ABD Başkanı Trump: “LGBTQ’yu tanıtmak için kimsenin adını bile duymadığı Afrika ülkesi Lesotho’da 8 milyon dolar harcadık!”
Peki ABD’nin Biden döneminde LGBTQ lobisinin propagandası için para dağıttığı tek ülke 2 milyon nüfuslu Lesotho mı?
Sanki öyle değil gibi… Baksanıza Türkiye’de bir eğitim sendikası Ramazan ayında okullarda “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersi yapacağını duyuruyor! Sınıf tahtalarını da mor renge boyayacaklarmış! Acaba bu motivasyonun sebebi ne?
Lafı uzatmaya gerek yok. Bu aile kavramına açıktan savaş açmaktır. Öğretmenlerin üye olduğu bir sendika nasıl olur da küçücük çocuklara okullarda eşcinsellik propagandası yapacak kadar gözünü karartır?
Sendikanın bir sonraki adımı ne olacak? Kaliforniya örneğinde olduğu gibi “Okullarda cinsiyet değiştirmek isteyen çocuklar var” diyerek yeni bir faza geçmeyi mi planlıyorlar?
Ailelerin, velilerin gözü bu saatten sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerindedir.
Bakan Yusuf Tekin’in “Türk toplumunun merkezinde aile vardır. Yapılan anayasaya aykırıdır, adli ve idari işlem yapacağız” açıklaması önemli ama yetmez…
Okullarda çocuklarımıza LGBTQ sapkınlığının propagandasını yapacak öğretmen istemiyoruz.
Bunu yapmaya cüret edenin cezası meslekten ihraç dışında bir şey olamaz. Eşitlik deyince aklına sadece LGBT’liler gelenden öğretmen de olmaz.
Kim, ne sapkınlığı yaşamak istiyorsa yaşasın…
Ama çocuklarımızdan uzak dursun.
Provokatörler fazla mesaide
Merkezinde olduğumuz coğrafya ne çektiyse bir emperyal plan olan “Etnik ve mezhep kavgasından” çekti…
Bugün Suriye’de yine aynı tezgahla karşı karşıyayız.
Ve şundan hiç şüpheniz olmasın… Lazkiye’den başlatılmak istenen mezhep temelli iç savaş senaryosu Türkiye’yi de kapsayacak şekilde çalışılmış. Senaryoyu yazanlar buna bir de YPG terör örgütü üzerinden etnik temelli bir cephe eklemek istiyor.
Bütün bu gelişmelerin Türkiye’nin terör örgütü elebaşına “Örgütü feshetme” açıklaması yaptırmasından sonra yaşanması sürpriz değil. Tıpkı son 10 günde belirginleşen İsrail -YPG yakınlaşması gibi … Tıpkı İran’ın Türkiye’ye yönelik hasmane tutumunun dozunu sürekli artırması gibi…
Bölgede terör sorununu halletmiş, örgüte silah bıraktırmış, Irak ve Suriye’ye ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan ağırlık koyacak bir Türkiye istemiyorlar…
Provokatörler tam da bu yüzden şu sıralar istim üzerinde…
Herkesin ağzından çıkan lafı tartarak, kılı kırk yararak konuşması gereken bir dönemdeyiz. Özellik de siyaset esnafının.
Türkiye belki dünyanın en zengin ülkesi değil. Ama açık ara en merhametli, en vicdanlı ülkesi. Suriye’de Sünniler katledilirken nasıl sessiz kalmadıysak… Çok büyük bedeller ödeyerek kapılarımızı açıp ekmeğimizi paylaştıysak… Bugün Suriye’de sırf Nusayri olduğu için insanlar katlediliyorsa yine sessiz kalmayız, yine insanlığın yanında saf tutarız.
Yeter ki sakin kalalım, provokatörlerin ve onların iplerini ellerinde tutan küresel çetelerin tuzağına düşmeyelim…
TÜSİAD’dan beklentim
Ekonomi dışında hemen her konuda fikir beyan eden, Türkiye’deki gereksiz kutuplaşmayı körüklemek için sürekli ateşin üstüne odun atan TÜSİAD’dan istirhamımdır.
Belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarını perdelemek için Türkiye’yi uluslararası arenada şikayet eden… İşi “Türkiye’de can, mal güvenliği yok” noktasına getirerek yabancı sermayeye üstü kapalı “Sakın buraya gelmeyin” mesajı yollayan siyasetçilere…
Türkiye’de kazandığı servetini niyeyse hep yurtdışına taşıyan işadamlarına da iki çift laf edin.
“Durun ne yapıyorsunuz?… Nereye gidiyorsunuz?” deyin…
Bakın o zaman vatandaştan nasıl destek bulacaksınız.
Denemesi bedava. Eğer sizin için de bir sorun yoksa buyurun konuşun.
