Leyleklerin kanat açıklığı 195 ile 215 santim arasında değişir.
Bu ülkede yaşayan 85 milyondan fazla insanız ve Yaren’in kanatlarına yükledik tek ortak sevincimizin sorumluluğunu.
Bir yanıyla güzel ama diğer yanıyla da acı...
***
Leylekler 20 ile 30 yıl arasında yaşarlar ama kayıtlarda İsviçre’de 39 yıl yaşamış bir leyleğe dair bilgiler var.
Yaren, bu yıl 14. kere geldi Eskikaraağaç köyüne.
Yaren’in yaşını bilmiyoruz ama sandalına konduğu Balıkçı Adem Yılmaz 69 yaşında.
Vefa, aidiyet, beklenen zamanda, beklenen yerde olma...
Tüm bu özellikleri bize hatırlatan daha kaç bahar göreceğiz hesap etmeye korkuyor insan.
Daha kötüsü Yaren’den sonra bize vefa, aidiyet, beklenen zamanda beklenen yerde olmayı hatırlatan bir sembolümüz olmayacak mı?
***
Yaren’i her bahar Eskikarağaç köyüne uçuran motivasyon balıkçı Adem Yılmaz ile randevusu değil sadece.
Ulubat Gölü ve oradaki yaşam şartları.
1984’ten beri yüzde 21 oranında küçüldü Ulubat Gölü.
Sadece küresel ısınma değil, çevredeki sanayii tesislerinin atık sorunu var bir de...
Şartlar daha da kötüleşir ve Yaren bir gün gelmekten vazgeçerse, ne yapacağız?
Bir gölün ölümü aynı zamanda bizi mutlu eden kaç duygunun ölümü olacak, düşünen var mı?
Ve can çekişen diğer göllerimizin aklımıza gelmesi için illa Yaren gibi misafirlere mi ihtiyacımız var?
***
Leyleklerin östaki boruları yoktur, o yüzden sesleri de yok.
Yuvalama döneminde gagalarını birbirine vurarak iletişim sağlar leylekler.
Sesi olmayan leylekler, gaga takırtılarıyla popülasyonlarını korurken, sesi olan bizler ne yapıyoruz?
Bağırıyor, sesimizi, nefretimizin silahı haline getiriyoruz.
Sevgiye, insana dair ne bir ses ne de bir soluk bırakmıyoruz.
Sonra Yaren’in gelişi ortak sevincimiz oluyor, kısa bir süre, bir sonraki nefret haline kadar sevincini hissediyoruz.
***
Hoşumuza gitmeyebilir ama Yaren’in bizde temsil ettikleriyle yüzleşmemiz gerek.
Vefa, aidiyet, beklenen zamanda beklenen yerde olma becerisi leyleklerden çok önce insana verilmişti.
Bu özelliklerden vazgeçmek belki banka hesaplarındaki rakamları büyüttü ama içimizde de bir boşluk yarattı.
O boşluk olmasa 85 milyon insan Yaren’i beklemez, geldi diye sevinmezdik…