06.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN - senem.aydin@milliyet.com.tr
- ‘Kara Para Aşk’ polisiye bir diziydi, ‘Tatlı İntikam’ romantik komedi... Kolay adapte oldunuz mu?
Komedi, zaten akmak istediğim bir türdü. Okuldayken sınav parçalarını hazırlarken hep bir dram, bir komedi hazırlardım. Profesyonel kariyerimde de öyle oldu. Önce dramı oynadım, şimdi komediyi oynuyorum. İkisinin de keyif aldığım tarafları bambaşka. Komedi çekerken daha çok gülüyorsun. Daha tatlı anlar var. Ama öbüründen de başka bir haz alıyorsun.
- Saç renginizi dizi için mi değiştirdiniz?
İki proje arasında oldu. Bu iş bana gelmeden iki hafta önce “Kendimde bir değişiklik yapmam lazım” dedim ve rengini tümüyle değiştirdim. Daha sonra deneme çekimi için içeri girdiğimde, “Tam da böyle bir şey hayal etmiştik” dediler.
- “Saç rengimi değiştirdikten sonra proje teklifleri geliyor” demişsiniz... Bu bir totem mi gerçekten?
Evet, öyle bir totemim var ve yine tuttu. Şimdi birkaç yakın arkadaşım var, onların üzerinde deniyoruz. Bakalım olacak mı?
- Başak, ‘Kara Para Aşk’ta canlandırdığınız Aslı’dan çok farklı bir tip...
Çok ters köşe oldu. Başak’ın Aslı’yla hiç alakası yok. Aksine daha saf, daha hareketli. Çok fevri olduğu için bütün duygularını çok yüksek yaşıyor. Bu kadar enerjik biri benim yanımda olsa aklımı kaçırabilirdim. Ben Başak’a göre daha sakinim.
- Bu karakter oyunculuğunuza neler kattı?
Başak, hiç deneyimlemediğim bir karakter. Aslı, olgun olduğu için daha pes bir ses denemiştim. Çok yönlü düşünen bir kadındı. Başak ise daha hareketli, bir yanıyla saf kalmış bir kız. Bazen okurken “Aa bunu nasıl görmez!” diyorum. Kendimi bir kenara koyup, Başak’ı yaratabilmek güzel bir süreç oldu. Enerjimi kontrol etmeyi öğretti. Sesimle neler yapabildiğimi görmeye başladım.
- Dizide farklı karakterlerde üç yakın arkadaşsınız. Gerçek hayatta böyle dostluklarınız var mı?
Benim bana benzeyen bir kız arkadaşım yok. Mesela ev arkadaşıma göre daha hiperaktifim, hareketliyim, toparlayıcıyım, anacım, disiplinliyim ve daha kontrol manyağı bir insanım. Ev arkadaşım ise rahattır, “Akışına bırak, sakin ol” der. 10 yıldır arkadaşım, dört yıldır birlikte yaşıyoruz ve hiç problem yaşamıyoruz.
- Demet Evgar’a benzerliğiniz için neler söyleyeceksiniz? Siz kendinizi benzetiyor musunuz?
Saç rengim koyuyken Katy Perry’e benzetiyorlardı, şimdi Demet Evgar...
Çok beğeniyorum kendisini, bayılıyorum hatta. Abla - kardeşi oynarız belki, zamanı geldi artık! Sokakta Demet Evgar sanıp, fotoğraf çektirmek isteyenler oldu. İçimden “Acaba beni mi tanıdı, Demet Evgar mı sandı” diye geçiriyorum. “O değilmiş”, deyip giden de oluyor. Ama ben çok benzetemiyorum kendimi.
‘Başak gibi evlenme isteğim yok’
- Oynadığınız karakterler dizide bir şekilde öne çıkıyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
‘Projeye tam manasıyla atladım’
- Projeye başlarken tutacağını tahmin ediyor muydunuz?
Hiç kimseyi tanımıyordum. Okuma provasında bir araya geldik. Zaten ilk bölüm herkes heyecanlıydı.
Çok içten başladık. Ondan sonra da enerji tuttu. İş arkadaşlarınla anlaşabilmen önemli. Çünkü sette yaşıyorsun her şeyini. Annem Ankara’da oturuyor, kardeşim aşçı iş çıkışı akşam eve geliyor. Dolayısıyla setteki arkadaşlarınızla ailenizden daha çok vakit geçiyorsunuz. Yüzün düştüğünde onlar toparlıyor, mutluyken onlar yanında. Bir de çok klişe ama sette mutluysan, gerçekten seyirci de izlerken mutlu oluyor.