31.12.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
HASAN MERT KAYA - KAYIP İZLER ATLASI / Hayatımızı takvime göre düzenliyoruz. Doğum günleri, evlilik yıl dönümleri, ticaret hayatındaki vade sürelerine kadar hemen her şey takvim çerçevesinde işliyor. Hayatımızın her alanında ölçü alarak hareket ettiğimiz takvimin de bir tarihi var.
ANTİK MISIR'DAN BABİL'E
Takvim Arapça bir kelime ve ‘’düzenlemek, düzene koymak / kıymet tespiti yapmak / belirlemek’’ anlamına geliyor. Bilinen en eski takvimler ise Babil ve Eski Mısır takvimleri. Babil Takvimi Ay’ı, Mısır Takvimi ise Güneş’i esas almıştı. Babil Takvimi birbirini izleyen iki dolunay arasındaki 29,5 günlük dönemi temel alan bir sistemdi. Bu döngüye göre ortalama 365 gün olan güneş yılından daha kısa, 354 günlük bir Ay yılı (Kameri yıl) ortaya çıktı. Yani Güneş yılı ile Ay yılı arasında yaklaşık 11 gün fark var.
ÖTE YANDAN GÜNEŞE DAYALI
Takvimi ilk geliştirenler, eski çağ Mısır uygarlığı oldu. Mısırlılar takvimlerini gece gökyüzünün en parlak yıldızı olan ve Kuran’da da Necm (Yıldız) Suresi’nin 45. Ayeti’nde anılan Şira / Sirius Yıldızı ile de ilişkilendirdiler. Bunun nedeni Mısır’da hayatın Nil Nehri’ne bağlı olarak yapılan tarımın etrafında biçimlenmesiydi. Sirius Yıldızı, her yıl Nil’in taştığı zamanlarda, gün doğumundan hemen önce çok fazla parlıyordu. Mısırlılar tarım arazilerini doğrudan ilgilendiren bu olayı takvime eklediler.
MAYALAR, AZTEKLER, ÇİNLİLER VE ROMALILAR
Güney Amerika’da Mayalar ve Aztekler, Uzakdoğu’da Çin Hanedanları da zamanın kaydını tutmakla ilgili farklı ölçütleri olan takvimler geliştirdiler. Mayalar geleceğe yönelik olduğu gibi geçmişe de yönelik bir takvim sistemi geliştirip kullandılar. Gerçekten Maya, Aztek ve İnkalar’ın takvim çalışmaları son derece gelişmiş takvimlerdi. Avrupa’da ise M.Ö. 46 yılında Roma İmparatorluğu’nun kudretli hükümdarı Julius Sezar tarafından onun adını alan ‘’Julyen Takvimi’’ kullanılmaya başlandı ve bu takvim modern takvimlerin de atası oldu. Julyen takvimi, bir diğer Roma İmparatoru Augustus dönemindeki düzenlemelerle son halini aldı.
MİLADİ TAKVİM
Miladi takvim ya da diğer adıyla Gregoryen takvim, Julyen takviminin yerine, Papa 13.Gregorius tarafından yaptırılan bir takvim olarak ortaya çıktı. Bu takvim Hristiyan inancı doğrultusunda Hz.İsa’nın doğduğu yılı milat olarak aldı ve güneş yılına göre oluşturuldu. Miladi takvim Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı “1 yıl” olarak kabul etti. Günümüzde, dünyada en yaygın olarak kullanılan ve Türkiye’de de Cumhuriyet dönemi ile birlikte kabul edilen takvim Papa 13.Gregoryen’in Güneş esaslı Miladi takvimidir.
Miladi Takvim ilk olarak 4 Ekim 1582’de kabul edildi ve ardından farklı tarihlerde önce Avrupa ve Hristiyan aleminde, daha sonra diğer ülkelerde yayıldı. Gregoryen Takvimi hazırlanırken Julyen Takvimi’ne 10 gün eklendi ve 5 Ekim Cuma günü, 15 Ekim Cuma olarak kayda geçti. Miladi / Gregoryen Takvimi 19.Yüzyıl’ın ikinci yarısından itibaren kabul eden ülkeler ise geçen yılların etkisiyle 10 yerine 11 gün eklemek zorunda kaldılar.
TÜRKİYE'NİN TAKVİMİ
Türkiye Cumhuriyeti 1 Ocak 1926 tarihinde Hicri Takvim yerine Gregoryen Takvimi’ni kabul edip benimsedi. Bu düzenleme ile yılbaşını 1 Ocak olarak kabul etmeye ek olarak, günü 12 saat gündüz - 12 saat gece dilimlerine ayıran saat sistemini de terk edip yerine, 24 saatlik zaman dilimi esasını kabul edip uygulamaya soktu. Hicri Takvim yürürlükten kaldırıldı.
Gregoryen Takvim, günümüze kadar kullanılan güneş esaslı takvimler içinde en az hatalı olanı. Çünkü bir ekinoks yılı 365,242375365 gündür (365 gün 5 saat 49 dakika 12 saniye). Gregoryen takvimde ortalama bir yıl 365,2425 gün ve gerçek ekinoks yılı uzunluğuna çok çok yakın. Bu takvimin gerçek ekinoks takviminden sapma payı yılda ortalama 0,000125 gün. Bu ufak hatanın, yıllık karşılığı ise 10,8 saniye. Takvim hesaplamasında bir günlük hatanın ortaya çıkması için yaklaşık 8000 yıl geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla Miladi / Gregoryen Takvim oldukça doğru.
ARTIK YIL
Miladi Takvim’de herkesin bildiği üzere şubat ayının 28 yerine 29 gün çektiği bir ‘’Artık Yıl’’ durumu söz konusu. Artık Yıl; Dünya’nın Güneş etrafında bir turunun yaklaşık 365 gün 6 saat sürmesi nedeniyle, sene sonunda artan 6 saatlik süreleri bir tam güne çevirme işi. Artık yıl her dört senede bir tekrar eder. Ancak yılın Artık Yıl olabilmesi için 4’e kalansız bölünebilmesi ve ..00 ile bitmemesi gerek. 2020 yılı en son geride bıraktığımız artık yıldı. Dolayısıyla 2024, 2028, 2032, ... şeklinde 2100 yılına kadar sorun yok. 2.100’de sorun var. Çünkü Miladi Takvim’de sonu ..00 ile biten yüzüncü yıllar eğer 400’e kalansız bölünebiliyorlarsa artık yıl olabiliyor. Örneğin 2000 yılı artık yıldı ama 2100 yılı 400’e kalansız bölünmediği için artık yıl olmayacak. 30 - 31 çeken günler ile ilginç bir alan takvim hesaplama işi.
EKSİK YILLAR HEP DERT OLDU
Rumi Takvim ile Miladi Takvim arasında da 13 günlük bir fark bulunur. Bu takvim Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar yürürlükte kaldı. Rumi Takvim, 1871’de Hz. Muhammed’in (sav) Mekke’den Medine’ye olan hicreti esas alınarak yeniden düzenlendi ve başlangıç tarihi olarak Miladi 23 Eylül 622 günü alındı ama aylar güneş esaslı olarak hesaplandı. Bu yaklaşım Hicri-Ay esaslı tarihe göre her 33 yılda 1 yıl geri kalmaktaydı. Hesap sistemi Ay’ın Dünya çevresinde dolaşımı üzerine kuruluyken, 1871 yılından sonra Dünya’nın Güneş etrafında dolanımını esas alan takvim hesabı üzerine kuruldu. Hicret başlangıçlı ama güneş esaslıydı bu takvim.
Eskiden yaşlılar 1330 doğumluyum vb tarihler belirtirdi. Bu tarihler genellikle Rumi Takvim tarihleridir. Teşrin-i Evvel, Teşrin-i Sani / Kanun-u Evvel, Kanun-u Sani gibi ay adları yine Rumi Takvim aylarıydı. Cumhuriyet başlarında kullanılan bu ay isimleri zamanla kaldırıldı.
Takvimlerdeki bu eksik yılları düzenleme işi hep dert oldu. Eksik yılları ilk düzelten de Roma imparatoru Julius Sezar oldu. Sezar peş peşe gelen 4 yılın ilk üçünü 365, sonuncu yılı 366 gün yaptı. M.Ö. 45 yılını 85 gün artırdı, bu takvim Julyen Takvimi olarak 1.600 yıl kullanıldı.
OSMANLI'DA TAKVİM VE SIVIŞ SENESİ
Osmanlı Devleti 1790 (Hicri 1205) yılında, dini alanlar dışında kalan devlet işleri ve de özellikle mali işlerde M.S. 584 yılını başlangıç kabul eden Rûmi Takvimi adı verilen bir takvim kullanmaya başladı. Bu tarihe kadar tüm alanlarda Hicri Takvim kullanımı geçerliydi. Ay esaslı Hicri Takvim, güneş esaslı takvime göre 1 yılı, 11 gün önce tamamlar. Yurtdışı bağlantılı mali ve finansal gerekçeler sebebiyle resmi işlerde Hicri tarih bırakılarak güneş esasına dayanan ve yılbaşı mart ayı olan bu takvim sistemine geçildi. Söz konusu bu fark 33 senede Güneş takvimine 1 yıllık bir fark yapar. Bunun için her 33 yılda, bir yıl düşülerek Güneş senesi ile mutabakat sağlanıyordu. Düşülen bu seneye “Sıvış Senesi” deniyordu.
Genel hatlarıyla takvimin öyküsü işte böyle. Şu an Miladi 2023 yılının son gününde, Hicri takvimin de 1445 yılındayız. Tarih, takvim ne olursa olsun, önemli olan geleceğe umutla bakmak. Sevdiklerinizle mutlu, sağlıklı, huzurlu, bereketli bir sene olsun.