16.07.2023 - 11:42 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta gerçekleşen tarihi NATO Zirvesi'nin yankıları dinmiyor, Türkiye'nin zirve öncesinde ve sırasında oynadığı rol dünya basınında geniş şekilde yer bulmayı sürdürüyor.
Amerikan haber ajansı Bloomberg, Türkiye-NATO ilişkisine dair skandal bir analiz yayımladı, 'Türkiye Batı'nın müttefiki olmadığını netleştirdi' başlıklı yazıyı Brooke Sample kaleme aldı. İngiliz The Guardian gazetesi ise, Vilnius Zirvesi'nin fiyaskoyla sonuçlandığını savunan bir başyazıya yer verdi.
Arab News'teki analizin başlığı, 'NATO Zirvesi'nin ardından Türkiye ve Erdoğan yükselişte' oldu. Litvanya'nın başkenti Vilnius'taki NATO Zirvesi'ni değerlendiren Luke Coffey imzalı analiz, buluşmanın odak noktasının beklendiği gibi Ukrayna olduğunu ve ittifakın Kiev yönetiminin bir gün NATO'ya dahil olması için anlaştığını belirtiyor. İttifak liderlerinin Ukrayna'ya bir takvim sunmadığını hatırlatan analiz, zirvede hak ettiği kadar ilgi görmeyen Türkiye'nin rolünü öne çıkardı.
Yazar Coffey'e göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede her yerde herkesle buluştu, yeni dış politika ekibi de sahnedeydi. Zirveye saatler kala İsveç'in NATO'ya katılmasına yeşil ışık yakan Erdoğan'ın Vilnius'ta doğru bir ton belirlediğini aktaran Luke Coffey, ABD lideri Joe Biden ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buluşmasında liderlerin birbirlerini şüphesiz sıcak şekilde karşıladıklarını yazdı.
Washington'ın Ankara'ya F-16 satışına verdiği destekle Türkiye-ABD ilişkilerinde büyük bir ilerleme yaşandığını kaydeden analiz, Erdoğan'ın Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'le bir araya gelmesine de değindi. Ankara ve Atina arasında varılan anlaşmayı bölgesel istikrar için çok iyi bir gelişme olarak niteleyen yazar Coffey'ye göre, ikisi de NATO üyesi olan Türk ve Yunan liderlerin buluşması ittifakın diplomatik cephede ne kadar önemli bir rol oynadığını hatırlatıyor.
Türkiye'nin özellikle Avrupa Birliği konusunda İsveç'ten beklentileri olduğunu dile getiren analiz, Türkiye-Rusya ilişkilerini mercek altına aldı. Yazara göre, Türkiye'nin Rusya'ya fazlasıyla yakınlaştığı ve uygulanan yaptırımlara katılmadığı gibi endişelere rağmen halihazırdaki mevcut tabloya yakından bakıldığında Ankara'nın Moskova'yla aynı safta olmadığı açık. Çünkü Türkiye tarihi sebebiyle Karadeniz bölgesinde ayrıcalıklı bir jeopolitik konuma sahip. Söz konusu konum nedeniyle Türkiye ve Rusya bölgede birden fazla kez rakip veya düşman haline geldi, 1500'lerden bu yana aralarında 12 büyük savaş gerçekleşti.
Analize göre, Türkiye'nin Ukrayna ile halihazırdaki ilişkileri, Ankara-Moskova arasında var olan jeopolotik gerilimlere iyi bir örnek. Türkiye'nin 24 Şubat 2022'de başlayan işgalden bu yana Ukrayna'ya silahlı insansız hava araçları sağladığını ve başka silah sistemlerinin de gündemde olduğunu hatırlatan Coffey, yanı sıra Ankara'nın Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan boğazları savaş gemilerine kapattığını da ekledi.
Analize göre, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının savaş gemilerine kapatılması, en fazla Rusya'yı etkiledi:
"Bunlar Rus yanlısı bir hükümetin politikaları olamaz. Hayata geçirilenler, Karadeniz bölgesindeki özel ve tarihi rolün keskin bir şekilde farkında olan bir ülkenin politikaları. Türkiye yine de çatışmanın iki tarafıyla da konuşabilen uluslararası tek aktör olduğunu gösterdi."
Türkiye'nin arabulucuğuyla imzalanan tahıl koridoru anlaşmasına özellikle vurgu yapan yazar Luke Coffey, yanı sıra savaşan taraflar arasında gerçekleşen esir takasında da Ankara'nın öne çıktığını yazdı. 24 Şubat 2022'de başlayan işgalden bu yana Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını aynı masaya oturtabilen tek ülkenin de Türkiye olduğunu belirten analiz, Erdoğan'ın NATO Zirvesi'nden önce verdiği iki karar nedeniyle Batı medyası tarafından övüldüğünü aktardı. İsveç'in NATO'ya katılmasına verilen vize ve Ukrayna'nın ittifak üyeliğine sunulan destek nedeniyle büyük bir Alman gazetesinin Erdoğan'ı 'Süpermen' olarak nitelediğini kaydeden analiz, normalde Türk lideri eleştiren Alman medyasına yansıyan haberlerin gerçekten büyük bir övgü olduğunu bildirdi.
"Bu yüzden NATO Zirvesi Türk diplomasisinin uluslararası arenadaki üstünlüğünün belirgin bir örneği oldu" diyen analiz, global ilişkilerde daha da fazla Türk diplomasininin beklenmesini önerdi:
"Bu yalnızca iyi bir şey olabilir."