15.04.2024 - 16:47 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İran tarafından İsrail'e düzenlenen 'Gerçek Söz' operasyonun yankıları devam ederken CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova diplomatik kaynaklardan edindiği bilgileri paylaştı.
Canova'nın değerlendirmeleri şöyle; Ankara en başından beri sürecin içerisindeydi ve hatta o diplomatik süreç devam da ediyor.
'Ankara ilk başta sessiz kaldı' yorumları vardı. İlk saatlerde 'Ankara neden sessiz?' diyenler de oldu. Bunu biraz sorguladım ve kaynaklar şu yanıtı verdi; 'Biz sessiz kalmadık. İlk aşamada buna gerek duymadık. Çünkü her şey öngörüldüğü şekilde gelişti' diyor Ankara'daki kaynaklar.
Türkiye gelişmeleri televizyondan öğrenmedi, bu çok net ve her kademede hadiselerin bilindiği mesajları veriliyor. İsrail hariç ilgili tüm taraflarla telefon trafiği yürütüldü. Hatta 1 Nisan sonrası Ankara süreci hemen eline aldı.
Geçen hafta çarşamba, 10 Nisan tarihi itibarıyla Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Blinken başta olmak üzere açıklanan, açıklanmayan birçok telefon görüşmesi yaptı. Aşağı yukarı süreçle ilgili yol haritasını çıkardı, gözlemledi. Bu yönde hareket edildi ve özetle Amerika ve Tahran arasında mesajlaşmalara aracılık etti diyebilirim.
ABD VE İRAN, TÜRKİYE ÜZERİNDEN NE MESAJLAR VERDİ?
Bir arabuluculuk vazifesinden ziyade diplomatik bir süreç olarak tanımlanıyor. Şöyle ki; ABD'nin bir takım mesajları İran'a, İran'ın bir takım mesajları da Amerikan tarafına Ankara tarafından iletildi.
Neydi o mesajlar? İran'ın misillemesinin belli sınırlar içinde kalması, kontrolden çıkmaması. Bunun üzerinde de bir anlayış birliği o aşamada sağlandı deniyor. Dolayısıyla 'Ankara sessiz' dedikleri o süreç içerisinde öngörülen gelişmeler yaşandığı için takip edildi ve diplomatik süreç sürdürüldü.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, bölgede son günlerde yaşanan gelişmeler ve Gazze’deki durum ele alındı. Ayrıca Kıbrıs konusu ve Karadeniz’de seyrüsefer güvenliği değerlendirildi.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE NE OLUR?
Dün de Hakan Fidan bazı telefon görüşmeleri yaptı. Malum onlar da duyurulmuştu. Bu görüşmelerden sonra Ankara'nın bundan sonrası için izlenimini merak ettim. Bunu sorguladım kaynaklar nezdinde.
Ankara'daki genel izlenim İran'ın bu aşamada konuyu kapattığı ama Netanyahu tarafının azalarak da olsa gerginliğin devamında fayda gördüğü şeklinde. Dolayısıyla İsrail'in bir misilleme yapacağı beklentisi var. Ancak bunun artçı dalga sınırında olması üzerinde duruluyor.
Zaten bugüne kadar İsrail Lübnan'da, Şam'da bir takım yerleri bombaladı, bazı isimleri öldürdü. Bunun belki biraz daha düşük volumeda ama kontrollü olarak gerginliğin sürdürülebileceği beklentisi var. Dolayısıyla diplomatik trafik de devam edecek.
İran-İsrail gerilimiyle ilgili kaynaklar şunu söylüyor; 'Çok soğukkanlı bir şekilde yürütüldü. Öngördüğümüz bir krizdi. Olaylar başlamadan önce gerekli mesajlar taraflara iletildi. Şimdi bunu geride bırakıp esas bu olayların ana kaynağı olan Gazze'ye odaklanma zamanı' deniyor.
BU ZAMANDAN SONRA ABD'NİN İSRAİL ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NE OLUR?
Netanyahu henüz ateşkes konusunda ikna edilmiş değil, öyle görünüyor. Kolay kolay da buna razı gelmeyecek gibi duruyor. Bombardıman devam ediyor, insani yardım için kapıların açılması konusunda en ufak bir ilerleme yok. Bayramda yürütülen süreçten de bir sonuç alınamadı. Dolayısıyla şu an tünelin ucunda bir ışık görünmese de bunun olabilmesi yönünde çabalar artacak.
ERDOĞAN'IN ABD ZİYARETİ
ABD Dışişleri Bakanlığı İdari İşler Müsteşarı ve Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass’in Ankara temasları; Bugün Hakan Fidan ile görüşüyor. Yarın Bakan Yardımcısı Burak Akçapar ve CB Dış Politikası Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ile bir araya gelecek.
Esas gündem Erdoğan'ın ABD ziyareti. Bunun öncesinde stratejik mekanizmanın teknik toplantıları olacak Terörle mücadele, savunma işbirliği, ekonomik büyüme, ticaret, öncelikli başlıklar. Türk- ABD ilişkilerini daha geniş platforma taşıma odaklı bir süreç söz konusu. Farklı alanlarda işbirliği hedefleniyor enerji gibi ticareti derinleştirme gibi. Ortak stratejik mekanizma da buna hizmet ediyor. YPG'ye destek tabi ki birincil önemde bunun geride kalması ilişkilerin farklı alanlarda güçlendirilmesi üzerinde durulacak. Ve elbette başta Gazze olmak üzere bölgedeki gelişmelerin de gündeme gelmesi bekleniyor ancak Bass'ın pozisyonu gereği bu konularda detaya girilmesi.