Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Filiz Akın, Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit’le birlikte Türk Sineması’nın “dört yapraklı yoncası”ndan biriydi...

Saltanat yıkan aykırı starın sessiz vedası

Türk sinemasındaki siyah saçlı kadınlar tekelini yıkan, Yeşilçam filmlerinin Avrupai yüzü, kolejli kızı, sarışın yıldızı olarak hayatımıza giren Filiz Akın, 82 yaşında sessiz sedasız aramızdan ayrılarak “aykırı star”lığını bir kez daha gösterdi. Çünkü, 21 Mart gecesi kanserden ölen sanatçı, eşi Sönmez Köksal’ın açıkladığı vasiyete uygun olarak 22 Mart’ta sadece aile üyelerinin eşliğinde Aşiyan’da toprağa verildi.

Haberin Devamı

Bu vesileyle bir kez daha rahmet dilediğim Filiz Akın’ın doğumundan ölümüne kadar nasıl nev-i şahsına münhasır bir sanatçı ve insan olduğunu anlatmak isterim.

Suna Filiz Akın, Afyonlu hukukçu Bekir Sami Akın ile Ankaralı Hatice Leman Şaşırmaz’ın ilk çocukları olarak 2 Ocak 1943’te Ankara Doğumevi’nde doğdu. Annesinin söylediğine göre erken konuşan, ama ilk adımlarını 15 aylıkken atan bir çocuktu.

5.5 yaşındayken okulun kapısında, “Ben okulumu istiyorum” diye ağlayan çocuğun feryadını Milli Eğitim yöneticisi duyunca, kaydı yapıldı.

Sinemayla ilk tanışma

Filiz Akın, sinemayla ilk kez 10 yaşında tanıştı. Annesinin onu fermuar alması için Kızılay’a gönderdiği gün sinema önündeki kuyruğu görür, biletini alır ve 1953 yapımı ‘Hıçkırık’ filmini izler.

Filiz Akın biraz zorlansa da ilkokulu bitirir. Annesi, iyi bir eğitim alması için gece gündüz dikiş dikerek kazandığı parayla kızını Ankara Koleji’ne sokar.

Merdivenden düşüp belinden sakatlanan annesi, ikinci eşinden de boşandığı için eskisi gibi dikiş dikerek evi geçindiremeyince üniversite hayalleri suya düşer. Lise biter bitmez bir an önce işe girip evin geçimine katkı sağlamak zorunda kalır.

17’sinde burun estetiği

Bu dönemde Filiz Akın, rahatsızlık duyduğu bir sorununa da son verir.

Filiz Akın’ın o yaşta dert edip, kurtulmak istediği neydi?

Gelin ondan dinleyelim bunu:

“Burnum çirkin. Kompleks yapıyorum. Hep elimi burnumun hizasında tutup kapatmaya çalışıyorum. Çocukluğumda öyle değildi. Çocuklukla buluğ çağı arasında başladı değişmeye, çirkinleşmeye. Kararlıydım bundan kurtulmaya. 17 yaşına girince doktoru ikna edip ameliyat oldum.”

Haberin Devamı

Kızılay’daki güzel!

Yeni burnuyla kendine olan güveni artar, aradığı işi Kızılay’da bir turizm şirketinde bulur.

Çalışmaya başlayınca devam mecburiyeti olmayan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’ne yazılır.

Ancak iş yaşamında üniversite serüveni uzun sürmez. Sanatçı, kolej arkadaşı Oya San’ın annesi sayesinde kaderin yüzüne nasıl güldüğünü şöyle anlatır:

“ Arkadaşım Oya San’ın annesi devamlı aldığı Artist dergisinin yarışmasına, ille de resminizi yollayın diye tutturmuştu. Ben söz verdiğim için gönderdim, kızı ise unutmuştu.

Sonra bir yarışma, bir birincilik ve ver elini sinema.”

‘Bizi annelerimiz aktris yaptı’

Sanatçı, o döneminin star oyuncuları Fatma Girik, Türkan Şoray ile Hülya Koçyiğit’in hep yanlarında güçlü bir anne figürü olduğuna dikkat çeker ve şöyle der:

“Hepimiz çok küçüktük. 18 bile olmadan başladık film çevirmeye. Ebeveynlerimizi ikna etmeye çalışmadık, onlar bizi ikna etmek için çabaladı.

Haberin Devamı

Bizler flörtün bile hoş karşılanmadığı bir dönemde romanlardaki aşkı bulup evlenecektik.

Ne para, pul, ne şöhret ve lüks yaşam. Masallarımızdaki mutlu son sadece buydu, ama annelerimiz, ‘Aşk ne karın doyurur ne mutlu eder’ diye diretti.

Baba figürünün zayıf, anne figürünün baskın olduğu ailelerden geliyorduk.

Otoriter annelerimiz yarım kalan hayallerini, Hollywood efsanesiyle süslü oyunculuk özlemini, daha iyi şartlar altında yaşama projesi olarak dayatıp bizleri iyice şartlandırdı. Bizlerin ilk yıllarında menajerlerimiz onlardı ve prodüktörlere epey zorluk yaşattılar.

Annelerimiz kötü mü yaptı?

Hayır...”

İşe ve Ankara'ya veda

Filiz Akın’ın ilk sinema filmi 1962 yapımı ‘Akasyalar Açarken’dir, ama bu yapımda oynaması kolay olmaz. Çünkü Artist dergisinin fotoğrafına bakarak birinci seçtiği Filiz Akın’a, ‘Akasyalar Açarken’ filminde oynamazsa ödülü verilmeyeceği söylenir, ama o bunu kabul etmez.

Filiz Akın’ı, İstanbul’dan Ankara’ya gelen ünlü yapımcı ve yönetmen Memduh Ün ikna eder.

İşi ve üniversiteyi bırakıp annesiyle İstanbul’a gelir ilk filmini Göksel Arsoy’la çevirir. Filiz Akın, ilk oyunculuk deneyim heyecanıyla ilgili sonradan şöyle der:

“Beni bıraksalar da gitsem dedim. O kadar utandım ve zor geldi ki.

Oynamaktan utanıyorsun. Ne yapacağını bilmiyorsun. Yer yarılsa da içine girsem durumu. Işıkçılar, kameraman, yönetmen, suflör ve bir sürü insan. Hepsi sana bakıyor. Ve ilk yönetmenim Memduh Ün, ilk rol arkadaşım Türkiye’nin en popüler aktörü Göksel Arsoy. Ben ise 18’inde bir genç kız. İlk kez görüyorum hayatımda bu insanları ve aşık rolü oynamam isteniyor. Benden söylememi istedikleri lafları hayatımda hiçbir erkeğe söylememişim. Zamanın durmasını istedim. Her şey buz kesse de ben kaçıp gitsem ve sahici hayata dönsem dedim.”

Filiz Akın, 1964’te oynadığı ‘Kadın Berberi’ filmiyle tanıştığı yapımcı ve yönetmen Türker İnanoğlu ile evlenir. Bir yıl sonra oğlu İlker İnanoğlu’nu dünyaya getirir.

Filiz Akın, 1974’te Türker İnanoğlu’ndan boşanır ve 1975’te çektiği ‘Babaların Babası’ filminden sonra sinemaya veda eder.

Oyunculuğu bıraktı şarkıcılığa başladı

Türker İnanoğlu’ndan boşanınca oyunculuğu bırakmak zorunda kalır ve 1975-1981 yılları arasında şarkıcılık yapar.

1982’de Leon Bubi Rubinstein ile evlenip Paris’e yerleşir, ama 11 yıl sonra boşanır.

1989’da ‘Geçmiş Bahar Mimozaları’ dizisiyle 14 yıl aradan sonra tekrar kamera karşısına geçer.

Filiz Akın, 1994’te dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal ile dünya evine girer.

2002’de yakalandığı burun ve ağız arkası kanseri olan nazofarenks nedeniyle ABD’de tedavi görür ve sağlığına kavuşur.

Saltanat yıkan aykırı starın sessiz vedası

‘Bu kadar da olmaz diyorduk ama halk o filmleri seviyordu’

Filiz Akın, oyunculuk kariyerinin ilk yıllarında şımarık zengin kız rollerini oynar, sonraki filmlerinde daha çok masum, kırılgan ve fedakâr kadınları canlandırır ve siyah saçlı aktrislerin saltanatını yıkıp Türk Sineması’nda “sarışın esas kadın” devrini başlatır.

Sanatçı, 1971 yapımı ‘Ankara Ekspresi’ndeki Hilda karakteriyle 1971’de kariyerinin tek ‘Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanır.

Sinemada aktif olduğu yıllarda hep, “Türk sinemasının en iyi giyinen oyuncusu” seçilir.

Sanatçı, “Çekimler sırasında bazen bizim bile ‘Bu kadar da olmaz artık’ dediğimiz diyaloglar halk tarafından baş tacı ediliyordu. Bir araba çarpıyor kör oluyorduk, başka bir araba çarpıyordu gözümüz açılıyordu. Evet tuhaf ama bu final seyircinin o kadar hoşuna gidiyordu ki... Yer yer itirazlarımızda haksız olduğumuzu görüyorduk” diyecek kadar açık sözlüdür.

Saltanat yıkan aykırı starın sessiz vedası

‘İmajlarımız kendimizden önemli diye düşünüyorduk’

Filiz Akın’ın, yaşıtı oyuncularla birlikte sinemada yaşadıkları o parıltılı ve parlak dönemleri özleyip özlemediği soruya verdiği yanıt “Özlemiyorum” olur ve sebebini de şöyle açıklar:

“Çünkü o dönem anılarda daha güzel geliyor bana. Onun bedeli de çok ağırdı.

Şimdi bakıyorum oyuncular çok rahat, eşofmanlarını giyip yürüyüşe çıkıyor. Bizim öyle bir şey yapmamıza imkan yoktu. Seyircilerimiz bizleri daima sinemada gördükleri gibi gösterişli görmek isterlerdi.

Biz öyle canımız istediği an sokağa çıkamazdık. İlla ki saç yapılı, makyaj tamam, kostüm idare eder durumda olmalıydı. Bakışımıza, ağzımızdan çıkan her söze, yediğimize ve insanlarla mesafemize çok dikkat ederdik. İmajlarımızın kendimizden daha önemli olduğunu düşünüyorduk.”

119 filmde başrol oynayan Filiz Akın’ın en çok kamera karşısına geçtiği sanatçı 22 filmle Cüneyt Arkın’dır. Onu 21 filmle Ediz Hun, 15 filmle Kartal Tibet izler. Filiz Akın, Ayhan Işık’la 6, İzzet Günay’la 5, Kadir İnanır’la 4, Tarık Akan’la 3 filmde oynadı.