03.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÜLDENER SONUMUT
Nihayet 2020 yılı sona erdi. Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerde belirsizliklerle geçen bu yılın son günü, genelde mütevazı bir ortamda, çekirdek aile bireyleriyle kutlandı. 2021 parıltıdan, ışıltıdan, sokak kutlamalarından uzak bir şekilde karşılandı...
Tabii ki yeni yılın nasıl şekilleneceğini şimdiden kestirmek zor. Ancak uluslararası ilişkilere yön verecek bir yıl olacağı kesin. Zira 1 Ocak’tan beri Büyük Britanya artık AB için fiilen 3. ülke konumunda. Londra ile Brüksel arasında sağlanan ticaret ve işbirliği anlaşması da resmen yürürlüğe girdi. Birleşik Krallık AB’den ayrıldı. Ancak İngiltere hem G7 dönem başkanlığını hem de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın başkanlığını üstleniyor. Londra dış politikada AB ile ayrışacak mı, yoksa Brüksel ile örtüşen bir politika mı güdecek, onu da zamanla göreceğiz.
İtalya, Türkiye’nin de üyesi olduğu G20’nin dönem başkanlığını üstlenirken, Portekiz, AB dönem başkanlığı bayrağını Almanya’dan devraldı.
Hareketli günler
Kuşkusuz ABD’nin seçilmiş Başkanı Joe Biden’ın 21 Ocak’ta koltuğu Donald Trump’dan resmen devralması, uluslararası ilişkilerde büyük değişimler getirecek. Biden’ın göreve gelmesi transatlantik ilişkilerin yeniden şekillenmesi ve üyeler arasında bağların tekrar sağlamlaştırılmasına vesile olacak.
Bu çerçevede NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Mart veya Nisan ayında ABD Başkanı’nı müttefiklerle bir araya getirmek üzere Brüksel’de mini zirve düzenleyecek. O tarihe kadar da, 25-26 Mart’ta AB’nin ilkbahar zirvesi Brüksel’de düzenlenmiş olacak. Her iki toplantı da Türkiye açısından son derece önemli. Malum Aralık 2020 AB zirvesinde 27’ler, Ankara ile Brüksel arasında pozitif gündem oluşturmak için kolları sıvama kararı almışlardı.
Bu açıdan bakılacak olursa, Türkiye’nin, temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere, ekonomi alanında da önemli ve derin reformlar gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu reformların sadece AB ile değil, ABD’yle ilişkilere de olumlu yansıması olacaktır. Ankara bunun farkında. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2021’in, Türkiye için demokratik ve ekonomi reformlar yılı olacağını” söyledi.
Trump NATO’yu kuran Washington Antlaşması’nın 3. maddesine çok önem veriyordu. Biden’ın ise 2. ve 5. maddelere önem vermesi bekleniyor. 5’inci madde herkesin bildiği üzere kollektif savunmayı içeriyor. 2’nci maddeyse pek gündeme gelmeyen, üye ülkelerin müktesebatı olarak kabul edilen bir madde:
“Taraflar, kendi bağımsız kurumlarını güçlendirerek, bu kurumların kuruluş amaçlarının daha iyi anlaşılmasını sağlayarak ve istikrar ve refah koşullarını iyileştirerek, barış ve dostluk içindeki uluslararası ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkıda bulunacaklardır. Kendi uluslararası ekonomi politikalarında çatışmaları ortadan kaldırmaya çalışacak ve üyelerinin bazıları ya da tümü arasında ekonomik işbirliğini teşvik edecektir.”
Bir başka deyişle üye ülkelerin kurumlarının demokratikleşmesi, ekonomik reform ve sorunların güçle değil dostluk yoluyla çözülmesi gerektiğini hatırlatan bir madde.
Seçimlerin yılı
2021’de çok sayıda genel seçim de var. Uluslararası siyaseti en çok etkileyecek olanlar arasında 17 Mart’da Hollanda, 23 Mart’da İsrail’de yapılacak olan seçimleri. Bununla birlikte 18 Haziran’da İran’da düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 19 Eylül’deki Rusya genel seçimleri ve bir hafta sonra Almanya’da Angela Merkel’in yerine başbakanlık koltuğuna oturacak ismi belirleyecek oylamayı da saymak gerek. Putin güç kaybına uğrayacak mı, Merkel’in yerine geçecek lider Berlin ile Ankara arasında nihayet sağlanan dostane ilişkiyi sürdürebilecek mi, bunları göreceğiz...
Kuşkusuz 2021 yılı uluslararası ilişkiler açısından değişim yılı olacak. Bu değişim sürecine uyum sağlamak her ülkenin iktidarlarına kalmış bir durum. Bu süreci kaçıran ülke ciddi bir fırsatı da tepmiş olacak. AB ve NATO’ya üye ülkelerin çoğu da bunun bilincinde.
Avrupa Uzay Ajansı’nda bir Türk dahi
Amerika Uzay Ajansı NASA’da çalışan Derin Uzay iletişim uzmanı Selahattin Kayalar veya Astrofizikçi Umut Yıldız, robotik harekat planlamacısı Oktay Arslan gibi değerli isimlere Türk medyasında bolca yer veriliyor. Ancak Belçika Kraliyet Gökbilim Gözlemevi ile Avrupa Uzay ajansı ESA’da çalışan değerli bir Türk bilim insanına da değinmekte fayda var.
Peşinen söylemek gerekirse, arkadaşım olduğu ya da Tevfik Fikret Lisesi ve ODTÜ mezunu olduğu için değil, hatta kalbi benim gibi Galatasaray için çarptığından hiç değil... Bahsettiğim kişi Özgür Karatekin... NASA’nın, Mars’ın yeraltı yapısını incelemek üzere geliştirdiği “Insight” uzay aracına çok önemli katkısı oldu. Uzay aracının önce iniş takımlarını yaptı, ardından da çalışma arkadaşı Bart Van Hove ile birlikte Mars’a inen uzay aracının yerini belirledi. Şimdilerde yine ESA için kolları sıvadı ve 2024 yılında Hera misyonuna katılacak olan “Juventas” uzay aracının gravimetresini gerçekleştirdi. Hedef, Juventas uzay aracını iki futbol sahası büyüklüğündeki Dimorphos asteroidine indirip orada yerçekimini ölçmek.
Tekrar etmek isterim, arkadaşım olduğu için değil ülkemizde yetişen çok değerli bir bilim insanına hak ettiği alkışı vermek için yaptığı çalışmaların altını çizmek istedim.