Buz Devri'nin sesleri

Animasyon filmi serisi “Buz Devri”nin beşinci filmi “Buz Devri: Büyük Çarpışma” dün vizyona girdi. Çocuklar kadar yetişkinlerin de büyük ilgi gösterdiği bu serinin en büyük özelliklerinden biri seslendirmesindeki başarı olduğu için filmin seslendirme kadrosundan iki önemli isim Ali Poyrazoğlu ve Yekta Kopan’la görüştük. Poyrazoğlu ve Kopan bize seslendirme sanatının zorluklarını ve bu serinin hayatlarına kattıklarını anlattı.

“Çocuklar sesimi duyunca çıldırıyor”

- Mikrofon önünde de oyunculuktaki kadar motivasyona ihtiyaç vardır. Çünkü bu gibi işlerde karakteri sesinizle yaratırsınız. Dublaj yapmak kolaydır. Çünkü zaten bir aktör o karakteri canlandırmıştır. Fakat animasyon yapımlarda o karakteri insanlaştırmak gerekir.

- Çizgiyi insanlaştırmak zordur. Fakat ben çok seviyorum çizgi film konuşmayı... Zaten başka da bir şey konuşmuyorum. Çizgi filmde çok konuştum; kediler, balıklar, kuşlar... Yıllardır da mamutu konuşuyorum.

- “Buz Devri” serisi bana farklı bir popülerlik sağlıyor. Çok komik de bir hikayem var: Bodrum’da plajdayken yanıma 3 yaşlarında bir çocuk getirdiler. Annesi “Çocuğumuz size âşık. Çok seviyor” dedi. Ben de “Nasıl mümkün olabilir, 3 yaşındaki çocuk beni nerede izleyecek?” diyorum. “Buz Devri”ndenmiş. İsveç’te yaşadıkları için çocuk Türkçe de öğrensin diye buradan DVD götürüp izletiyorlarmış. Çocuk suratıma bakıyor. Ben mamut sesiyle konuşmaya başlayınca kendinden geçti ama... Çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Bu seri beni çocuklara da yaklaştırdı tabii... Milyonlarca çocuk seyrediyor bu seriyi. Bu örnekte olduğu gibi yurt dışında yaşayanlar da çocularına Türkçe öğrensinler diye seyrettiriyor. Çok hoşuma gidiyor.

- Seslendirme işinde profesyonelseniz çok zorluk çekmezsiniz. Evet, her seslendirme sanatçısı ayrı ayrı stüdyoya giriyor, sesleri farklı kanallara kaydedilip sonra miksajda birleştiriliyor ama bu işe alışıksanız zorluğu yok. Çizgi film biraz ustalık istiyor çünkü çizgi filmde karakterin ağzına yerleştirebilmek için doğaçlama yapmanız gerekebiliyor.

“Direkt değil samimi çeviri yapıyoruz”

- Sahnede yer alan tüm karakterleri seslendiren sanatçıların aynı anda stüdyoya girdiği gibi yanlış bir kanı var. Fakat her sanatçı kendi karakteri için tek başına stüdyoya girer. Sesler de farklı kanallara kaydedilir. Seslendirme yönetmenine büyük bir iş düşer. Seslendirme sanatçılarının oyunculuklarındaki nüanslar konusunda herkesi bilgilendirirve böylece bir bütünlük yakalanır.

- Zorlukları oluyor tabii ki bu işinde... Sadece “evet” diyeceğiniz bir sahne için de dikkatli olmanız gerekir. Animasyonları seslendirirken ayrı bir özen göstermelisiniz. Bu bir mikrofon önü oyunculuğu çünkü. Elbette aksiyonlu sahnelerde diğerlerine göre daha çok yorulursunuz.

“Animasyonlarda özgürlük alanı daha fazla”

- Animasyonlarda seslendirme sanatçıları özgürlük alanı daha fazla oluyor. Sesinizi, sesinizin şakalı yönlerini daha iyi kullanabiliyorsunuz. Bu nedenle animasyoların seslendirmeleri dublajlara oranla daha iyi olabiliyor. Bu da filmin çok daha içten olmasına olanak sağlıyor. Biz mesela “Buz Devri”nde direkt bir çeviri yerine karakterlere uygun bir şekilde seslendirme yapıyoruz. Daha samimi bir çeviri yani... Ben mesela birçok repliği yeniden yazıyorum neredeyse. Bütün bunlar filmin mizahını da artırıyor.

- “Yüzüm/sesim eskir” endişesi bence eskilerde kaldı. Bir ezber cümle bu. Bunun artık bir geçerliliği yok. Eğer yaptığınız işlerde farklılıklar yaratabiliyorsanız ayrışmalar olacaktır. Her işi aynı özenle yaparsanız her iş de farklı olur. n