ArkeolojiApalliunas ve Apollon bilmecesi

Apalliunas ve Apollon bilmecesi

23.01.2023 - 03:24 | Son Güncellenme:

Denizli’deki Apollon Lairbenos Tapınağı’nı ziyaretimiz sırasında karşılaştığımız Prof. Dr. Fahri Işık, Apollon’un kökeni hakkında önemli bilgiler verdi.

Apalliunas ve Apollon bilmecesi

Metin Ercihan | ercihanmetin@gmail.com- Asartepe olarak isimlendirilen küçük bir tepenin üzerine konumlanmış olan Apollon Lairbenos Tapınağı, Denizli’nin Çal ilçesine bağlı Bahadınlar Köyü’ne dört kilometre mesafede, Menderes Vadisi’ne hâkim bir noktada bulunuyor. Pamukkale Üniversitesi Eskiçağ Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç Hoca’mız ile Çal’da yapmış olduğumuz gezide önemli duraklarımızdan biri de Apollon Lairbenos Kutsal Alanı idi. Bu kült alanı bütün bölgenin ortak tapınım alanı olması sebebiyle de dikkat çekici. Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Esengül Akıncı Öztürk Hoca’mızın buradaki yazıtlarla ilgili çalışmalarına baktığımızda burada adak adayan kişiler arasında Hierapolis, Laodikeia, Dionysopolis, Tripolis, Blaundos gibi kentlerden gelenlerin bulunduğunu görüyoruz.

Haberin Devamı

Apalliunas ve Apollon bilmecesi

Fahri Işık’la karşılaşma

Gezi sırasında Kutsal Alan’da Prof. Dr. Fahri Işık Hoca’mızla da karşılaştık. Bize Kutsal Alan ile ilgili muhteşem bilgiler verdi. 200 yıl boyunca bu tanrının adının Yunanca olduğunu ortaya koymak için bilim dünyasının çok çabaladığını fakat bunu başaramadıklarını aktaran Işık, 1930 yılında Troya Kralı ile Hitit Kralı II. Murşili arasındaki anlaşma metninin ortaya çıkmasıyla bu tanrının daha eskiye dayandığının kesin olarak anlaşıldığını belirtti. Bu anlaşmanın tanığı olarak bahsi geçen üç tanrı arasında birinin adı çok dikkat çekici: Apalliunas. 1930’lu yıllarda araştırmacılar bu tanrının Apollon olabileceğini düşünmüşlerdi. Alman Arkeolog Manfred Korfmann da 1998 yılında yazmış olduğu bir makalede Apalliunas’ın Apollon olabileceğine değiniyor. Fahri Hoca’mız da Apollon Lairbenos Tapınağı’ndan Hierapolis Arkeoloji Müzesi’ne giden alınlığı görüyor. Alınlıktaki çift taraflı balta dikkatini çekiyor ve bu alınlık Prof. Dr. Fahri Işık’a Hattuşa’daki “kapı tanrısı”nı düşündürüyor. Hattuşa’daki kapı tanrısı tasvirinde, başında miğfer, bir elinde de balta bulunuyor. Fahri Hoca’mızın buradan çıkarımı ise şu şekilde olmuş: Eğer o betimde kent koruyucusu kapı tanrısı olarak nitelendiriliyorsa bu niye Apollon olmasın? Hocamız, “Uygarlık Anadolu’dan Doğdu” kitabında da bunu değerlendirdiğini bizlere aktarıyor. Fahri Işık Hoca’mız, Eskiçağ Din Tarihçisi Martin Nilsson’un da “Greek Religion” adlı eserinde “Apollon’un Yunan düşüncesine yabancı, Anadolu kökenli bir tanrı olduğunu ve Hititlerde kapı tanrısı olarak nitelendirildiğini, çok daha sonra Yunan düşüncesine geçtiğini” söylediğini belirtiyor. Yine başka bir yabancı kaynakta yer alan “Atina Akropolü’ne çıkarken orada koruyucu olan Apollon’du” ifadesi de Fahri Hoca’nın dikkatinden kaçmıyor. Bu bilgiler hocamızı “Ege Bölgesi’nde Apollon savaşçı özelliğiyle ön plana çıkıyorsa, bunun bir elinde balta olan Hattuşa kapı tanrısı Apalliunas ile bir bağlantısı olabileceği” varsayımına çıkarıyor.

Yazarlar