“Yazarken çizgi filmden bile etkilendiğim oluyor”

Annesi Emel Müftüoğlu’yla söylediği “Kal Benimle” şarkısıyla tanıdık onu. Sonra bir albüm ve iki single yaptı. Geçtiğimiz günlerde de bunlara yeni bir single ekledi; “Aferin”. Şimdilerde bu şarkının tanıtımıyla ve gitar çalmakla geçiyor Çağrı’nın günleri. Bundan yaklaşık iki ay önce yine bir röportaj için Emel Müftüoğlu’yla bir araya gelmiştik. O da gelmişti buluşmaya. Çağrı’yla o zaman heyecanla anlattığı single’ı konuşmak üzere buluşuyoruz bugün. Anne-kızın birlikte oturduğu, içinde envai çeşit oyun ve oyuncak barındıran evlerinde...

Siz de şarkı yazıyorsunuz ama “Aferin” sizin yazdığınız bir şarkı değil...
Evet, bu kez böyle çıkmak istedim. “Aferin”, Alper Narman, Fettah Can ve Onur Özdemir’in bir çalışması. Onlar söylerken duymuştum. Bir gün “Ne oldu sizin o şarkı?” dedim. Sonrası geldi... Tabii ben de şarkı yazmaya devam ediyorum.

Neler ilham veriyor şarkı yazarken?
Belli olmuyor. İlla yaşadığım şeyler değil yazdıklarım. Yolda arkamdan gelen iki insanın konuşmasından ya da çizgi filmden etkilenip yazdığım bile oluyor. “Simpsonlar”ı izlerken yazmışlığım var mesela.

Bu single bir albüm habercisi mi?
Şimdilik albüm düşünmüyoruz. Albümde birçok güzel şarkı bir anlamda heba oluyor. Böyle tek şarkı daha iyi, şarkı hak ettiği ilgiyi görüyor.

“Müzikle uyur, müzikle uyanırdım”

Emel Müftüoğlu’nun kızı olma kartını hiç kullanmıyorsunuz. Neden?
Evet, soyadımı işimde kullanmıyorum. Kendi çabalarımla bir şeyler yapmak istiyorum. Evet, Emel Müftüoğlu’nun kızıyım ve bundan çok mutluyum. Ama işimi yaparken her fırsatta bunun altını çizme gereği duymuyorum.

Peki eğer anneniniz müzisyen olmasaydı, pastane işletseydi mesela, ne değişirdi şimdiki hayatınızda?
Pastane işletseydi, ikimiz pastanedeki her şeyi yiyeceğimiz için batardık muhtemelen. Şaka bir yana, o zaman şimdiki gibi müzikli bir ortamın içinde yetişmemiş olurdum. Küçükken yattığım odanın yanında annemin stüdyosu vardı. Müzikle uyur, müzikle uyanırdım. Annem müzisyen olmasaydı kim bilir müzikle ne zaman tanışmış olacaktım. Bir de tabii her zaman etrafımda Sezen Aksu gibi müzisyenler olmazdı.

Küçüklükten beri müzikle ilgileniyormuşsunuz ama Sinema-Televizyon okumuşsunuz...
Sınavda benden beklenmeyecek kadar iyi bir puan almıştım. Babam da bu puanı iyi değerlendirmemi istedi. Normalde çok dikbaşlıyımdır
ama bu konuda söz dinledim. Çünkü konservatuvar sınavlarına girmeye korktum. Çok kırılgan bir yanım var. Sınavı geçemezsem içime kapanacağımı biliyordum. Ama şimdi çok pişmanım, keşke girseydim.

“Çaktırmasam da çok utangacım”

Sonra ne oldu da cesaret ettiniz şarkı söylemeye?
17-18 yaşındaydım. Sinan Akçıl benim çocukluk arkadaşım. Onların evinde oturuyorduk. Piyano çalıyordu, “Bir şeyler söylesene” dedi, ben de “Bu çocuk benimle dalga geçmez herhalde” deyip kendi şarkımı söyledim. Sinan da hemen demosunu yaptı.

Hemen annenizi arayıp paylaştınız mı?
Tabii, Sinan’dan gazı alıp eve geldim. Annem yatıyordu, odaya girdim. Hâlâ biraz utandığım için ışıkları kapattım. Şarkıyı söyledim. Ağlamaya başladı.

O utangaçlık hâlâ var mı?
Var, çaktırmamaya çalışıyorum ama çok utangacım aslında. İnsanların beni izlediği aklıma gelirse söyleyemiyorum.

Oyun oynamayı çok sevdiğinizi söylemiştiniz...
Evet, bir oyunu sevmişsem bitirene kadar onu oynuyorum, başka hiçbir şey yapmıyorum. Hafta sonu GTA (Grand Theft Auto) oynamayı gece bara gitmeye tercih ediyorum. Ya da arkadaşlarımla evde sessiz sinema oynamak daha çok zevk veriyor bana. Dışarı çıkma fobim falan yok ya da oyun bağımlısı değilim ama dışarıda yemek yediysek, sinemaya gittiysek dışarıda işimiz bitmiştir, eve dönebiliriz diye düşünüyorum.

Hangi oyunlar favoriniz bu aralar?
Aksiyon ve macera oyunlarını çok seviyorum. Kelime Oyunu’nu çok severiz annemle. XBox’ta tenis, bowling severim. PES’te çok iyiyim, erkekleri ağlatırım, o derece...

Sizinle yeni tanışmış biri hiç beklemez böyle oyunlarda iyi olduğunuzu değil mi?
Zaten iddialı olduğumu hiç belli etmem, “Ben bunu pek bilmiyorum” falan derim başlarken, sonra pata küte yenerim.

“Makarnayı çok özledim, bakınca gözlerim doluyor”

Çok kilo vermişsiniz...
Yediklerime dikkat ediyorum. Zaten küçüklüğümden beri etrafımdaki herkes rejimlerle haşır neşir olduğu için nasıl beslenmek gerektiğini biliyorum. Haftada en az üç-dört gün de, bir saat yürüyüş yapıyorum. Beş-altı kilo daha vermek istiyorum ama makarnayı çok özledim, bakınca gözlerim doluyor. n