01.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Nevsal Elevli
İngiltere, dün gece yerel saat ile 23.00’te resmen Avrupa Birliği’nden (AB) çıktı ve yıllardır büyük tartışmalara, hükümet değişikliklerine ve siyasi skandallara neden olan Brexit, sonunda gerçekleşmiş oldu. 2016 yılında gerçekleşen Brexit referandumunun ardından, üç yıl, üç başbakan ve iki seçimden sonra İngiltere, sonunda AB’ye veda etti. Ayrılıkla birlikte 11 aylık geçiş süreci de başlamış oldu.
Dün bakanlar kurulu, referandumda Brexit yanlısı oyların çoğunlukta çıktığı ilk kent olan Sunderland’de toplandı. Başbakan Boris Johnson, “Hükümet olarak görevimiz, bu ülkeyi bir araya getirmek ve ileri taşımak. Bu gece söylenecek en önemli şey, bunun bir son değil, başlangıç olduğudur. Bu, şafağın söktüğü ve perdenin yeni bir sahne için açıldığı andır” ifadelerini kullandı. Brexit için “Gerçek bir milli yenilenme ve değişim anı” ifadesini kullanan Johnson, yeni dönemde ülkenin her köşesinin eşit fırsatlara kavuşturulacağı sözünü verdi. İngiltere, 23 Haziran 2016’daki referandumda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Avrupa’dan çıkma (Brexit) kararı almıştı. Sunderland’te Brexit yanlısı oyların oranıysa yüzde 61’di.
Basın ikiye bölündü
Brexit’in sonunda gerçekleşmesi ülkede farklı tepkilere neden oldu. Brexit karşıtı gazetelerden “Guardian”, “Küçük ada” başlığıyla çıkan ilk sayfasında yanlız bir İngiltere’yi resmetti ve “bir jenerasyonun en büyük kumarı” ifadesini kullandı. “The Independent” AB bayrağını bir eksikle yayımlarken, tüm AB dillerinde “Hoş çakalın” başlığını attı. .
Brexit yanlısı “Daily Mail” ise, “Britanya için yeni bir şafak” başlığını kullandı ve Ada’yı Avrupa’dan ayıran Manş Denizi’nin İngiliz kıyılarına ait fotoğrafa yer verdi. “The Sun” da “Bizim zamanımız” başlığını ve saat 23’ü işaret eden Big Ben saat kulesi fotoğrafını ilk sayfasına taşıdı. Bu ayrım, ülkedeki genel havayı da iyi yansıtıyor. Brexit için yüksek oy çıkan bölgelerde sevinç havası hakim ve çok sayıda kişi Londra’daki kutlamalara katılmak için başkente akın etti. Brexit karşıtı bölgelerde ise sakinlik var.
Şimdiden sonra ne olacak?
İngiltere 31 Aralık 2020’ye kadar devam edecek olan geçiş sürecinde yaşanan değişimleri fazla hissetmeyecek:
Ülke, bu sürede AB kurallarına uymaya devam edecek ama başta AP olmak üzere birliğin karar mekanizmalarında yer almayacak. Avrupa Parlamentosu’ndaki İngiliz milletvekilleri koltuklarını kaybedecek. Başbakanı Johnson’ın, gelecekte AB Zirvesi’ne katılmak istemesi halinde, özel olarak davet edilmesi gerekecek.
İngiltere, malların ve hizmetlerin alım-satımına ilişkin dünya çapındaki diğer ülkelerle pazarlıklara başlayabilecek.
Mavi renkteki pasaportlar, şu anki bordo pasaportlarla değiştirildikten 30 yıl sonra geri dönecek.
Geçiş döneminde İngilizler, pasaport kontrolü gibi bazı AB ayrıcalıklarını kullanmaya devam edebilecek. Geçiş döneminde hareket serbestisi sürecek, böylece İngiltere vatandaşları şu an olduğu gibi bu süreçte de AB’de yaşayıp, çalışmaya devam edebilecek. İngiltere’de yaşamak ya da çalışmak isteyen AB vatandaşları için de aynı koşullar geçerli.
Bu dönemde İngiltere-AB ticareti ek ücretler ya da denetimler gerekmeden devam edecek. n İngiltere geçiş süreci boyunca AB hukukuna tabi olmaya devam edecek.
AP ve AB Konseyi’ndeki İngiliz bayrakları ile İngiltere’deki AB bayrakları dün gece indirildi.
Bu noktaya nasıl gelindi?
İngiltere’de ülkenin AB’ye üye oluşundan beri mevcut olan “Birlik” karşıtı düşünce, özellikle Doğu Bloku ülkelerinin AB’ye üye olmasıyla artan göç ve 2008 ekonomik krizi sonrası kuvvetlendi.
Nigel Farage önderliğindeki AB karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin (UKIP) oylarını giderek artırması, ülkeye hakim olan AB karşıtı hava, dönemin başbakanı David Cameron’ı 2015’teki seçim öncesi AB üyeliği konusunda referandum vaadi sunmaya itti.
Bu vaatle iktidara gelen Cameron, Brexit karşıtı kampanya yapsa da sürpriz yaşandı ve 2016’daki referandumda yüzde 52 “Evet” çıktı. Cameron sonuç sonrası istifa etti.
Başbakanlık koltuğuna oturan İçişleri eski Bakanı Theresa May, hem parlamentodaki güçlü karşı duruş hem de parti içindeki ayrım nedeniyle erken seçime gitti.
Seçimde hezimet yaşayan ve azınlık hükümeti kurabilen May, AB ile bir Brexit anlaşmasına varsa da anlaşmayı parlamentodan geçirmeyi başaramadı.
May’in Brexit anlaşması milletvekilleri tarafından 3 kez reddedildi ve May istifa etti.
May’in ardından parti içi yarışı kazanan ve göreve gelen Boris Johnson aynı sorunlarla karşılaştı. Johnson, muhalefet nedeniyle Brexit’i ertelemek zorunda kaldı.
Johnson’ın ve Brexit’in kaderini değiştiren olay, yeni Başbakan’ın erken seçimde kazandığı zafer oldu.
Parlamentoda kontrolü eline geçiren Johnson, Brexit anlaşmasını geçirdi. AB onayının sonrası 31 Ocak’ta Brexit gerçekleşti.
İngiliz vekiller AP’ye hep beraber veda etti.