Sosyal paylaşım platformu TikTok’a yine dava açılmış. Gerekçe de, çocukların veri gizliliği konusunda atılması gereken adımları atmaması! Daha önce de tüketici dernekleri tarafından buna benzer bir dava açılmış ve TikTok, 13 yaşın altındaki kişilerin videolarını platformdan kaldıracağı yönünde taahhütte bulunmuştu. Fakat halen bazı içeriklerin durduğu gerekçesiyle yeniden dava açıldı. Anlaşılan o ki, TikTok ödediği cezalara doymuyor çünkü gelirleri daha yüksek! Türkiye’de kullanıcı sayısı olarak neredeyse instagramı yakalamış durumda. Bizim evde, TikTok kullanıcısı yok. Ancak ‘komiklik’ adı altında çocukları kullanarak yapılan paylaşımları görüyorum. Ya da 13 yaştan küçük çocukların var olan hesaplarını. Ben bunu çocuk ihlal ve istismarının başka bir boyutu olarak görüyorum. Çocuklarımızın istismara maruz kalmaması için sokaklardaki güvenliğini bu denli düşünürken, dijital dünyadaki tehlikeleri neden düşünmediğimizi aklım almıyor.
Ebeveynler dikkat!
Çocuğunuzun sosyal paylaşım sitelerinde şahsi hesabının olması için, 13 yaşını doldurmuş olması gerekiyor. Youtube, Linkedin üyelikleri için ise 18 yaş sınırı var. Bu bir kural. Ancak tabii ki denetlenmesi mümkün olmuyor. O nedenle en büyük iş ebeveynlere düşüyor. 13 yaş altındaki çocukların sosyal medya hesaplarının olması, onları internet üzerinden işlenebilecek her tür suça maruz bırakma tehlikesi taşıyor. Boşuna 13 yaş denmiyor. Çocuklar bu yaşlarda, dijital dünyanın çapını, karşısına çıkan içerikleri akıl süzgecinden geçirmeyi, yalanı/doğruyu, iyi niyeti/kötü niyeti ayrıştıramaz.
Yedikleri yemeği, okul notlarını bu denli önemserken, bu yaşlardaki çocuğumuzu sanal dünyanın içine atmak, onlara yapacağımız en büyük kötülüklerden. Salgınla birlikte evde internet kullanımı, video izleme ve oyun oynama sürelerinin arttığı bu günlerde, lütfen bu konuyu tekrar hatırlayalım.
Görünen o ki, gelecekte pek çok şey ekranlar aracılığı ile olacak. O nedenle erken yaşlardan itibaren, sağlıklı internet kullanımı alışkanlığı kazanmalarına destek olalım. Tıpkı gerçek hayattaki kimlikleri gibi, dijital dünyada da bir kimlikleri olduğunu ve bu kimliği korumak için yapılması gerekenleri adım adım gösterelim. Dijital dünyaya adım attıkları andan itibaren, bir daha silinmeyecek bir ayak izleri olacağını, güvenliğin önemini, zorbalıkla baş etmeyi, eleştirel düşünebilmeyi, zaman yönetimini anlatalım. Bunu da en çok kendi kullanım alışkanlıklarımızla sağlayabiliriz. Ki büyüdüklerinde ve dijital dünya ile baş başa kaldıklarında, kendilerini nasıl koruyacaklarını ve zorlandıklarında nasıl yardım isteyeceklerini bilsinler.
Bu konuda kendimizi eğitmeliyiz. Okullarda da müfredatın içinde zorunlu ders olmalı. Başka yolu yok!
Ne yapsak?
Nostalji gecesi
Bu aralar geçmiş günlerimize, her zamankinden daha çok özlem duyuyoruz. Hafta sonu ailecek bir nostalji gecesi yapmaya ne dersiniz? Eski fotoğraflar, videolar, mektuplar, yazılar, resimler tozlu sandıklardan çıksın. Çocuklar, bizden çocukluğumuzu dinlemeyi çok seviyorlar. Yaşadığımız zorlanmaları, komiklikleri dinlerken, bize daha çok empati yapabiliyorlar. Sıcak bir iletişim ve güçlü bir bağ için, bu tip etkinlikleri şiddetle öneriyorum.