Ebeveynler çocuklarının geleceği, eğitimi, arkadaşlıkları ve sorumlulukları konusunda bu kadar hassasken, çocuklar neden bu kadar duyarsız, sıkılgan ve dağınık! Sorun nerede başlıyor? Sinirbilim Uzmanı Dr. Kerem Dündar ile konuştuk
Dr. Kerem Dündar, problemi şöyle tanımlıyor: “Çocuğa büyürken eşlik etmek yerine çocuğu büyütmek derdine düşüyoruz. Bunun iki nedeni var: Ebeveynlerin kaygıları ve bu konuda oluşturulan endüstri.”
Tıp eğitiminin ardından beyin araştırmaları üzerine doktorasını yapan ve bütüncül nöro yaklaşım ile modern ve geleneksel tıp, güncel teknoloji, terapi sistemleri ve sinirbilim bilgisini birleştiren Dr. Kerem Dündar ile günümüz ebeveyn-çocuk ilişkisine dair çarpıcı tespitlerini konuştum.
“Çocuğun bugünkü ihtiyaçları değil, gelecekteki olası kaygılar ebeveynliğin temel aracı olmaya başladı. Bir tarafta kaygı dolu ebeveynler var. Bir tarafta ‘gel sana iyi anne baba olmayı öğreteyim’ diyen bir sektör. Bugün doğru anne babalığı anlatan çoğu insanın çoluk çocuğu da yok. Bu artık tecrübe paylaşmaktan çıktı. Kocaman bir sektör oldu. Yarı bilimsel bir sürü fikir var ortada. Bilim neyi yapıp yapmamanız gerektiğini söylemez. Bilim size ‘deney yaptık çocuklar tableti yarım saat kullanmalı’ diyemez. Burada bir uzman paradoksu var. O yüzden ebeveynlerin kafası karışık. Ebeveyn yetki devri yapmak istiyor. ‘Hocam nasıl yapalım’ diye çok sorulur. Bunun cevabı yok. Bunun yerine bilgi ve tecrübeyle akıl yürütme vardır. Çocuğunu sen tanırsın. Ben ancak süreci daha iyi yönetmen için bilgilendiririm. Ebeveynler bunu karar verme unsuru olarak kullanıyor. Uzmanlar da bu zaafın farkında onların yerine karar veriyor. Etraf başarılı ama mutsuz insan dolu.”
“Eşlik etmek önemli”
Ebeveynlerin sürekli sorun çözmeye meyilli olduğunu söyleyen Dündar “Yaratıcı ebeveyn eğitimlerinde gördüm ki, ebeveynler kendilerinin değil, çocuklarının gelişmesi gerektiğini düşünüyor. Halbuki çocuk nasıl gelişeceğini ailesinden öğrenir. Ebeveynler olumsuz bir şey duymak istemiyor, çünkü toksik düzeyde çok olumsuz içerik var. Uzmanlar yıllarca bu işlerin pazarlamasında suçlama yöntemini kullandı. İyi ebeveyn olmak kimsenin ilgisini çekmiyor ama başarılı çocuk herkesin ilgisini çekiyor. Çocukla ilgili sürece eşlik etme eğilimi yerine sürekli sorun çözmeye meyilliyiz. Hatta başarı kavramı bile başlı başına bir sorun görülüyor. Acil planlar, mucizevi yöntemlerle sorun çözme çabası peşindeyiz” diyor.
Günümüz çocuklarına çok fazla seçenek sunulduğunu ve bunun da onları çabuk vazgeçen, isteksiz kişilere dönüştürdüğünü söyleyen Dündar, “Kendimizi ne kadar yetersiz hissedersek o kadar çok oyuncak alır o kadar çok seçenek sunarız. Ebeveyn, ebeveyn olmaktan çok tüketici haline geldi. Bugün çocuğunu iyi yetiştirmemiş bir ailenin çocuğu senin çocuğunla da sıkıntı yaşar herkesin çocuğuyla da dünyayla da yaşar. Ebeveynliğin yüzde 100’ü olmaz illa eksik olacak. Hiç eksiltilmemesi gereken koşulsuz sevgi, sınırsız eşlik. Ve çocukların sonuçlarına katlanamayacağı hatalara eşlik” diyor.
Dündar, “Sadece kendi çocuğunu severek onun geleceğini garantiye alamazsın. Tüm çocuklar için mücadele etmeliyiz. Bir kere ebeveynlik eğitimine gidiyorlarsa, beş kere iklimle ilgili seminerlere, on kere teknolojinin geleceği ile ilgili eğitimlere gitmeleri gerekiyor. Sorun sadece çocuğumu hangi okula göndermeliyim meselesi değil” uyarısında bulunuyor.
Ebeveynlikte olmazsa olmazlar!
Ebeveynlik önerilerle değil, sevgiyle yapılmalı.
Ebeveynlik için çok para harcamaya başladıysanız bilin ki o problem.
Çocuğuna zaman ayırabilen ailelerin çocukları uzun vadede kendilerini daha değerli hissediyor.
Eksik kalan konular her zaman affedilir ama eksik hissettirmenin telafisi yok.
Ebeveynlik motivasyonla değil, istikrarla yapılır.
Çocuğun geleceği ya da eğitimi değil çocuğun kendisi ana konu olmalı.
Erken çocukluk döneminde ne kadar çok ilgili olunursa o kadar iyi. Ama telafi her zaman mümkün.
Çocukların bir durum karşısında sebat etme, tekrar tekrar deneme, becerilerinin çok önemli olduğunu unutmayın! Onların yerine yapmak ve karar vermekten vazgeçin.