24.10.2022 - 14:39 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Rus lider Vladimir Putin'in Ukrayna'ya saldırı emri vermesinin üstünden sekiz ay geçti, dünyayı kökünden değiştiren işgal girişiminde Moskova son olarak 'kirli bomba'yı gündeme getirdi.
Putin'in en yakınındaki isim, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu 72 saat içerisinde ABD'li mevkidaşı Lloyd Austin ile iki kez telefonda görüştü. Şoygu, hiçbir kanıt sunmadan Ukrayna'nın 'kirli bomba', yani savaşta radyasyon yayan 'nükleer bomba' kullanmış olabileceğini iddia etti. Ukrayna, bu tür bir bombaya sahip olduğunu reddediyor.
Telefon konuşması, 24 Şubat'tan bu yana ABD ve Rusya arasında üst düzey gerçekleşen ender görüşmeler arasına girdi.
Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla da telefonda görüşen Sergey Şoygu, Moskova'nın gerilimin kontrolsüz şekilde artmasından endişe duyduğunu dile getirdi.
Ukrayna'daki çatışmaları çok yakından izleyen Savaş Araştırmaları Enstitütüsü (ISW), Rus Savunma Bakanı'nın 'kirli bomba'yı gündeme taşımasını 'yüksek ihtimalle göz korkutma ve NATO'yu bölme planı' olarak yorumluyor. ISW'nin günlük yayımladığı rapora göre, Kremlin'in dolaşıma soktuğu 'korku hikayesi' Batılı ülkelerin Ukrayna'ya yardımının yavaşlamasını ve NATO içinde bir çatlak yaratmayı hedefliyor.
ISW, ayrıca işgalden aylar önce bile Moskova'nın Kiev'i kitle imha silahlarını ele geçirmeya çalışmakla ve kullanmakla suçladı, elbette yine hiçbir kanıt sunmadan. Kremlin'in propaganda aygıtları, savaşın başlamasıyla temelsiz iddiaları aylarca tekrarladı.
Yaz mevsiminin başından itibaren Rusya'yı durduran ve daha sonra karşı taarruza geçen Ukrayna'ya karşı, Putin'in 'stratejik olmayan nükleer silah' düğmesine basıp basmayacağı uzun süredir merak ediliyor. ISW analistleri, söz konusu nükleer silahların Putin'in askeri hedeflerine ulaşmasına izin vermeyeceğini, ne Batılı ülkelerin ne de Ukrayna'nın taviz vermeyeceğini kaydediyor.
BBC Rusça, ISW'nin günlük değerlendirmesinin bugün kısaltıldığını ve normalden daha erken yayımlandığını vurguluyor.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, bugünkü basın toplantısında Fransa ve Almanya'nın Ukrayna'daki çatışmayı bitirecek arabuluculuk hamlesine katılmaya ilgi göstermediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müzakerelerin organize edilmesi yönündeki çabalarını öven Peskov, "Ankara, Paris ve Berlin'den farklı bir tavır alıyor. Ve arabuluculuk çabalarını devam ettirmeye hazır olduğunu açıkladı" deyip ekledi:
"Fransa lideri Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya'nın pozisyonunu dinlemeye veya arabuluculuk girişimlerine dahil olmaya ilgi göstermedi."
Uluslararası haber ajansı Agence France-Presse (AFP), Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun hafta sonu boyunca Amerikan, Türk, Fransız ve İngiliz mevkidaşlarını telefonla aradığını hatırlatıyor.
AFP, Şoygu'nun muhataplarına ilettiği Ukrayna'nın 'kirli bomba' kullandığı yönündeki endişelerinin Washington, Londra ve Paris'ten gelen ortak açıklamayla reddedildiğini yazdı. AFP'ye göre, üç başkent de Moskova'nın net bir şekilde Ukrayna'ya sahte suçlamalar yönelttiğini belirtiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dokuzuncu ayına giren savaşta 'kilit bir arabulucu' olarak ortaya çıktığını kaydeden AFP, Türk liderin Rusya ve Batılı ülkeler arasında açık diyalog sürdürmeyi hedeflediğini aktardı.
Erdoğan'ın Moskova ve Kiev arasında 24 Şubat'ta başlayan işgalden bu yana imzalanabilen somut iki anlaşmada rol oynadığını vurgulayan AFP, Temmuz ayındaki tahıl anlaşması ile Eylül ayındaki esir takasını hatırlattı.
Ukrayna'da şimdiye kadar en az 70 bin askeri öldürülen veya yaralanan, onbinlerce askeri devre dışı kalınca 'kısmi seferberlik' ilan etmek zorunda kalan Vladimir Putin, Herson'da yeni bir hezimetle yüzleşmek üzere.
Halihazırda en şiddetli çatışmaların devam ettiği güneydeki Herson çevresinde patlama sesleri kesilmiyor. Moskova, Rus ordusunun işgalin yedinci gününde ele geçirdiği şehirde geçen hafta zorunlu tahliye kararı aldı. Interfax haber ajansı, geçen hafta Salı gününden beri 25 bin insanın tahliye edildiğini bildirdi.
60 bin kişiyi Dinyeper Nehri'nin güneyine taşımaya çalışan Rus işgalciler, Ukrayna birliklerinin ilerleyişi karşısında çaresiz. Şehirdeki işgal yöneticileri, bu sabah eli silah tutan tüm erkeklerin cepheye sürüleceğini duyurdu.
Resmi açıklamada, "Herson'da kalmak isteyen tüm erkekler için, Ukraynalıların saldırıları sonucu oluşan güvenlik tehdidine rağmen, şehrin savunmasına katılma fırsatı oluşturuldu" denildi.
Cephe hattında dört ayrı noktada yoğun çatışma var. Dinyeper Nehri'nin kıyısındaki Kachkarivka'nın yanı sıra kuzeydeki Davydiv Brid ve Snihurivka ile Herson'a en yakın nokta konumundaki Posad-Pokrovs'ke'de Ukraynalılar saldırıyor.
Savaştan önce yaklaşık 300 bin insanın yaşadığı Herson, Putin'in 2014 yılında el koyduğu Kırım Yarımadası'nın hemen kuzeyinde yer alıyor.
Herson aynı zamanda, Rus liderin düzmece referandumların ardından 'ilhak' kararı verdiği dört bölgeden biri. Dinyeper Nehri'nin kıyısındaki şehrin bir başka özelliği, Rusların işgal etmeyi başarabildiği tek bölgesel başkent olması.
Sivillerin acil şekilde Herson'u terk etmesini isteyen Rusların, kısa sürede askerlerini de çekebileceği yorumları yapılıyor. Söz konusu adım gerçekleşirse, bu Kiev ve Harkov'dan sonra işgalci Putin'in 'üçüncü' utanç verici geri çekilmesi olacak. Halihazırda kilometrelerce karelik alandan Rus birlikleri ayrılmak zorunda kaldı. Ukrayna, son olarak Rusların terk ettiği iki köyün geri alındığını açıkladı.
Rus ordusu, tutunmaya çalıştığı Herson'daki cephe hattının 35 kilometre uzaklığındaki Mykolaiv'e ise füze ve insansız hava aracı saldırıları düzenledi. Bir binanın yıkıldığı saldırılarda, çevre binalara da şarapnel parçaları isabet etti. Saldırıda şans eseri hayatını kaybeden kimse yok.
50 yaşındaki Oleksandr Mezinov, füze saldırısına uykuda yakalandığını anlatıyor:
'İlk saldırıdan sonra dışarı çıkmayı denedim ancak kapı kımıldamadı. Bir veya iki dakika sonra ikinci patlama duyuldu. Kapımız koridorun içine doğru uçtu."