Biz Narin cinayetinin yakıcılığıyla boğuşurken gözden kaçırmamamız gereken bir gelişme yaşandı.
İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Irak ziyareti çerçevesinde Süleymaniye’ye gitti ve Bafıl Talabani’yle de görüştü.
Bafıl Talabani kim, ABD’nin, terör örgütünün Suriye koluna iliştirdiği, YPG terörüne helikopter dahil her türlü desteği veren, Türkiye’nin yaptırım uyguladığı bir isim. Saddam’ın katliamlar yaptığı dönemin tamamını İngiltere’de geçirmiş, askeri eğitim almış ama tek bir kurşun atmamış bir imaj kahramanı. İngiltere’den sonra ABD yıllarında devşirme süreci tamamlanmış birisi.
Ortadoğu’da Türkiye’ye karşı ittifaklar kurmak için YPG’nin başındaki Mazlum Abdi’yle gizli tura çıkmış, o tur dönüşünde havalimanından çıkan konvoyun yakınına düşen bombanın ardından bir süre ortadan kaybolmayı seçmiş kişi.
Pezeşkiyan ve Bafıl Talabani
Bafıl Talabani’nin başında olduğu KYB’nin egemenlik alanı Süleymaniye bugün hem terör örgütünün hem de ABD istihbaratının oyun alanı.
Bu Bafıl Talabani’yi cumhurbaşkanı nezdinde ziyaret eden İran, ABD ve İngiliz emperyalizminin hedefi olan ülkelerden birisi, sadece rejimi değil, toprak bütünlüğü de hedef alınan bir ülke.
Böyle bir ülkenin, ABD’nin maşası olduğunu sağır sultanın bile duyduğu bir terör yamağını ziyaret etmesi Ankara tarafından not alındı elbette.
İran, ABD ile sözde düşman ama ABD’nin terör yamağına ziyarette bulunuyor.
İran, Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istediğini söylüyor ama Bağdat’ta etkili olan adamlarıyla Türkiye-Irak yakınlaşmasını sabote etmeye çalışıyor, Irak’ta kontrolündeki siyasi gruplara Türkiye’nin terörle mücadelesine karşı düşmanca açıklamalar yaptırıyor, on yıllardır PKK’ya barınma ve sağlık hizmeti sunuyor, Suriye’ye geçmiş milisleri o bölgede garip ittifaklar kuruyor.
ABD’li general McFarlane, Mazlum Abdi, Bafıl Talabani
Tahran, teröre bu kadar mavi boncuk dağıtıp Türkiye ile dost ilişkisi kurmayı umuyorsa zekâmızla alay ediyor demektir.
Türkiye’deki gözü kapalı İran savunucuları diyebilir ki, İran, Barzani ve Erbil’i baskı altında tutmak için Süleymaniye’yi dikkate alıyor.
Akıl var, mantık var, Bafıl Talabani, ABD ve İngiltere’nin kontrolünden çıkıp İran ile yakınlaşır mı?
Bölgemize dair binlerce kilometre uzaklarda yapılan planları boşa çıkarmak emperyalizmin maşası olanlarla iş tutarak değil, o planın hedefi olan diğer ülkelerle gerçek bir dayanışmayla sağlanır.
Tahran o dayanışmayı gösterseydi, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İranlı dostlarımıza terör örgütü üyelerinin adreslerini veriyoruz ama burada kimse yok diye dönüyorlar demek durumunda kalmazdı.
İran büyük bir medeniyet ve büyük bir devlet tecrübesine sahip, bunu biliyoruz ama “Camdan evde oturanlar komşusunun camına taş atmamalı” atasözünü de unutmuyoruz.
Bölgemizde ve özellikle Tahran’da, MOSSAD ve CIA’nin operasyonlarını engellemenin yolu emperyalizmin hedefi olan komşularla iş birliğinden geçiyor, emperyalizmin maşası olanlarla iş tutmak ya da emperyalizmin yönettiği terör örgütlerine barınma, sağlık, lojistik imkanlar sağlamaktan değil...
Türkiye bu konuda süt kadar beyaz da İran’ın rengi ne acaba?