04.09.2018 - 07:30 | Son Güncellenme:
1980'lerdeki Sovyet işgaline karşı Ruslara savaşan ve daha sonra Afganistan'ın en korkutucu grubuna dönüşen Hakkani grubunun kurucusu Celaleddin Hakkani, öldü.
Taliban örgütü, uzun süredir hasta olan Hakkani'nin öldüğünü bu sabah saat 06.19'da duyurdu.
ABD, Sovyet işgali sırasında Celaleddin Hakkani ile işbirliğine gitti. O dönem, ABD Başkanı Ronald Reagan Celaleddin Hakkani ile görüştü ve buluşmanın fotoğrafı yıllarca unutulmadı. Ancak 2001'de Taliban'ın devrilmesiyle bu kez Washington yönetimi Hakkani'nin başına 5 milyon dolar ödül koydu.
Hakkani örgütü, 80'lerdeki Sovyet işgaline karşı savaşan Afgan mücahit komutanlardan Celaleddin Hakkani tarafından kuruldu. Celaleddin Hakkani'nin o dönemde CIA'in en değer verdiği komutanlardan biri olduğunu Amerikalı yetkililer de kabul ediyor.
Sovyet askerleriyle savaşan mücahitlere gelen Amerikan fon ve silahlarının dağıtımından sorumlu Pakistan askeri istihbaratı ISI de Hakkani'ye büyük değer veriyordu.
İşgal sona erdikten sonra Celaleddin Hakkani, Taliban'la yakınlaştı ve 1990'larda Taliban hükümetinde bakanlık yaptı.
2001'de Taliban rejimi devrildi ama o ve oğulları, Taliban kurucusu ve lideri Molla Muhammed Ömer'e bağlı kaldı.
O tarihten beri de ülkedeki Amerikan güçleri ile savaşıyorlar.
Günümüzde örgütün başında Celaleddin Hakkani'nin 40 yaşındaki oğlu Siraceddin var.
Amerikan istihbarat kaynakları, son yıllarda Afganistan'da düzenlenen tüm büyük saldırıların ardında Hakkaniler'in bulunduğunu, buradaki Batılı güçlere en büyük tehdidin bu örgütten geldiğini söylüyor.
Pakistan'da yayınlanan News International gazetesinin Yayın Yönetmeni Rahimullah Yusufzay, Hakkani liderleri ile söyleşiler yapmış bir gazeteci.
O da güçlü bir komutan olan Celaleddin Hakkani'nin prestiji sayesinde ve Afganistan'ın en eski, yerleşik gruplarından biri oldukları için Hakkaniler'in her yerde militanları ve istihbarat kaynakları olduğunu belirtiyor.
Gazeteci Yusufzay "Siraceddin bundan iki yıl önce bana 2 bin savaşçıları olduğunu söylemişti." diyor. Ama bazı kaynaklar bu sayıyı 4, hatta 10 bin olarak veriyor.
Kimler destekliyor?
Örgütün nerede örgütlendiği konusunda ise ABD ve Afganistan farklı, Pakistan ve Hakkani örgütü farklı açıklamalar yapıyor.
Amerikalılara göre Sovyet işgalinden sonra kendileri Hakkani grubuyla ilişkileri kesse de Pakistan kesmedi ve Kuzey Veziristan'da üslenmelerine izin verdi; ayrıca taktik, lojistik ve maddi destek sağlıyor.
Afgan istihbaratı da Kabil'deki Intercontinental Oteli'ne düzenlenen büyük saldırıdan sonra bazı telefon kayıtları yayınlamıştı.
Bu kayıtlarda Hakkani kardeşlerden Bedreddin Hakkani, saldırıyı Pakistan'dan cep telefonuyla yönetir görünüyordu. Pakistan bu iddiaları kesinlikle reddediyor.
Örgüt lideri Siraceddin Hakkani de geçenlerde Reuters ajansına verdiği demeçte "Bizim artık Kuzey Veziristan'a ihtiyacımız yok, Afganistan'da üslenebilecek imkanlara sahibiz" demişti.
Pakistanlı gazeteci Rahimullah Yusufzay'a göre Hakkani ailesinin, özellikle de kadın ve çocuklarının 1980'den beri Pakistan'ın Kuzey Veziristan bölgesinde yaşadığı herkesçe bilinen bir gerçek.
Yusufzay örgütün militanlarının Afganistan'da olduğuna inanıyor, liderlerin ise Kuzey Veziristan ile Afganistan arasında gidip geldiğini söylüyor.
BBC'nin İslamabad'daki muhabirlerinden M İlyas Han da Celaleddin Hakkani'nin 2001 yılında Pakistan'ın başkenti İslamabad'a resmi bir ziyaret yaparken ortadan kaybolduğunu ve birkaç ay sonra Kuzey Veziristan'da yeniden ortaya çıktığını kaydediyor.
Muhabirimize göre Celaleddin Hakkani, buradaki üssünden Batılı askerlere karşı direnişi başlatan lider olarak ün saldı. Ve hala da, Afganistan'daki Batılı güçlere en büyük kaybı verdiren örgüt.
Ancak İlyas Han bazı savunma uzmanlarının, Pakistan istihbaratı ISI'nin artık bu örgütü de, diğerlerini de o kadar sıkı kontrol edemediğini düşündüğüne dikkat çekiyor.
Muhabirimize göre Veziristan'daki tablo son derece karışık.
Veziristan, Taliban'ın kuzeyde Kunar ve Ningarhar, güneyde Zabul, Kandehar ve Helmand eyaletlerinde sürdürdüğü direnişin kaynağı kabul ediliyor.
İlyas Han "Veziristan'da birçok yerel grup var. Bunlardan bazıları Pakistan ordusuyla hala geçerli olan anlaşmalar imzaladı. Bazıları ise Pakistan'ın diğer bölgelerindeki hükümet hedeflerine ve sivillere saldırmayı sürdürüyor. Ama hepsi genel anlamda Hakkani örgütünün etkisi altında ve onlar gibi Taliban'ın ruhani lideri Molla Muhammed Ömer'e bağlı olduklarını söylüyor" diyor.
Pakistan, Veziristan'da binlerce Arap ve Orta Asyalı savaşçının da katılımı ile genişleyen direnişi durdurmak için 2002 ve 2004 yıllarında gönülsüzce de olsa girişimlerde bulundu.
Ancak Güney Veziristan'daki bu operasyonlarda 700'den fazla Pakistanlı asker yaşamını yitirdi.
Pakistan ordusunun çekilmesiyle, militan gruplar bölgeye daha da yerleşti; ordu buralara giremez hale geldi.
Diğer gruplarla ilişkiler
Siraceddin Hakkani, 2006'dan beri bölgedeki aşiretler arasında, (örneğin Ahmedzay Vezir aşireti) ya da yerel gruplar (örneğin Hekimullah Mesud'a bağlı TTP) ile Pakistan ordusu arasında yapılan anlaşmalarda arabuluculuk rolü üstlendi.
Hatta iki kardeşinin son yıllarda TTP ile Şii Turi aşireti arasında Peşaver ve İslamabad'da yapılan görüşmelerde arabuluculuk yaptığı söyleniyor.
Muhabirimiz İlyas Han'a göre bu, Hakkanilerin Pakistanlı militanlar üzerindeki nüfuzunu ve ülkenin hem yarı-özerk aşiret bölgelerinde hem de diğer bölgelerinde ne kadar rahat hareket edebildiklerini ortaya koyuyor.
Peki ya Taliban'ın Hakkaniler üzerindeki etkisi ne kadar?
Örneğin eğer Taliban bir gün Afgan hükümeti ile barış görüşmelerini tamamlar ve anlaşmaya varırsa, Hakkani grubu bu anlaşmayı kabul eder mi?
Pakistanlı gazeteci Rahimullah Yusufzay "Hakkaniler saldırılarını kendileri planlayıp düzenleseler de, ayrı finans kaynakları olsa da, siyaseten Taliban şurasının sözü dışına çıkmaz. Zaten Siraceddin Hakkani de bu şuranın bir üyesi" diyor.