldi. Bölge 1980'lerde su altında bırakılmıştı.
Yine İngiltere'nin güneybatısında Swindon'da Lydiard Park'ta da, sıcak havanın toprak üstündeki çimleri öldürmesiyle, 17. yüzyıldan kalma bahçelerin izleri ortaya çıktı.
Ancak Avrupa'daki keşiflerin hiçbirisi, ABD'de ortaya çıkan sürpriz kadar yankı bulacağa benzemiyor. ABD’nin Texas eyaletinde bir nehir yatağında, nehirin aşırı kuraklıkta kuruması üzerine 113 milyon yıl önceden kalma dinozor ayak izleri ortaya çıktı.
Dev ayak izlerinin tek bir Acrocanthosaurus’a ait olduğu tahmin ediliyor. En son 2000 yılında görülen ayak izleri genelde suların altında, hatta toprağın da birkaç katman altında bulunuyor.
Texas Dinozor Vadi Devlet Parkı, dünyada bu tip izlerin en iyi korunduğu alanlardan biri.
ABD Kuraklık İzleme Merkezi’ne göre bu yıl Texas’ın neredeyse tümünde ciddi bir kuraklık var. Geçen hafta eyaletin yüzde 87’sinde aşırı, çok ileri ya da ileri boyutta alarm durumları ilan edildi. Bu yaz normale göre daha da kurak geçince, Texas’taki parkın ortasından geçen nehir neredeyse tamamen kurudu. Böylece dinozor ayak izleri de görülmüş oldu.
Park müfettişi Jeff Davis, BBC’ye yaptığı açıklamada, ortaya çıkan izlerin “Yalnız muhafızın ayak izleri” olarak adlandırıldığını; boyları 11 metreyi bulan Acrocanthosaurus türünde bir dinozorun bu yolda yürüdüğünü; 140 adet ayak izinden 60’ının şu an görülebilir durumda olduğunu söyledi.
Bir teropod türü olan Acrocanthosauruslar, üç tırnaklı ve yaklaşık 7 ton ağırlığındaki dinozorlardan.
Aşırı hava olayları başka şaşırtıcı olaylara da yol açtı.
ABD’nin en büyük rezervuarlarından Mead Gölü’nün de kuruması ve su seviyesinin düşmesiyle birlikte cansız insan bedenlerine ulaşıldı.
Dünya üzerinde görülen kuraklıkların tümünün sebebi iklim değişikliği olmayabiliyor. Ancak atmosferdeki aşırı sıcaklar, kuraklığı daha da hızlandırıyor ve daha kötü bir duruma getiriyor.
Dünya’daki sıcaklık, sanayi çağının başlamasından bu yana 1,2 derece arttı. Sıcaklık artmaya devam ediyor. Karbon emisyonunun azaltılması için adım atılmazsa, sıcaklık artışı daha büyük krizler doğurabilir.
Kaynak: BBC Türkçe