03.05.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
ŞEYDA İŞLER
Salonlara 2006’da veda ettiğini söyleyen Harun Erdenay, artık ikinci ligde olan İTÜ takımında 2,5 ay önce yeniden oynamaya başladı. 40 yaşındaki Erdenay milli takımın menajerliğini yapmaya da devam ediyor. İTÜ takımına gelişini ve takımdaki genç oyuncuları gözleri parlayarak anlatan Erdenay, takım arkadaşı Murat Yolcu’ya göre eskisinden de hırslı. Antrenman öncesi takım arkadaşlarıyla tek tek ilgilenen ünlü basketbolcu, onlara hem kaptanlık hem de abilik yapıyor.
İTÜ’de basketbola dönmenizin sebebi nedir?
Oyunculuğa dönmemin sebebi İTÜ’yü birinci ligde görmek istemem. İyi bir takımımız var. Ben de takıma biraz katkı yapmak istedim.;
Neden hoca olarak değil de oyuncu olarak geri dönmeyi seçtiniz?
Oyuncu olarak takıma daha fazla etki yapabiliyorsunuz. Hoca olarak bir yere kadar etkiniz var, sonuçta topu potaya oyuncular atıyor.
Başka bir takımdan size teklif gelseydi, onlara da destek vermek için takıma girer miydiniz?
Girmezdim. Çünkü profesyonel olarak bu işi 2006’da bıraktım. İTÜ’nün bende özel bir yeri olduğu için geri döndüm.
Geri döndükten sonra İTÜ’deki ilk maçınız nasıl geçti, heyecanlandınız mı?
Aslında çok heyecanlandım. Yaklaşık iki senedir oynamıyor ve ilk maçıma çıkıyordum. Bursa Basket ile oynadık ve kazandık. O yüzden çok sevinçliyim.
“Oynadığım maçlarda sadece iki kere kaybettik”
Takım sizin katılmanızla nasıl değişti?
Tecrübe ve oyun açısından büyük bir katkım olduğuna inanıyorum. Geldikten sonra benim oynadığım maçlarda sadece iki kere kaybettik.
Rakip takım oyuncuları sizi görünce nasıl tepki veriyor?
Çok ilginç tepkiler oluyor. Yanıma gelip “Harun abi, ben sizi televizyonda izliyordum, posterlerin odamda, ben senin hayranım, şimdi seninle oynuyorum. Benim için büyük bir şey bu” diyorlar. Genelde hepsi gelip fotoğraf çektiriyor maç sonunda.
Ne zaman basketboldan emekli olmayı düşünüyorsunuz?
Şu an emekli olarak görüyorum kendimi. Basketbol kariyerimi bitirdim, sadece kısa bir sürelik dönüş yaptım. Önümüzdeki sezon birinc i lige çıkarsak oynayacağımı düşünmüyorum.
Maçlarda ne kadar zaman sahadasınız, bir nevi cankurtaran gibi misiniz?
Yaşım itibarıyla 40 dakika oynamam zor. Genelde 20-25 dakika oynuyorum. Maçın kritik yerlerinde giriyorum, özellikle sonlara doğru sahada oluyorum. Bir nevi cankurtaran diyebiliriz.
Sizden gençlerle oynamak nasıl?
Takımdaki gençler ilk önce bana nasıl yaklaşabileceklerini bilemiyordu. Takım arkadaşı olarak mı, abi olarak mı? Oğlum yaşında olabilecek sporcularla oynuyorum. Ama ben onlarla daha yumuşak muhabbete girdiğim için arkadaş gibi olduk.
Üniversite öğrencileri kampüste sizi görünce nasıl tepki veriyor?
Genelde onlar bilgisayar ortamını seviyor. “Harun abi Facebook’ta mısın, e-mail’in ne?” diye soruyorlar. Ben de bilgisayarla fazla takılmadığım için... Bir de çok resim çektiriyorlar. Elimden geldiğince onlara zaman ayırıyorum.
“İkinci ligde dövüş biraz daha fazla oluyor”
Genelde hep birinci ligdeki takımlarda oynadınız. Şimdi ikinci ligde oynamak nasıl bir duygu?
Sonuçta yıllarca hep şampiyonluk için oynayan takımlarda yer aldım. Burası ikinci lig ama biz de şampiyonluğa oynuyoruz. Basketbolun kalitesi yükseldi. Artık bu ligde de genç ve yetenekli pek çok oyuncu var. O yüzden burada oynamaktan memnunum.
Birinci ve ikinci ligde takım psikolojileri arasında fark var mı?
İkinci ligde dövüş daha fazla. Oyuncuların gözü kara, sakatlanmaktan korkmuyorlar. İkinci ligde daha sert oynanıyor.
Spora 7 yaşında başlamışsınız...
Babam basketbolcu olduğu için çok küçük yaşlardan beri salondaydım. 3-4 yaşından itibaren onun idmanlarına giderdim. Ben 6 yaşındayken İTÜ bir ilki gerçekleştirdi, altyapı kurdu. Ben de orada bu spora başladım.
Basketbol kariyerimin altın yılları dediğiniz bir zaman var mı?
Ülkerspor’da ve Fenerbahçe’de oynadığım seneler kariyerim çok parlaktı. Ayrıca bırakmadan önce İTÜ formasını giydiğim sene sayı kralı oldum. O da çok önemliydi.
Unutamadığınız maçlar hangileri?
2001 Avrupa Şampiyonası’nda Yugoslavya ile final oynadık. Gerçi final maçını kaybettik ama o maçı unutamam. Fenerbahçe-Panionios maçı var bir de, 44 sayı kaydettim o maçta ve kazandık. O da muhteşem bir gündü. Bir de Ülkerspor ile çok zorlu bir Real Madrid maçındaydık, orada da 43 sayı kaydederek kazandık.
“Basketbol hep bir hobiydi”
Basketbolcu olmanız aile hayatınızı nasıl etkiledi?
Basketbolcu olmasam şu anki eşimle tanışmazdım. O da basketbolcu, Fenerbahçe formasını giyiyor. Bence basketbolun aile hayatımda yaptığı en önemli değişiklik buydu.
Oğlunuzun basketbola ilgisi var mı?
4 yaşındaki oğlum maçları seyrediyor. “Baba bu senin maçın mı, annemin maçı mı?” diye soruyor. Ben onun basketbolcu olmasını isterim. Ama henüz bir eğilimini göremedim. Daha çok Örümcek Adam ve Power Rangers ile ilgileniyor.
Basketbol işiniz olduğu için bir hobi olmaktan çıktı mı?
Basketbol benim için her zaman bir hobiydi. Çok ciddi bir iş aslında ama ben oynarken hep zevk aldım.
Başka hobileriniz neler?
Şimdilerde oğlumla ilgilenmek bana daha çok zevk veriyor. Onunla evde oynamak, parka gitmek... Onun dışında sinemaya gitmeyi, süratli arabaları, bowling ve bilardo oynamayı severim.
Takımdakiler ne diyor?
“Harun abi İTÜ’de diye buradayım”
Serdar Çağlan
Harun abi İTÜ’de olduğu için buradayım. 17-18 yaşında ilk defa A milli olduğumda Harun abi kaptanımdı. Ülkerspor ve Fenerbahçe’de birlikte oynadık. Dört senedir de İTÜ’de oynuyorum. İTÜ’de olmaktan çok memnunum çünkü çok genç, dinamik ve pozitif bir ortam var.
“Onunla oynamak bir rüya gibi”
Gökhan Taşdıvar
Harun abiyle oynamak benim için rüya gibi. 22 yaşındayım. 10 sene önce ben altyapıda oynarken Harun Erdenay ile aynı takımda oynayacaksın deseler inanmazdım. Harun abi, Kemal Tunçeri, Serdar Çağlan ile oynamak hem çalışmamızı hem de maçtaki motivasyonumuzu artırıyor.
“Harun abinin elinde büyüdüm”
Murat Yolcu
Ben Harun abinin elinde büyüdüm, 14 yaşında eline geldim. Şimdi 30 yaşındayım, hâlâ beraberiz. Harun abi bu takım birinci lige çıksın diye tanıdığı, bildiği adamları toplamaya çalıştı. Çok hırslı, çok çalışıyor. Takımı birinci lige çıkarmak için korkunç bir sorumluluk yüklendi.
“Onunla fotoğraf çektirmek için yarışıyorduk”
Buğra Bahadırlı
Harun abi milli takımda oynarken, onunla fotoğraf çektirmek için yarışırdık. Şimdi aynı takımda oynamak çok gurur verici. O bize hem kaptanlık hem abilik yapıyor.
“Rakiplerimizin işi çok zor”
Şuacan Pişkin
17 yaşındayım, çok az genç oyuncuya Harun abiyle oynamak kısmet olur. Rakipler ondan çok korkuyor. Onların işi çok zor.