01.08.2024 - 06:36 | Son Güncellenme:
ASENA YATAĞAN / Ankara - Hamas lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da uğradığı suikastın bölgesel bir çatışmaya dönüp dönmeyeceği merak ediliyor. Haniye’nin ölümüne İran’ın tepkisinin ne olabileceğini, İran-İsrail-Filistin ekseninde yaşanabilecekleri uzmanlar Milliyet’e değerlendirdi.
‘HİZBULLAH CEVAP VEREBİLİR’
Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Hakkı Uygur, İran güvenliğine sızmanın yeni bir şey olmadığını, doğrudan hedef alınan asker ve bilim adamları olduğunu hatırlattı.
İran’ın Lübnan üzerinden misilleme yapabileceğini belirten Uygur şunları aktardı: “İranlıların dediği hep şuydu; ‘İran doğrudan bir saldırı altına alınmadığı müddetçe biz bir savaşa girmeyeceğiz.’ Dünden sonra, ‘artık sabrımız taştı, biz alttan aldıkça, vekillerle cevap verdikçe üzerimize geliyorlar, doğrudan İran’dan cevap verelim’ derse, bunun ne kadar etkin olacağı da şüpheli. Hizbullah’ın daha etkili bir cevap vermesi çok daha mümkün.’’ Netenyahu’nun 7 Ekim’den sonra bölgenin haritaları değişecek dediğini hatırlatan Uygur, “Yani tırnak içinde ‘bir terör örgütünü’ hedef almaktan ziyade, bölgesel bir dizayn için bunu bir fırsat olarak gördüğünü açık açık söylemişti” dedi.
‘JEOPOLİTİK MÜCADELE’
Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Orhan Karaoğlu, 7 Ekim 2023 öncesinde farklı bir Orta Doğu planı yapılırken, 7 Ekim sonrasında jeopolitik mücadeleye odaklanmak gerektiğini belirtti. Karaoğlu, şunları söyledi: “Son yaşanan İsmail Haniye ve Hizbullah komutanı Fuad Şükrü suikastları 7 Ekim sonrası sürecin bir parçası. Orta Doğu çoklu (Polycrisis) ve daimi (Permacrisis) süreci içerisinde. Görünen o ki bu süreç bir hayli sert ve çekişmeli geçecek. Karşılıklı misillemelerin devam edip çatışmalar büyüyebilmesi mümkün olduğu gibi tansiyonun yükselip ardından bir yumuşamaya da gidilebilir.”
‘KAPSAMLI MİSİLLEME OLMAZ’
Gazeteci Faik Bulut, geçmiş tecrübelerinden yola çıkarak İran’ın bir atak yapacağı düşüncesinde olduğunu ancak bunun kapsamlı bir misilleme olmayacağını belirtti. Daha önceki tecrübelerden yola çıkan Bulut, “Kasım Süleymani gibi Devrim Muhafızları Ordusu generali katledildi. İran’ın tepkisi çok başarılı daha doğrusu tatmin edici değildi. Aktif tepkilerin olacağını, bir savaşa yol açacağını düşünmüyorum. Belki arka sokaklarda bir şey olabilir, İsrail’in bazı hedefleri vurulabilir” dedi.
‘SAVAŞ TIRMANARAK GENİŞLEYECEK’
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Orta Doğu Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Profesör Abdullah Baabood, Haniye’nin ateşkes müzakerelerine liderlik ettiğini ve varlığının önemli olduğunu vurguladı. Baabood, İsrail Başbakanı Netanyahu ve hükümetinin bu suikastı siyasi olarak kullanacağını, olayın İran’da gerçekleşmesinin İsrail’in İran’a ve direniş eksenine güçlü bir mesaj verdiğini ifade etti. Bu suikastın İran’a hakaret niteliğinde olduğunu ve Hamas ile diğer tarafların önemli bir karşılık vereceğini belirtti. Baabood, suikastın misillemeye bağlı olarak savaşın tırmanmasına ve genişlemesine yol açabileceğini söyledi.
‘MİSİLLEME TANSİYONU ARTIRIR’
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Numan Telci de, suikastın bölgesel bir çatışmayı tetikleyebileceğini ve İran’ın bu suikasta vereceği yanıtın bölgedeki tansiyonu artırabileceğini belirtti. Telci, İsrail suikastlarının düşman unsurları bir araya getirebileceğini ve daha geniş çaplı bir çatışmaya yol açabileceğini vurguladı. İran’ın ve bölgedeki diğer Şii milis gruplarının İsrail’in saldırılarına karşılık vermesi durumunda, bölgesel bir çatışmanın çıkma ihtimalinin arttığını belirtti.
‘İRAN SAVAŞA ÇEKİLMEK İSTENİYOR’
İran Uzmanı Dr. Mehmet Koç ise Netanyahu’nun İran’ı savaşa sürükleyerek ABD’yi İsrail’in lehine savaşa çekmeye çalıştığını ifade etti. Haniye suikastının beklenen bölgesel savaşa neden olmayacağını, fakat İran’dan prestijini koruyacak bir hamle olacağını kaydetti.
SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan da, İsrail’in bu eyleminin Yahudi karşıtlığını artıracağını ve uzun vadede İsrail’i yıpratacağını belirtti. Aslan, radikalleşmelerin artmasıyla İsrail karşıtlığının farklı örgütleri harekete geçirebileceğini söyledi.
SUİKASTIN OLASI 5 AMACI
Akademisyen Deniz Ülke Arıboğan da sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, Haniye’nin Tahran’da düzenlenen bir suikastle öldürülmesinin beraberinde bir çok soru getirdiğini belirterek, “Lakin (fail eğer MOSSAD ise)vurulan İran, ölen Hamas lideri’ denilebilir. Buradan olayların daha da alevleneceği sonucunu çıkarılabilir” ifadesini kullandı.
İsrail’in Batı dünyasında “şeytan” olarak görülen İran ile Hamas’ı aynı pakete sokarak, “mağdur Filistin” imajını bozmayı ve çatışmayı “İran ve İsrail” formatına sokmayı amaçlamış olabileceği mesajını veren Arıboğan, “Zira İsrail 7 Ekim sonrası girdiği delilik haliyle Hamas’ı özne olmaktan çıkardığı gibi, mazlum Filistinlilerin yıllarca dünya kamuoyunda göz ardı edilen insanlık dışı durumunun öne çıkmasına yol vermişti. Filistin’de yıkılan düpedüz insan medeniyetiydi. Gelinen noktada ise olayın genişlemesiyle Filistin meselesinin arka plana atılıp, İran’ın öne çıkarılması ve çözülmeye başlayan Batı ittifakının sağlamlaştırılması hedeflenmiş olabilir” görüşünü dile getirdi. Sonuçları itibarıyla Hamas’ın Sünni ve Arap liderinin Şii İran’ın şehidi haline gelmesinin ve Filistin davası ile İran’ın davasının “aynılaştırılmasının” arka planında farklı durumlar olabileceğine işaret eden Arıboğan, şu 5 çarpıcı tespitte bulundu:
- İran içinden destek görmeden bu iş olmaz. İran kendi içerisinde rekabet eden çok merkezli bir devlet. Bir grup, Hamas’ı (özellikle Haniye üzerinden sağlanan Türkiye bağından kopartarak) İran’ın aktörü haline getirmek istemiş olabilir. Zira Hamas, İran ve Türkiye arasında en az iki arka merkeze bölünmüş durumda, Türkiye askeri tarafı değil meşru siyasi tarafı öne çıkartmaya çalışıyor. Ağırlık merkezi bu suikastten sonra İran’a kayarak Hizbullah’tan sonra Hamas da İran’ın mutlak kontrolüne girebilir.
- İran’da bir başka grup, çatışmayı yumuşatmak, rövanş için kan iştahını hafifletmek üzere İsrail’e Hamas siyasi liderini taviz/kurban olarak vermiş olabilir. Nitekim İran’daki tartışma “kim sattı” üzerinden dönüyor. Kasım Süleymani’nin (ABD saldırısıyla) ardından da sert demeçler verilmesine rağmen bir karşı eyleme geçilmemişti, hatırlayalım.
- Suikast İran’ın kalbinde yapılabildiğine göre İran’ın ne denli zaaf içerisinde olduğu ispatlanmak istenmiş olabilir. Haniye, Katar ya da Türkiye vs. değil İran’da suikaste uğradı. İran sınırları ve istihbaratının geçirgenliği ortaya çıktı.
- İran’da İsrail ve Batı ile yumuşama niyetindeki gruplara, başta Pezeşkiyan olmak üzere, balans ayarı yapılmış olabilir.
- Netanyahu, İsrail kamuoyunda oldukça zor durumdaydı. Bu suikast, yönetimde konsolidasyon ve halk nezdinde destek sağlayabilecek simgesel bir terör eylemi.