29.08.2023 - 10:28 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Aşırı hava olaylarının daha önce hiç görülmediği bölgeler dahi sellerle sarsıldı. Bunu iklim değişikliğine bağlayan bilim insanlarına göre, Çin’i daha kötü günler bekliyor. Çin’in kuzeydoğusundaki Heilongjiang eyaletinde, ülkenin tamamının yararlandığı gıda kaynaklarının çoğu zarar gördü.
Selin vurduğu bir pirinç (çeltik) tarlasında konuştuğumuz 38 yaşındaki Zhang Junhua, “Ben hayatım boyunca bir kere olsun burada sel olduğunu görmedim” diyor. Bu ay Wuchang türü pirinç yetiştirilen bu bölgede mahsullerin çoğu, yoğun sel nedeniyle tamamen yok oldu.
Binlerce hektarlık tarlası selden etkilenen çiftçi Zhao Lijuan, “Kayıplarımız tarif edilemez. Suyun buraya kadar geldiğini gördüğümde gözyaşlarına boğuldum. Sel her şeyi yerle bir etti ve tayfunların geri dönmesinden korkuyorum” diyor.
Geçtiğimiz aylarda yaşanan sellerde, başkalarını kurtarmaya çalışanların da aralarında olduğu en az 81 kişi hayatını kaybetti.
Covid pandemisi sonrası halkın 3 yıl boyunca sıkı önlemler altında yaşadığı ülkede, zaten zor günlerden geçen ekonomiye sellerin vurduğu darbe daha da büyüktü.
Çin hükümeti, iklim değişikliğiyle mücadele için acilen adım atmamasının maliyetini incelemek isterse, kendi tuttuğu istatistiklere bakması yeterli. Yaklaşık 10 yılda ülkede kayda geçen sellerin sayısı neredeyse 10 kat arttı. Geçen yıl Temmuz ayında 130, Ağustos ayında da 82 sel meydana geldi.
Greenpeace Doğu Asya biriminden Dr. Zhao Li’ye göre, sellere ilişkin verileri izleyen ve kayda geçiren sistemlerin iyileştirilmiş olması da verilerdeki bu artışta etkili oldu ancak iklim değişikliği hâlâ büyük bir faktör.
Dr. Zhao Li, sıcaklıkların artması sonucu atmosferdeki nemin de arttığını, bunun sonucunda da yoğun yağışlar görüldüğünü, kasırga ve tufanlar dahil büyük fırtınaların meydana geldiğini vurguluyor.
Çin hükümetine bağlı meteoroloji birimi, 1990’lı yılların ortalarından bu yana aşırı sıcaklık artışları ve aşırı yağışların daha sık görüldüğünü doğruluyor. Dr. Zhao, ülkesinin bu aşırı hava olaylarına hazır olmadığını, sellerle yaşanan tecrübenin de bunu ortaya koyduğunu söylüyor.
Çinli yetkililer yaşanan son sellerin yarattığı hasarın önüne geçmek için, su akışının yönünü değiştirecek barajlar sistemini hayata geçirmeye çalıştı. Öte yandan yönü değiştirilen su, belli bir yere akıtılmalıydı ve Zhuozhou eyaleti bunun hedefi oldu.
Bölgede iki küçük işletmesi olan Zhang, “Yaşadığım hasarı onarabilmem için 8-10 yıla ihtiyacım var” diyor.
Daha birkaç hafta önce ana caddede sel sularının içinde yavaş yavaş ilerleyen arabalar, yolun her iki yanında çamura batmış araçlar göze çarpıyordu.
Kahverengi bir çizgi, suyun nereye kadar yükseldiğini gösteriyordu.
Sular birinci katlardaki eşyaları da yutmuş, sel nedeniyle yaşanan yıkım sokaklarda etrafa yayılmıştı.
Kocasıyla beraber bir sevkiyat deposu işleten Bayan Han, seller sonrası sadece tır ve diğer araçlarının değil, kendi mallarının ve mobilyalarının da harap olduğunu söylüyor. Han çiftinin deposunda 3 metreden daha yüksek raflarda bulunan mallar dahi hasar görmüş.
Çiftin depo yakınlarındaki evinde kalın bir çamur tabakası her yerin üstünü örtmüş. Bilim insanları, aşırı hava olaylarını iklim değişikliğinden bağımsız düşünemeyeceğimizi vurguluyor.
İklim üzerine çalışan Profesör Cascade Tuholske, “Çin’de bu yaz yaşanan sıcak hava dalgaları ve seller gibi olaylara neden olan mekanizmalar karmaşık; ancak iklim değişikliği aşırı hava olaylarını daha sık ve daha şiddetli bir şekilde yaşamamıza neden oluyor” diyor.
Profesör Tuholske, büyük bir küresel ekonomi olmasının yanında nüfus yoğunluğu nedeniyle de Çin için iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olaylarının büyük bir sorun olduğuna dikkat çekiyor.
Çin’deki kuraklık ve seller dahil aşırı hava olayları, ülkedeki iklim değişikliği ile mücadele önlemlerinin yeterince güçlü olup olmadığını tekrar tartışmaya açtı. Bununla birlikte iklim değişikliği küresel bir sorun ve çözümü sadece bir ülke ile sınırlı değil.