24.03.2021 - 17:08 | Son Güncellenme:
Zamanın birinde, köyün birinde, çiçeklerin içinde, küçücük evinde küçük bir kız yaşarmış. Bu kızın çok ilginç bir özelliği varmış. Hayvanlarla konuşur, onların dilinden anlarmış.
Günlerden bir gün annesi bu küçük kızdan kuyudan su getirmesini istemiş. Annesinin bir dediğini iki etmeyen küçük kız, kovayı alıp hemen kuyuya koşmuş. Kuyunun yakınında karşısına yaralı bir koyun çıkmış.
Hemen ona yaklaşıp nasıl bu hale geldiğini sormuş. Koyun:
– Sahibim beni ve arkadaşlarımı otlatmaya götürmüştü. Karnımızı doyururken ben dayanamadım ve gizlice ormana gittim. Orada karşıma bir kurt çıktı. Az daha beni yiyecekti fakat ben oradan kaçmayı başardım.
Küçük kız minik koyunun haline üzülmüş. Ona sahip çıkmış ve kuyuya doğru birlikte gitmişler. Koyunun yaralarını temizlemiş ve ona su vermiş. Birlikte evine götürmüş ve annesine olanları anlatmış. Annesi yarası iyileşene kadar koyuna bakmasına izin vermiş.
Bir hafta sonra koyun iyileşmiş. Annesi küçük kıza koyunun gitme vakti geldiğini söylemiş. Küçük kız bunu hiç istemiyormuş. Annesi, onun da bir ailesi olduğunu söylemiş. Bunu duyan küçük kız kendi ailesinden uzakta kalırsa nasıl üzüleceğini düşünüp koyunu çobana teslim etmiş.