01.02.2019 - 10:13 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, ilk röportajını Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde yayımlanan Kriter dergisine verdi.
Kendisinin de kuruluşundan Temmuz 2018’e kadar Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı derginin Şubat sayısı için Burhanettin Duran’ın sorularını yanıtlayan Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığındaki yeniden yapılanma sürecinden stratejik iletişim faaliyetlerine, Kaşıkçı cinayetinden Türkiye’nin Suriye politikası ve terörle mücadele adımlarına kadar birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.
“MİLLETİMİZİN SESİNİ BÜTÜN DÜNYAYA DUYURACAĞIZ”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye’nin yeni dönemdeki ihtiyaçlarını karşılayacak çok güçlü bir zemin ortaya koyduğunu belirten Altun, İletişim Başkanlığının bu yeni yönetim vizyonunun en önemli göstergelerinden biri olduğunu ifade etti.
Fahrettin Altun, “Ana amacımız ve faaliyet çerçevemiz milletimizin sesini, devletimizin haklı mücadelesini bütün dünyaya duyurmak. Beka mücadelesinde stratejik iletişimin tüm imkanlarını kullanacağız. Her alanda ülkemizin nitelikli temsilini önceliyoruz.” dedi.
Altun, bu hedef doğrultusunda yürüttükleri başlıca faaliyetlerin “devletin iletişiminin koordinasyonunu sağlamak, kurumlar arasında söylem birliğini tesis etmek, yurt içinde ve yurt dışında Türkiye’nin tanıtım stratejilerini yürütmek, negatif algı operasyonlarıyla mücadele etmek, devlet-toplum ilişkilerindeki iletişimi yönetmek ve etkin bir medya ilişkileri yapısı kurmak” olduğunu söyledi.
“CUMHURBAŞKANIMIZ DÜNYADA TAKİP EDİLEN BİR LİDER”
Başka hiçbir ülkenin Suriye politikasının Türkiye’nin yaklaşımı kadar istikrarlı olmadığını vurgulayan Altun, Suriye’deki istikrarsızlık ve çatışma ortamının oluşturduğu boşlukta kendine yol bulan PKK/PYD ve DEAŞ terör tehdidini hiçbir ülkenin Türkiye kadar sıcak şekilde yaşamadığını belirtti.
Altun, şöyle devam etti: “Sadece son üç yılda bu terör örgütlerince çoğu Suriye’nin kuzeyinde planlanmış 100’e yakın saldırıda binlerce vatandaşımızı kaybettik. Terör, uluslararası bir tehdit iken bazı ülkelerin terör örgütleri arasında ayrım yaptığına, hatta onları silahlandırıp desteklediğine ibretle şahitlik ettik. Bu tablo Türkiye’yi Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz’ ifadesinde karşılık bulan kararlılığa taşıdı. Türkiye Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında olduğu gibi her türlü terör koridoru oluşturma girişimleri karşısında hiçbir tehdide aldırmadan yine kendi göbeğini kendi kesecektir. Önümüzdeki süreçte ABD’nin Suriye’den çekilme kararını yakından takip edeceğiz. Bu geçiş sürecini eşgüdüm ve iş birliği içerisinde yönetmek istiyoruz. Aynı zamanda Rusya ve İran’la birkaç yıldır devam eden yakın iş birliğimizi sürdüreceğiz.”
“BÖLGESEL VE KÜRESEL İSTİKRAR İÇİN TÜRKİYE’YE KULAK VERİLMELİ”
Altun, “ABD’nin Suriye’den çekilmesiyle Kürtlerin Türkiye’nin operasyonu ile karşı karşıya kalacağı” şeklindeki dezenformasyonu ise bölgeye yönelik yeni bir siyasi dizayn planının parçası olarak gördüklerini dile getirdi.
Fahrettin Altun, “Türkiye olarak hem sınırlarımız içindeki hem de sınırlarımız dışındaki Kürt kardeşlerimizle bu tür çarpıtmalarla zedelenemeyecek sağlam bağlara sahibiz. Bunu hem geçmiş hem de bugünkü tecrübeleriyle en iyi yine Kürt kardeşlerimiz bilir. Bizim amacımız gayet net: Sınırımızın yanı başındaki terör bataklığının kurutulması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve ülkenin siyasi istikrara kavuşması. Tüm adımlarımızı bu doğrultuda atmaya devam edeceğiz. Bunun dışında bölgeye dönük etnisite temelli siyaset tasarımları, yönetilemeyen yeni kriz ve çatışma alanları ortaya çıkaracaktır. Bunun olmaması için Türkiye’ye kulak verilmesi hem bölgemizin istikrarı hem de küresel istikrar açısından elzemdir.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE HİÇBİR ALANDA ALTERNATİFSİZ DEĞİL”
“ÜLKEMİZİN GELDİĞİ AŞAMA CUMHURBAŞKANIMIZIN GAYRETİNE ÇOK ŞEY BORÇLU”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok yakın çalışıyorsunuz, Erdoğan’ın çalışma temposu nasıl? sorusunu ise Altun şöyle yanıtladı:
“Sayın Cumhurbaşkanımız, milletin birliği ve refahı, devletin dirliği ve bekası için gecesini gündüzüne katarak çalışan bir lider. Her bir dakikanın her bir saniyenin hesabını yaparak, ülkemize, devletimize, nasıl daha fazla katkı sağlayabiliriz diye hareket ediyor. Bunu görmek için Cumhurbaşkanımızın sadece bir günlük mesaisine bakmak yeterli. Ülkemizin geldiği bu aşama Cumhurbaşkanımızın gayretine çok şey borçlu. Bu liderlik tarzı ve siyaset anlayışı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle köklü ve net bir kurumsallaşma sürecine girdi. Devletimizin tüm kurumları Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışma temposuyla uyumlu bir süreç içinde. Bu uyum arttıkça ve güçlendikçe inşallah milletimizin refahı ve devletin dirliği daha da güçlenecektir.”