ABD-Çin ticaret gerginliği piyasaların önündeki en büyük sıkıntı kaynağı. Riskten kaçış altını öne çıkarıyor. Onsu 1.513 dolara yükselen altında ilk hedef 1.530 dolar. Arada geri çekilmeler yaşansa da altında yön yukarı
Piyasalarda riskten kaçış fiyatlanıyor. Altının ons fiyatı 2013 yılından bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Küresel çapta 15 trilyon dolarlık eksi faizli tahvil stoku bulunuyor. FED’in faiz indirme ihtimali ve merkez bankalarının altın toplaması, altına yönelik ilginin canlı kalmasında belirleyici bir etkiye sahip. Kısa vadede teknik olarak hedefin 1.530 dolar seviyesinde bulunuyor. 2019 yılına altının yükselişinin damga vuracağı anlaşılıyor.
Merkezler topluyor
Dünya Altın Konseyi raporuna göre, küresel altın talebi, bu yılın ikinci çeyreğinde 2018’in aynı dönemine göre yüzde 8 artarak 1.123 ton oldu. İkinci çeyrekte merkez bankalarının altın alımı, yüzde 47 artışla 224,4 ton olarak gerçekleşti. TCMB, altın rezervlerine yılın ilk yarısında net 60,6 ton ekledi. Küresel altın talebi, 2019’un ilk yarısında son 3 yılın en yükseğine çıkarak 2.182 tona ulaşırken merkez bankaları, bu dönemde 374 ton alım yaparak son 19 yılın rekorunu kırdı.
Dolar nasıl bir seyir izleyecek?
Dolar kurunda aşağı eğilimli bir kanal içerisindeki hareket devam ediyor. Dolar/TL’nin içerisinde hareket ettiği alçalan kanalın direnci 5,62 seviyesinden geçiyor. Bu seviye yukarı kırılmadıkça 5,30-5,20 hedefi ile düşüş eğilimi devam edebilir. 5,62’nin kırılması ise yükselişin önünü açacaktır. Bu durumda hedef seviye 5,80 olacaktır. 2018 yılının ağustos ayından bu yana devam eden düşüş trendinin direnç seviyesi olan 5,80 ana trendi belirliyor. Dolar kurunda ana düşüş ivmesi kırılmadığı sürece yeni zirveler beklenmemeli. 2019 yılında dolar kurunun 7,23-6,25 seviyelerinden gelen direnç akımlarını aşması beklenmemeli.
Goldman Sachs: Hedef 1.600 $
Goldman Sachs, 1.600 dolarla altına ilişkin beklentisini yükseltti. Kurum, ABD ile Çin arasında artan tansiyon nedeniyle güçlenen küresel ekonomik endişelerin, altına yönelik güvenli liman talebini artırdığını vurguluyor. Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının alım yapmaları da altına olan talebi güçlü kılan bir diğer neden. Yaptırım riski, jeopolitik risk ve ticaret savaşı riski nedeniyle dolardan kaçışın altına yönelimi artırdığını dile getirmekte.
İlgiyi artıran 5 neden
1.En önemli gerekçe ABD ile Çin arasındaki ticaret çekişmelerinin hemen sona ermeyeceği endişesi.
2.Küresel ekonomik büyümedeki belirsizlik.
3.Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının altın toplaması.
4.Tasarruf sahiplerinin birikimlerinin değerini kaybetmeyecek yatırım aracı arayışı ve küresel çapta 15 trilyon dolarlık eksi faizli tahvil stokunun bulunması.
5.Jerome Powell’ın, 31 Temmuz’daki çeyrek puan faiz indirimine rağmen faiz indirimleri konusunda kapıyı açık bırakması faiz indirimlerinin devam edebileceğine ilişkin beklentiyi canlı tutması. FED’in bir sonraki toplantısı 18 Eylül’de gerçekleşecek. Yeni FED toplantısına kadar spekülasyonların devam edecek olması.
Borsada yabancı payını izleyelim
Borsa İstanbul’da kısa vadede endeks hisselerinden gelen satışlarla desteklerin test edildiği görülüyor. BIST 100 Endeksi, 95.734 seviyesinde bulunuyor. Endeks dolar bazında 17.250 seviyesinde. Fiyatlar iskontolu ancak gelişmekte olan ülkelerde yaşanan fiyat dalgalanmaları ve yabancıların borsadaki hareketi BIST 100 Endeksi’ni de etkiliyor. Banka hisselerinde yaşanan yüzde 8’e varan değer kayıpları endeksi aşağı çekiyor. Dolar bazında değerlendirildiğinde 1 dolarlık banka hisseleri olası yükseliş dalgalarında yabancıların alım hedefinde olacak.
Foncular ne diyor?
Fon yöneticilerinin altına yönelik hedef fiyatlarını yükselttikleri dikkat çekiyor. Küresel çapta rekabetçi olabilmek için herkes parasının değerini aşağı doğru çekmeye çalışıyor. Ekonominin canlanmasını ve sermaye girişlerini sağlamak amacıyla hedefler yükseltiliyor. Citigroup 6 - 12 aylık süre içerisinde altının ons fiyatının 1,600 dolar seviyesine ulaşacağını belirtirken Bank of America Merrill Lynch (BofAML) altın fiyatlarının iki yıl içerisinde 2 bin dolara tırmanarak 2011’de görülen 1.921 dolarlık tüm zamanların rekorunu aşmasını bekliyor.
Arjantin etkisi!
Gelişmekte olan ülkeler için hiç de kolay olmayan bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Arjantin’in kredi notunun ‘B’ seviyesinden ‘CCC’ seviyesine indirildiğini açıkladı. Fitch’ten konuyla ilgili yapılan açıklamada not indirimi kararının, ülkede 11 Ağustos tarihindeki seçimlerin ardından ortaya çıkan politika belirsizliği, finansman koşullarındaki sıkılaşma ve yaklaşan genel seçimlerle ilgili belirsizliklerin sonucu olarak alındığı, ifade edildi. Kurum, Arjantin’in kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altında tutuyordu. Gerçekleşen not düşüşüyle birlikte Arjantin’in notunu “B” yani “mali durum belirgin olarak değişken, önemli derecede spekülatif” basamağından “CCC”ye yani “şiddetli riskli” seviyesine indirdi. Söz konusu durum kuşkusuz gelişmekte olan ülkeler açısından istenen bir durum olmasa da etkisi sermayenin bu ülkelere yönelik daha temkinli yaklaşmasına sebep olabilecektir.
Yaşar Erdinç’i kaybettik
Uzun yıllar birlikte çalıştığım değerli arkadaşım, sermaye piyasalarının duayenlerinden Dr. Yaşar Erdinç’in vefat haberini büyük bir üzüntü ile öğrendim. Kendini sermaye piyasalarının, finansal okur yazarlığın gelişimine adamış, kadirşinas bir insandı. Merhuma Allah’tan rahmet diliyorum.