02.11.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
ŞEBNEM BURCUOĞLU / sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr
Modayı takip eden herkes, gardırobunda bir Karl Lagerfeld, Stella McCartney, Sonia Rykiel, Jimmy Choo, Lanvin, Versace ve Marni ister. İster de siz paradan haber verin! H&M sağ olsun, rüyalarımızı süsleyen tüm bu markalarla işbirliği yaparak onları alınabilir hale getirdi.
H&M bu markaları satın alınabilir kılmanın ötesinde moda dünyasındaki “show business” sektörüne de yeni bir boyut kattı desem yanlış olmaz. Markanın 2010 yılında Sonia Rykiel ile hazırladığı iç çamaşırı koleksiyonunun Paris’teki Grand Palais’de yapılan defilesini hatırladıkça içim hâlâ bir hoş olur. Koskoca sarayın ortasına bir Eyfel Kulesi inşa etmişlerdi, sisle kaplı mekanın her tarafında dev mantarlar vardı ve bandocu kıyafeti giydirilmiş 25 tane kaz (gerçek kaz) uygun adım podyumda yürümüştü.
Marant’dan kendi gibi bohem parçalar
Geçtiğimiz hafta H&M’in bu yılki yeni işbirlikçisi Isabel Marant’la tasarladığı koleksiyonu herkeslerden önce görmek üzere Paris’teydim. Dünyanın her yerinden davet edilen 300 kişilik basın grubu, kendi içinde de gruplara ayrılarak öğlen 12.00’de Hotel Westin’de buluştuk, koleksiyonu inceledik, giydik, fotoğraflar çektirdik, hem H&M’in kreatif direktörü Margareta Van der Bosch hem de yıldızımız Isabel Marant ile sohbet imkanı bulduk.
Etraf kalabalıklaşınca işimi kolaylaştırmak adına organizasyonun fotoğrafçısı Dominique ile koyu bir sohbet başlattım. “Marant nasıl bir kadındır?” diye sorduğumda bana “İnanmayacaksın ama diğer modacılar gibi değil, o çok normal!” cevabını verdi.
Altı ay çalıştılar, 90’ların Paris’ini inşa ettiler
Marant, H&M koleksiyonunu hazırlarken tabii ki Paris’ten ilham almış. Paris’te en favori yeri ise
Place des Vosges imiş. Tişörtler, sweatshirt’ler, elbiseler, kalın
trikolar, seksi çizmeler ve bohem aksesuarlardan oluşan kadın koleksiyonu ve genç koleksiyonunun yanı sıra bu işbirliğinin en dikkat çeken tarafı kuşkusuz Isabel Marant’ın hayatında ilk defa altına imzasını attığı erkek koleksiyonuydu. Elimizi attığımız her parça tabii ki Marant’ın kendisi gibi bohem ve rock’n’roll idi. Bluzlarda batik desenler kullanılmıştı, elbiseler
ve trikolar ise oldukça dökümlü hatlara sahipti.
Gelelim esas olaya... Saatlerimiz 21.00’i gösterdiğinde Paris’te eskiden bir tenis kulübü olan Studio 5 isimli mekanın kapısındaydık. İçeride 90’lı yılların bohem bir Paris’i inşa edilmişti. Metro durağı, kirli duvarlar, neon ışıkları, paten kayan kızlar, manav, sokak satıcıları derken biz de ortama ısınmak üzere elimize şampanya kadehlerimizi aldık. Yaklaşık bin davetlinin katıldığı gecede Audrey Tautou, January Jones, Freida Pinto, Olga Kurylenko ve Alice Dellal gibi ünlü simalar da vardı.
Milyon avroluk bu
organizasyon için tam altı ay çalışmışlar. Mekanın dekorasyonu dört gün sürmüş. Klasik bir defile yerine video ve canlı modellerle sinematik bir şov yapıldı. Final sahnesinde başımıza konfetiler yağdı, doruğa tırmanan müzikle birlikte tüm modeller dev bir disko topunun altında dans etti.
Gecenin sonunda, her H&M moda şovunda olduğu gibi, koleksiyonun ön satışı mekanın içinde kurulan özel bir dükkanda gerçekleşti. Evet, almak istediğim smokin ceketin 34 bedenini buldum ama gelin görün ki 150 kişilik kasa sırasında beklemeyi göze alamadım. Ne diyeyim, kısmet Türkiye H&M’den alışverişeymiş...
14 Kasım’da satışa sunulacak
- Koleksiyon, 14 Kasım’da dünya genelindeki 250 H&M mağazasıyla birlikte İstanbul’da sadece İstinyePark ve Zorlu Center H&M mağazalarında satışa sunulacak.
- Kadında 42 model ve 10 aksesuar; erkekte 20 model ve
5 aksesuar, gençlerde 30 model ve yaklaşık 10 aksesuar yer alıyor.
- Koleksiyonun fiyat aralığı 49.95 ile 699 lira arasında değişiyor. Kadında en pahalı ürün 699 lira ile işlemeli kadın ceketiyken erkekte ise 599 liralık deri pantolon.
“Erkek koleksiyonu yapmam için bana yalvardılar”
Isabel Marant (Tasarımcı)
Dürüst olmak gerekirse ucuz kıyafetler giymiyorum fakat oğluma H&M’den kıyafet alıyorum. Bu koleksiyona başlamaya karar vermemde en tetikleyici neden kendi markamın takipçilerinden aldığım mesajlardı. Dünyanın her yerinden “Koleksiyonlarınızı çok seviyoruz fakat pahalı olduğu için satın alamıyoruz” mesajları, mektupları alıyordum. İşte tam da bu yüzden H&M ile bu işbirliğine girdim, daha ulaşılabilir olmak için. Fakat sokakta herkesin üzerinde yaptığım şeyleri görmek istemem. Zaten bu yüzden koleksiyon dünyadaki H&M mağazalarında sınırlı sayıda satışa sunulacak, yani bu koleksiyondan bir ürün alabilmek için mücadele etmeniz gerekiyor.
Erkek koleksiyonu yapmam için bana yalvardılar diyebilirim. Her ne kadar benim tasarladığım kadın kıyafetlerinin maskülen bir duruşu olsa da kadınımı erkeğe dönüştürmek, hem de bunu global bir anlamda yapmak durumundaydım. Sonuçta kadın için kullandığım kumaşları kullanamazdım. Sonuç tatmin edici oldu. Genç koleksiyonda ise işim daha kolaydı çünkü kendi markam için çocuk kıyafetleri tasarlamıştım.
Bu markanın beni neden seçtiğine gelince...
Ben de onlar gibi gündelik, cool, sokak kıyafetleri tasarlıyorum.