Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

19 Mart 2025’te İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan hukuki süreç, siyasette birden fazla karşılık üretecektir. CHP’de, CHP dışı muhalefette ve iktidarda. Ancak şimdiden kurulan hiçbir kesin cümlenin hükmü de yok. Sonuçtan kastım da seçime yansıma değil. Bugünden seçime kadar geçecek sürenin uzunluğu dikkate alındığında, o vakte kadar olacak gelişmeleri bilmeden, dikkate almadan söylenenler ancak iddia ve temenni olabilir.

Öte yandan seçim en önemli final. Tam bir hafta sonra 31 Mart 2024 yerel seçiminin yıldönümü. Bir yılda Türkiye’nin siyasette bir uçtan öteki uca kaydettiği gelişmeler şöyle bir hatırlandığında, en erken 2027 baharında ya da sohbaharında beklenen seçime kadar sığabilecekleri tahayyül etmek neredeyse imkansız.

Haberin Devamı

An itibariyle görünen ise özellikle muhalefet seçmeninin üzerindeki ölü toprağının atılması gibi erken bir gelişmenin yaşanması. CHP tabanı, konsolide oldu. Ekrem İmamoğlu her CHP seçmeninin gönlünde taht kuran bir isim değilken, parti içinde eleştireni de, muhalefet seçmeninde yereni de çokken, arkasında toplanılmasını sağladı. Konsolidasyonda çözülme olup olmayacağını zaman gösterecek. Kısa vadede ise olağanüstü kurultay.

Bir CHP milletvekili, olağanüstü kurultay kararı ilan edildikten bir kaç dakika sonra, kurultaysever CHP’lilerin ona yoğunlaşacağını ve orada yine parti içi yarış yaşanabileceğini söyledi. CHP için en yakın risk bu. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar kalkıp İstanbul’a gitse de, “Ekrem Bey’e” destek ve dayanışma duygularını iletip, olağanüstü kurultay kararından sonra “birlikte aşacağız” dese de, onu bir kez daha aday olarak görmek isteyen bazı CHP’liler hareketlendi bile. Bazı siyaset bilimciler ise şimdiden CHP’nin bölünme riskinden bahsediyor. Öte yandan İmamoğlu tutuklandıktan sonra siyasi yarış fırsatı görerek ortaya çıkanların bertaraf olacağını düşünenler de var.

Kararsızların kararı ne olacak?

CHP tabanındaki konsolidasyonun benzerinin karşı cephede de olması, bir taraf sıkılaştıkça karşı tarafı da motive etmesi kaçınılmaz olur. Kamuoyu araştırma şirketlerinin 19 Mart sonrasındaki araştırmaları önemli. Ama anlamlı olan 6 ay sonraki araştırmaların ne anlatacağı, bir yıl sonrakilerin ne söyleyeceği olur. Şubat ayındaki bazı araştırmalarda kararsız ve oy kullanmayacağını söyleyenlerin toplamı yüzde 38 civarındaydı. Bir kaç partinin yan yana geldiğinde bile ortaya çıkmayan, siyasetten soğuduğu aşikar bu kitle ne yöne meyleder, meyleder mi buna bakmak tabanların hareketine bakmaktan daha anlamlı gibi geliyor. Çünkü finalde sonucu belirleyen onlar.

Haberin Devamı

Kamuoyu araştırma şirketleri, siyaset bilimciler, sosyologlar ve dahi toplumsal psikoloji çalışan akademisyen, profesyonellerden hassaten beklentim ise özellikle protestolara katılan gençlere dair söyleyecekleri. Siyasi partilerin cümlesi de sloganlardan sıyrılıp resmi rasyonel şekilde analiz etse iyi olur. Görünen o ki hazır fırsat bulmuşken ideolojik karşıtlığını gösterenler dışında protestolarda yer alanlar var. Bunların da ne kadarı İmamoğlucu ya da CHP’li tartışılır. Bilakis CHP’nin onların gerisinde kaldığına dair göstergeler mevcut. Protesto demokratik haktır ancak en masum protestoda bile provokasyon ve şiddet riski bulunur.