Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde 2024 yılına ilişkin işgücü piyasası verileri açıklandı. Bugünkü yazımda, söz konusu istatistikleri detaylı şekilde ele almaya çalışacağım.

TÜİK tarafından açıklanan istatistiklere göre, 2024 yılında işsizlik oranı bir önceki yıla kıyasla 0.7 puan azalarak yüzde 8.7’ye geriledi. İşsiz sayısı ise 151 bin kişi azalarak 3 milyon 113 bin kişi oldu. Ancak aynı dönemde atıl işgücü oranı yüzde 26.7’ye yükseldi.

TÜİK verileri itibarıyla istihdamda kayda değer bir artış var. 2024 yılında 988 bin kişi daha istihdam edildi ve istihdam oranı yüzde 49.5’e yükseldi. Ne var ki bu artış, işgücü piyasasında uzun yıllardır süregelen cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmış değil. Erkeklerde istihdam oranı yüzde 66.9 iken, kadınlarda bu oran yüzde 32.5 seviyesinde. Bu oranlardan da görüldüğü üzere, işgücü piyasasına katılan erkeklerin oranı kadınların iki katı.

Haberin Devamı

Benzer şekilde, işgücüne katılma oranındaki cinsiyet farkı da dikkat çekici: Erkeklerde yüzde 72 olan oran, kadınlarda yüzde 36.8 düzeyinde kalıyor. Son yıllarda kaydedilen ilerlemeye rağmen, kadınların işgücüne katılımının hâlen sınırlı olması, kalkınma perspektifinden ciddi bir kayıp anlamına geliyor.

İşte Türkiye işgücü piyasasının 2024 tablosu: İstihdam artıyor işsizlik düşüyor

Kadınların durumu...

TÜİK’in 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün hemen öncesinde yayımladığı 2024 yılı “İstatistiklerle Kadın” raporu, kadınların ekonomik yaşama katılımında devam eden eşitsizlikleri bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye işgücü piyasasında gerek işgücüne katılmada gerekse istihdamda kadınlar ve erkekler arasındaki büyük fark, kadınların işgücü piyasasına erişimindeki yapısal engellerin hâlâ güçlü biçimde varlığını sürdürdüğünü ortaya koyuyor.

Kadınların düşük işgücüne katılım oranının arkasında yalnızca ekonomik faktörler değil, toplumsal roller ve bakım emeği gibi görünmeyen yükler yer alıyor. “İstatistiklerle Kadın 2024” raporuna göre, kadınların işgücü dışında kalmasının en önemli nedenlerinden biri ev işleriyle meşguliyet. 15 yaş ve üzeri kadınların yüzde 42.9’u bu nedenle işgücüne katılamıyor. Oysa, aynı yaş grubundaki erkeklerde bu oran yalnızca yüzde 7.3 düzeyinde.

Haberin Devamı

Dahası, 25-49 yaş grubunda bulunan ve hanehalkında 3 yaş altı çocuğu olan kadınların istihdam oranı yüzde 27.1 iken, aynı kategorideki erkeklerde bu oran yüzde 90.6’dır. Bu fark, bakım sorumluluğunun neredeyse tamamen kadınların omuzlarında olduğunu ortaya koyuyor.

İşte Türkiye işgücü piyasasının 2024 tablosu: İstihdam artıyor işsizlik düşüyor

Çarpıcı eşitsizlikler

Kadınların işgücü piyasasındaki konumu yalnızca nicel olarak değil, niteliksel olarak da eşitsiz. Aynı eğitim düzeyine sahip kadın ve erkekler arasında ücret farkı ciddi boyutlarda. TÜİK istatistiklerine göre, örneğin yükseköğretim mezunu kadınlar, erkek meslektaşlarına göre yüzde 17.4 daha az kazanıyor. Bu fark bireysel tercihlerden daha çok sistematik ayrımcılığın bir göstergesi.

Gençler açısından tablo daha da çarpıcı. 15-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı yüzde 16.3 seviyesinde. Bu durum, eğitim sisteminden işgücü piyasasına geçiş sürecinin halen zayıf olduğunu, gençlerin beceri uyumsuzluğu ve işgücü talebindeki dengesizliklerle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Genç kadınlardaki işsizlik oranı ise yüzde 22.3 ile erkeklere (yüzde 13.1) kıyasla oldukça yüksek.

Haberin Devamı

İşte Türkiye işgücü piyasasının 2024 tablosu: İstihdam artıyor işsizlik düşüyor

Hizmet sektörü istihdam deposu

2024 yılı itibarıyla istihdam edilenlerin yüzde 57.9’u hizmet sektöründe yer alıyor. Sanayinin istihdamdaki payı ise bir önceki yıla göre küçük bir azalışla yüzde 20.7’ye gerilemiş durumda. Tarım ve inşaat sektörleri ise sırasıyla yüzde 14.8 ve yüzde 6.6’lık oranlara sahip.

Coğrafi konum ne gösteriyor?

TÜİK istatistikleri coğrafi farklılıklara göre değerlendirildiğinde, işsizlik oranının en düşük olduğu illerin yüzde 4 ile Burdur ve Kastamonu olduğu görülüyor. Buna karşılık, en yüksek işsizlik oranı yüzde 18.3 ile Hakkari’de kaydedilmiş. Aynı şekilde, istihdam oranı en yüksek il yüzde 60.6 ile Ardahan iken, en düşük oran yüzde 35.3 ile yine Hakkari’de. Bu bölgesel farklar, kalkınmanın coğrafi olarak dengesiz olduğunu ortaya koyuyor.

Tamamlayıcı gösterge

Temel göstergeler itibarıyla söz konusu olan olumlu tabloya karşılık, atıl işgücü oranının yüzde 26.7’ye yükselmiş olması, klasik işsizlik oranlarının tek başına yeterli bir gösterge olmadığını ortaya koyuyor. Söz konusu göstergeye konu olan özellikle iş aramaktan vazgeçmiş ama çalışmaya hazır bireyler dikkate alındığında, politika yapıcıların daha bütüncül ve kapsayıcı bir yaklaşım sergilemesi gerektiği söylenebilir.

Bu bakımdan, yapısal reformların, nitelikli istihdam politikalarının ve cinsiyet eşitliğini gözeten yaklaşımların hayata geçirilmesi, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir zorunluluktur.