15.07.2023 - 11:33 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Dünyanın birçok bölgesinde aşırı sıcak hava dalgaları, ölümcül seller ve orman yangınları yaşanıyor. Bilim insanları bu tür aşırı hava olaylarının iklim değişikliği yüzünden meydana geldiğini söylüyor. Avrupa'da son günlerde hava sıcaklıkları yüksek seviyelerde seyrediyor. Hızla yükselen hava sıcaklıkları geçen sene birçok ülkede orman yangınlarına yol açtı. Bu sırada kentsel bölgelerde ulaşımda aksaklıklar yaşandı ve su kıtlıkları yoğunlaştı.
Bilim insanları endüstri devriminin ardından yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanan fosil yakıtlarının ortaya çıkardığı karbon emisyonları nedeniyle sıcaklığın 1,1 derece arttığını aktarıyor.
Ortalama hava sıcaklıklarında yaşanan ufak değişimleri anlamak için iklimi bir ucunda soğuk, diğer ucunda sıcak, ortasında ise aradaki diğer hava sıcaklıklarının olduğu bir çan eğrisi gibi düşünebiliriz.
Bu şekilde en ufak bir değişim, eğrinin daha yüksek sıcaklığın olduğu bölgeye doğru kaymasına neden olur ve bu durumda yaşanan sıcak hava dalgaları şiddetlenir ve daha sık meydana geliyor. İngiltere’de 19 Temmuz 2022'de hava sıcaklıkları ilk defa 40 derecenin üstüne çıkarak rekor kırdı.
Meteoroloji Müdürlüğü, iklim değişikliğinin etkisiyle sıcak hava dalgalarının oluşma olasılığının 10 kat yükseldiğini söylüyor.
Londra’da İmperial College London'da iklim uzmanı olan Profesör Friederike Otto, “Bu sıcaklıklar bir gün bize serin gelmeye başlayabilir” dedi.
Uzmanlar son 50 yıl içinde sıcak hava dalgalarının süresinin neredeyse iki katına çıktığını, bu sürenin her yıl arttığını söylüyor.
Sıcak hava dalgalarının yoğunlaşmasına neden olan bir diğer faktör ise ısı kubbesi. Basıncın yüksek olduğu bölgelerde sıcak hava aşağıya doğru bastırılıyor ve tek bir noktada yoğunlaşıyor. Bu durumda bir kıtanın tümünde hava sıcaklıkları aniden artabiliyor.
Atmosferin üst seviyelerinde dar rüzgar bantları olarak adlandırılan jet rüzgarların gidişatı bir fırtına tarafından bozulunca havadaki tüm hareket yavaşlıyor. Bu durumda ise hava sistemleri tek bir bölgenin üzerinde takılı kalabiliyor ve sıcak hava dalgaları daha uzun sürebiliyor.
Geçen yıl Hindistan ve Pakistan’da çok sayıda sıcak hava dalgası yaşandı. Pakistan’da Mayıs ayında hava sıcaklığı 49 derece olarak kaydedildi. Arjantin, Uruguay, Paraguay ve Brezilya’da da geçen yıl Ocak ayında rekor sıcaklıklar meydana geldi.
Sıcak hava dalgaları yoğunlaştıkça ve uzadıkça kuraklıklar da artabiliyor. Sıcak hava dalgalarının meydana geldiği zaman dilimleri arasında daha az yağış olması bunun sebeplerinden bir tanesi. Yer kurudukça ısı daha hızlı bir şekilde yükseliyor ve sıcaklık da artıyor. Tarım ve hayvancılık gibi insanlık faaliyetleri dünyada su talebinin artmasına ve su tedariği üzerindeki baskının artmasına neden oluyor.
Orman yangınları doğrudan insanların müdahalesiyle meydana geldiği gibi doğal faktörlerin etkisiyle de başlayabiliyor.
İklim değişikliğinden kaynaklı yoğun ve uzun süreli sıcak hava dalgaları sırasında yerden ve bitki örtülerinden giderek atmosfere daha çok nem yükseliyor. Yeryüzü kuruyunca orman yangınlarının çıkmasına yol açabilecek doğal yakıt oluşuyor. Geçen sene Kuzey Yarımküre'de orman yangını sezonu bazı bölgelerde erken başlamıştı. Uzmanlara göre bunun nedeni yağışın az, sıcaklığın ise fazla olmasıydı.
Fransa, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Hırvatistan ve Arnavutluk’ta binlerce kişi yangınlar sebebiyle tahliye edildi, çok sayıda kişinin ise hayatını kaybettiği bildirildi.
Normal hava döngülerinde sıcak hava atmosferde nem, su buharı ve yağış oluşumuna yol açıyor. Ancak sıcaklıklar yoğunlaştıkça atmosferdeki buhar da artıyor. Bu yüzden yağışlar da şiddetleniyor. Geçen yıl dünyanın birçok yerinde aşırı yağış olaylarının ardından ciddi seller yaşandı. Güney Amerika’nın farklı bölgelerinde yaşanan sellerde yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
ABD Ulusal Bilim Akademisi’nden Su Uzmanı Peter Gleick, “Kuraklığın yaşandığı bölgeler arttıkça o bölgelerden çekilen buhar başka yerlerde, genellikle daha yoğun bir şekilde yağış olarak düşüyor. Bu da selleri artırıyor” diyor.
Uzmanlar dünyada hava koşullarının her zaman değişken olduğunu, ancak iklim krizinin etkileriyle bu değişimlerin şiddetlendiğini söylüyor.