24.07.2023 - 01:00 | Son Güncellenme:
CÜNEYT SADIÇ
Cüneyt Sadıç/ cuneyt@destinationsforever.com- Zeus gönlünü kötü kaptırır Kadmos ile Harmonia’nın kızı Semele’ye. Her isteğini yerine getireceğine kutsal Styks ırmağı üzerine yemin eder. Ama her zaman olduğu gibi karısı Hera her şeyin farkındadır. Hemen Semele’nin dadısı kılığına girer. “Nereden biliyorsun birlikte olduğunun Zeus olduğundan? Ya erkeğin biri Zeus’un adını kullanarak seni kandırdıysa?” der ve devam eder: “Karnındaki bebeğin babası ise kanıtlasın Zeus olduğunu, göstersin sana şimşeklerini...” Zeus doğal olarak karşı çıkar bu isteğe... Bilir çünkü bunu yaparsa öleceğini sevgilisinin. Ama Semele ona Styks üzerine ettiği yemini hatırlatınca, eli kolu bağlanır. Zeus olarak yıldırım ve şimşekleriyle görünür Semele’ye. Görünür ama bu da sevgilisinin sonu olur. Ama karnındaki bebeği yaşama sıkı sıkıya tutunmuştur. Zeus hemen alır sevgilisinin karnından yedi aylık bebeği ve kendi baldırına yerleştirir. Bebek babasının baldırında yaşama tutunur. Zamanı gelip de doğduğunda “iki kez doğan” anlamına gelen Dionysos adı verilen bebeği Zeus, Hermes’e emanet eder.
Hermes de büyütmeleri için Orkhomenos Kralı Anthamas ile karısı Ino’ya verir Dionysos’u... Ama Hera bu! Hemen anlar olan biteni ve delirtir Ino ile kocası Anthamas’ı. Bunu duyan Hermes kaçırır Dionysos’u ve Nysa’daki Nymphelere emanet eder bakmaları için. Dolayısıyla Nysalı yani Anadolulu sayılır Dionysos. Bu dağlardaki periler yani Nympheler bakmıştır ona. Bir başka anlatıma göre ise Titanlar, Hera’dan aldıkları emirle Dionysos’u, girdiği bütün farklı kılıklara rağmen bulup parçalara ayırırlar. Bu parçaları bir kazanda kaynatırlarken kanlarının damladığı yerde bir nar ağacı büyür. Büyükannesi Rhea, torununun etrafa saçılan parçalarını toplar ve ona tekrar can verir. Zeus, Dionysos’u Persephone’ye emanet eder. Persephone de Dionysos’a kız elbiseleri giydirir ve kızlarla büyütmeleri için Orkhomenos Kralı Athamas ve eşi Ino’ya teslim eder. Ama Hera yine herşeyin farkındadır ve Ino ile Athamas’ı delirtir. Deliren kral ve kraliçe öz oğulları Learkhes’i bir geyik sanıp parçalara ayırır. Hermes, bu olanlar üzerine Zeus’tan aldığı emirle Dionysos’u bir oğlağa dönüştürür ve Nysa Dağı’ndaki Makris, Nysa, Erato ve Bromie adlarındaki Nymphelere emanet eder onu. Onlar da bir mağarada sakladıkları Dionysos’a çok iyi bakarlar. Zeus da ödül olarak onların imajlarını Hyades ismiyle yıldızlar arasına koyar. Dionysos’un şarabı bulduğu yer de işte bu perilerin onu büyüttüğü yer olan Nysa Dağı’dır.
Olympos’a kabul edilişi
Tüm dünyayı dolaştıktan sonra Olympos’a gider Dionysos. Ama Olympos’ta 12’den fazla tanrı olamamaktadır ve hâlihazırda yedi tanrı ve beş tanrıça zaten mevcuttur. Sorun, ihtiyarlayan Hestia’nın, Olympos’un en mütevazı ve şatafatsız tanrıçasının, tanrıların sofrasındaki yerini ona vermesiyle çözülüverir. Dionysos tapımı sırasında şarap içerek kendinden geçen insanlar, çılgınca dans ederek dağlara gider, tanrıyla özdeşleşmek adına buralarda karşılarına çıkan hayvanları canlı canlı parçalayıp yerlerdi. Dionysia ve Lenaia festivalleri Dionysos’a adanmış festivallerdi.
Çılgın Bakkhalar
Dionysos’un bir diğer adı da Bacchos’tur. Dionysos festivallerinde sabaha karşı meşalelerle ve keçilerle yürüyen, coşkulu şarkılar eşliğinde dağlarda avcılık yapan, diğer avcıları korkutarak kaçıran, şarap içen , hem korkulan hem de saygı duyulan kadınlardır Bakkhalar. Görünüşlerinin de bunda etkisi vardır. Neredeyse dönemin erkeklerine benzer kıyafetler giyerler. Kıyafetlerinin üzerinde nebris denen bir ceylan postu taşırlardı. Ellerinde “thyrsos” adı verilen, ucunda çam kozalağı takılı, kimine göre asma dalı, kimine göre sarmaşık sarılı bir değnek vardı. Yunan mitolojisinde Dionysos’un kadın takipçileri olan Bakkhalar, “Manead” adı ile de bilinirlerdi ve Dionysos’un maiyeti olan Thiasus’un en önemli üyeleriydiler. Bu kadınlar, aynı zamanda Antik Yunan’da sınır tanımazlığın, sarhoşluğun olduğu kadar gücün de sembolüydüler. Dionysos’un bu cesur kadınlarını en iyi anlatan eser Euripides’in Bakkhalar tragedyasıdır.
Ariadne ile evliliği
Hera, Dionysos ile uğraşmaktan hiç vazgeçmez, sonunda onu da delirtir ve Dionysos; hocası Silenos, Satyrler ve Maneadlardan oluşan bir grupla bütün dünyayı dolaşır. Uzun ve macera dolu bu yolculuk sonrası geldiği Naksos’ta, sevgilisi Theseus tarafından terk edilip yüzüstü bırakılan dünyalar güzeli Ariadne ile karşılaşır. Hiç vakit kaybetmeden de evlenir. Oinopion, Thoas, Stapylos, Latromis, Euanthes ve Tauropolos dünyaya gelir. Dionysos eşinin düğün tacını da daha sonra yıldızlar arasına koyar.
Dionysos’un oğlu Priapos
Lampsakos yani bugünkü Lapseki’de doğar Priapos da. Bağların bahçelerin koruyucusu, cinsellik, erkeklik, üreme ve doğurganlığın tanrıdır. Keçi ve koyun, asma ve üzüm, denizcilik ve balıkçılık ve dahi arıcılık onun himayesindedir. Priapos’a eşek kurban edilir, bahçe ve tarla ürünlerinin ilk turfandaları ona sunulur. Mitosa göre Priapos, tanrı Dionysos ile tanrıça Aphrodite’nin birlikteliğinden doğar. Ancak Hera, Dionysos ve Aphrodite’ye olan kininden dolayı Aphrodite hamileyken elini karnının üzerine koyar ve çocuğun sakat doğmasına neden olur. Nerdeyse boyuna yakın bir cinsel organa sahip, şekli bozuk olarak doğan Priapos’u Aphrodite reddeder ve dağlara bırakır. Çobanlar büyütür Priapos’u. O da babası Dionysos gibi şaraptan ve aşk sevincinden dolayı daima neşelidir.
Midas ve Dionysos
Dionysos’un arkadaşı Satiros, Frigya’yı gezerken Midas’ın gül bahçesinde uyuyakalır. Midas da Satiros’u bulunca onu sarayında ağırlar. Bunu öğrenen Dionysos, Midas’a “Dile benden ne dilersen?” dediğinde, Midas “Dokunduğum her şey altın olsun!” der. Dionysos da bu dileğini gerçekleştirir Midas’ın. Amma velakin Midas bu dileğinin sonuçlarını hiç düşünmemiştir. Yemek için eline aldığı ne varsa altına dönüştüğü için Midas artık ne bir şey yiyebiliyor ne bir şey içebilir. Tekrar Dionysos’a gider yardım için. Dionysos da ona Paktolos yani bugünkü Sart Çayı’nda yıkanmasını söyler. Kendini Paktolas’a atar Midas ve bu dertten kurtulur. Derler ki o günden beri Paktolos Çayı’ndan altın akarmış.
Birçok ismi var
Dionysos, en çok takma ada yani “epithet”e sahip tanrılarından biridir. Bu yüzden de Polyônomos yani “birçok adı olan” olarak da adlandırılır. Adam Forrest’in listesinde yaklaşık 110, Benjamin Hederich’in 1770 tarihli Kapsamlı Mitolojik Sözlüğü’nde ise en az 75 adı listelenmiştir. Çevresinin çıkardığı gürültü nedeniyle Yunanlar ve Romalılar tarafından Bromios (gürültücü), Bacchus (bağıran), Lysios ve Lyaeus (üzüntü kırıcı) ya da Anthroporrhaistes (insan parçalayıcı), sahip olduğu isimler arasında öne çıkanlardır.