Geri Dön

Venedik ve can çekişen aşk

Venedik gibi turistik bir şehirde hâlâ iyi lokantalar olması şaşırtıcı. Örneğin Roma’da ne yaptığınızı bilmez ve Via Veneto’daki herhangi bir lokantaya dalarsanız mikrodalgaya atılmış hazır ravioli yersiniz.

Venedik ve can çekişen aşk

Venedik herhalde dünyanın en turistik kenti. Venedik’te tanıştığınız İtalyanların da çoğu yerli turist. Turizm sektöründe çalışanlar da Venedik’te oturmuyor. Mestre denen pek de sevimli olmayan endüstriyel kentte ikamet ediyor. Nasıl bir şeydir acaba Venedik’te yaşamak? Herhalde rutubet adamı haşat eder. Romatizma kaçınılmaz. Şehrin her yeri merdiven dolu. Yaşlılar nasıl yaşar bu kentte? Nasıl alışveriş eder? Bir de her kış şehri su basıyor. Nasıl uğraşıyor buranın sakinleri su baskınlarıyla? Herhalde evler devamlı küf kokuyordur.

Haberin Devamı

Vedat MİLOR

Bütün bunlara rağmen burayı ziyaret eden her turist, Amerikalı, Avrupalı burada ev almanın hayallerini kuruyor. Bazıları da 1 milyon euro ve fazlasını bastırıp alıyor.

Kimbilir ne kadar masraflıdır burada yaşamak? Öte yandan bu kadar picturesque yani her köşesi neredeyse “Aman benim fotoğrafımı çek” diye bağıran başka bir yer yok herhalde yeryüzünde.

Belki de sorun bu. Venedik ‘aşıklar kenti’. Tamam. Böyle şöhreti. Aşıkların ilk yaptığı iş de küçük bir servet bayılıp gondol denen kayıklarla kirli sularda gezmek. Eğer ekstra para verirseniz kaptan size tiradlar da döktürüyor. Kaldığım dört gün içinde hep bakıyorum gondollara.

İki gözlem. Birincisi, çift çok az. Genellikle kalabalık gruplar, arkadaş grupları hatta birbirlerini az tanıyan turist grupları.

Haberin Devamı

İkincisi gerçek aşık kalmamış. Gerçek aşık sadece yanındakiyle ilgilenir. Burada hababam herkes her an fotoğraf çekiyor. Fotoğraf çekmekten kimsenin etrafı görecek hali de yok.

İtalyan mutfağı hâlâ iyi

“Kardeşim ne diye gidiyorsun o zaman Venedik’e? Google yap, çarşaf çarşaf foto bulursun. Bu kadar para harcamaya ne gerek var?” Herhalde ‘kitle turizmi’ devrinde romance yani aşk denen olay olmuş.

Ya da can çekişiyor.

Öte yandan İtalyan mutfağı hâlâ iyi.

Özellikle de Venedik gibi turistik bir şehirde hâlâ iyi lokantalar olması şaşırtıcı. Örneğin Roma’da ne yaptığınızı bilmez ve Via Veneto’daki herhangi bir lokantaya dalarsanız mikrodalgaya atılmış hazır ravioli yersiniz. Venedik’se kendine özgü mutfağını koruyor. Burada geçirdiğim dört gün boyunca ‘İtalya: Lokanta ve Şarap Rehberi’ kitabında eleştirdiğim lokantaların çoğunu tekrar denedim. Bir de yeni keşifte bulundum.

İşte size bir özet:

1. ALLE TESTIERE

Hâlâ çok iyi. Lokanta minicik, önceden rezervasyon gerekiyor ve akşamları iki kez değişiyor masanın sahibi. En iyisi 21.30’da rezervasyon yapıp aceleye getirmeden yemeğinizi yemek ve şarap seçimini Luca’ya bırakmak.

Burada özellikle her gün taze aldıkları Venedik’e özgü kabuklu deniz ürünlerini tavsiye ederim. Minik çakı midyeleri, deniz tarakları, ahtapot, minik moeche yani pavurya... Ev yapımı hamurişleri iyi, balıklar da taze ve genellikle ızgara. Lokantada her şey günlük tüketiliyor. Tıka basa yerseniz adam başı 100 euro’yu buluyor ama Adriyatik Denizi’nin tüm ‘çirkin’ ama ‘enfes’ yaratıklarını da tanıma şansını yakalıyorsunuz.

Haberin Devamı

2. ANTICHE CARAMPANE

Burası da hâlâ iyi. Basit bir trattoria. Sahipleri Ermeni asıllı ve Türkiye’yle ilişkileri sürüyor. Klasik Venedik mutfağı. İçinde 5-6 ayrı minik meze bulunan karışık meze tabakları çok güzel. Tatlı-ekşi soslu güzel bir deniz kereviti hazırlıyorlar (scampi ‘saor’). Beyaz mısırdan hazırlanan polenta yani mısır püreli sübye çok çok iyi. Güzel bir şarapla birlikte iki kişi 100 euro’ya çıkar.

3. AL MASCARON

Hem sebze hem de deniz ürünlerinin çok taze olduğu gerçek bir osteria burası. Mahalle lokantası. Yabancılar pek bilmiyor. İsterseniz sadece sebzelerden antipasti yani meze tabağı da var. Minik ve çirkin deniz yaratıklarından meze tabağı da. Kızartma minik pavuryalar harika (moeche). Makarnalar da nefis. Hep iki kişilik makarnalar. Ben kitap için gittiğimde kum midyeli denemiştim. Bu sefer Venedik’in klasik makarnası ‘bigoli in salsa’ yani hamsili makarna denedik. Çok sevdim. Yanında da hiç fena olmayan bir ev şarapları var. 10 euro. İki kişi 60-80 euro arası çıkarsınız.

Eda İle Ne Konuştuk? - Sibil ÇetinkayaSempatik tavırları ve giyim tarzı ile birçok kişinin beğenisini kazanan Sibil Çetinkaya, Eda Özdemir'in bu haftaki konuğu oldu.
Yazarlar

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber