21.12.2020 - 16:30 | Son Güncellenme:
Ericsson, 130 yılı aşkın bir süredir Türkiye'de faaliyet gösteriyor. Şu an hali hazırda ne gibi faaliyetler yürütüyor?
Ericsson olarak 130 yıldır Türkiye'de faaliyet gösteriyoruz. Mobil iletişimin tüm aşamalarında varız ve aynı zamanda Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında donanım, yazılım ve çeşitli hizmetler sunuyoruz. Ericsson Araştırma Geliştirme merkezimizde 150’nin üzerinde tamamlanmış proje olup bir kısmı ITEA, CELTIC, H2020 gibi uluslararası çapta öneme sahiptir. Hali hazırda burada geliştirdiğimiz yazılım 34 farklı ülkeye ihraç ediliyor. Dünya çapında 11. Araştırma merkezimizde şebeke protokolleri ve güvenlik gibi konular çalışılıyor, küresel teknolojiye buradan destek olmaya devam ediyoruz.
Türkiye genelinde tüm iletişim teknolojilerine yönelik altyapının oluşturulmasında ve yönetilmesinde aktif bir rol oynadık ve bu rolü devam ettiriyoruz. Aynı zamanda geleceğin 5G ağlarında liderliğimizi devam ettiriyor ve Endüstri 4.0, Nesnelerin İnterneti (IoT), Özel Ağlar ve Otonom Araçlar konusunda faaliyet gösteriyoruz. 800’den fazla çalışanımıza ek olarak, iş ortaklarımızın 3.000'i aşkın çalışanı ile istihdama önemli derecede katkı sağlıyoruz.
Yeni açılacak olan merkezde dijital dönüşüm anlamında ne gibi yenilikler bizi bekliyor?
Her sektördeki dijitalleşmeye paralel olarak dijital dönüşümden geçen servis sağlayıcılar, yeni hizmetleri pazara ilk sunan ve günümüzde ihtiyaç duyulan çevikliğe ulaşmak için giderek daha fazla yapay zeka ve otomasyona yöneliyor. Ericsson olarak Yapay Zeka odaklı yeni merkezimizin kurulmasıyla birlikte ekosistemimizi daha da geliştirecek, Türk ekonomisinin ve Türkiye’deki müşterilerimizin günümüzün teknolojik ortamında ihtiyaç duydukları araçlara Türk mühendislerimizle destek olacağız. Yapay zeka ve otomasyon alanında araştırmalar yapılacak bu yeni merkez Ericsson’un “Operations Engine” modelinden faydalanacak. Servis sağlayıcıların dijital dönüşüm girişimlerini destekleyecek ve yerel araştırma ve geliştirme ekosistemini destekleyecek. Yapay zeka yeteneklerinden faydalanacak olan merkezimizin, servis sağlayıcıların dijital planlarını ayrıntılı bir şekilde tasarlayabilmelerine yardımcı olmasını amaçlıyoruz.
Ericsson'u 5 yıl içinde nasıl konumlandırıyorsunuz? 5G bağlantısını etkinleştirmede ne gibi ilerlemeler kaydedildi?
Telekomünikasyon ekosistemimizdeki tüm paydaşlarımızın bilgi birikimleri ve yenilikçi fikirleriyle bizimle yakın işbirlği yapması ve Türkiye'deki faaliyetlerimize özellikle yeni teknolojiler konusunda çalışmaya devam etmekten büyük gurur ve heyecan duyuyoruz. Türkiye'nin konumu ve sahip oldukları tüm bölgeye hitap edebilecek bir yetkinlik ve ileri teknoloji merkezi olabileceği anlamına geliyor. Özellikle araştırma alanındaki devlet destekleri ve teşvikleri, geleceğin teknolojik fikirlerini ve patentlerini Türkiye'den şekillendirmenin yolunu açıyor. Türkiye'de çok sayıda 5G denemesini tamamladık ve 22 Gbps hız seviyelerine ulaşarak ticari kullanımın önünü açtık.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu alanda pek çok yenilik göreceğiz. 5G teknolojisi, esnekliği, yüksek hız seviyeleri, düşük gecikmeler sayesinde, uzaktan sağlık hizmetlerinden sürücüsüz araçlara, yangınları haber veren kuş yuvalarından uzaktan kontrol edilen seralara kadar birçok alanda ilerlemelere olanak tanıyacak.
5G dijital çağın inovasyon platformu olarak bulut, nesnelerin interneti, yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi yeni bilişim teknolojilerinden de en üst seviyede faydalanmamızı sağlayacak, . Ayrıca Türkiye’deki Ericsson Araştırma Laboratuvarı’nda 5G’nin dönüşümü ve 5G’den sonraki teknolojiler alanında çalışıyor, Avrupa Birliği Projeleri ve TÜBİTAK programları kapsamında yüksek nitelikli araştırmalar yapıyoruz. İzmir’deki IoT Garage'da ise ekosistem ortaklarımız ile birlikte canlı IoT demolarının yanı sıra şebekeler ve nesnelerin internetinin birleşmesi ile farklı sektörler için yeni iş fırsatlarının keşfedilmesine yardımcı oluyoruz.
Türkiye'de telekom güvenliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konudaki çalışmalardan bahseder misiniz?
Araştırma merkezimizde küresel ekosisteme de katkıda bulunacak şekilde güvenlik konusu üzerinde çalışılıyor. Hayatımıza girecek milyonlarca sensör ile beraber, karmaşık şebeke yapıları da düşünülerek, bu konu daha da önemli hale gelmektedir. Uçtan uca son kullanıcının cihazı dahil, tüm şebeke ve protokollerin 3PP standartları çerçevesinde olması çok önemli. Yazılım ve algoritmalar da sürekli güncellenerek güvenilir bir iletişim sağlanmak için durmadan ve yorulmadan herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
İletişim teknolojilerine yönelik altyapının oluşturulmasında Ericsson'un ne gibi katkıları oldu?
Her nesil iletişim altyapısının Türkiye’de kurulması ve yönetilmesi süreçlerinde aktif rol oynayan şirketimiz kurulacak olan 5G şebekelerinde de dünyada teknoloji liderliğini sürdürüyor. 5G alanında ülkemizdeki servis sağlayıcılarla yakın çalışıyor, Endüstri 4.0, IoT, Özel ağlar, Otonom araçlar vb. alanlarda çalışma gruplarında faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’deki Ericsson Araştırma Laboratuvarımız ve İstanbul, Ankara ve İzmir’deki Ar-Ge merkelerimiz ile AB ve TÜBİTAK destekli Ar-Ge projelerinde yer alıyor ve iletişim teknolojilerinin gelişimi içinTürk mühendisler ile çalışmalar yapıyoruz. Kamu kurumlarımız , BTK, HTK ve TÜSSİDE ile de Türkiye’de iletişim teknolojilerinin ve sektörün gelişimi için yakın çalışıyoruz. Mevcut şebekelerin 5G’ye hazır hale getirilmesi, gerekli regülasyon hazırlıklarının vakit kaybetmeden tamamlanması Türkiye’nin bu önemli transformasyonu zamanında gerçekleştirmesi açısından büyük bir öneme sahip. Dijitalleşmenin altyapısı ve inovasyon platformu olan 5G ekonominin gelişmesi ve yeni ekonomik değer ve farklı sektörlerde iş fırsatları ortaya çıkaracak. Bu fırsatları yakalayabilmek için iletişim altyapımızın hazır olması önemli.
Ericsson'un yerel ekonomiye katkılarından bahseder misiniz?
35 ulusal, 230 uluslararası operatör, şirket, KOBİ, üniversite ile Ar-Ge iş birliği, 34 ülkeye mühendislerimizin geliştirdiği yazılımı ihraç etmek, 35’in üzerinde uluslararası Araştırma projelerinde yer almak gibi birçok alanda sadece ekonomiye katkıda bulunmak değil, ekosistemi geliştirip onların da katkılarını artırmak başlıca amacımızdır.
Bu bir ilandır.