19.09.2024 - 02:59 | Son Güncellenme:
Görkem Evci
Görkem Evci/ gorkem.evci@milliyet.com.tr- Ek günümüzde göz, diz, boynuz, omuz gibi kelimelerin sonunda yaşıyor. Sonunda z sesi bulunan bu kelimelerin iki ortak özelliği var: Birincisi; bu kelimeleri “organ” kümesi altında toplayabiliyoruz. İkincisi; tüm bu organlardan ikişer adet bulunuyor. Yani göz, diz, boynuz derken, aslında bunların çift olduğunu da sondaki “z” sesi ile ifade etmiş oluyoruz.
İkiz, üçüz, dördüz gibi sözcüklerin sonundaki “z” de işte bu z’dir. Bir arada doğan kişileri ifade etmek için aynı anda kaç kardeşin doğduğunu sayı olarak söylerken, sonlarına bir de “çokluk” anlamı veren z’yi eklemişiz.
Tekil hali “ben” ve “sen” olan şahıs zamirleri de birden fazla kişiyi ifade etmek istediğimizde “biz” ve “siz”e dönüşür. Bu zamirlerin sonuna gelip kişileri “kalabalıklaştıran” sesin z olması elbette tesadüf değil. Birinci ve ikinci çoğul şahısların iyelik eki olan -z de, bu kişi zamirlerinden kalıplaşmıştır.
Bunun dışında kardeş, yoldaş, arkadaş, meslektaş, yurttaş gibi kelimelerin sonunda gördüğümüz +daş ekinin de benzer bir çokluk işlevi var. Muhtemelen “eş” kelimesiyle türetilmiş olan bu ek, anlam bakımından çok olmak kadar, eş-eşit olma durumunu da ihtiva ediyor.